OSMANLICI, CUMHURİYETCİ TARTIŞMASI
Ben iyiden iyiye bu toplumun sloganlar üzerinden düşündüğüne ve bu sloganlar üzerine hayal kurduğuna ve bunları gerceklerle karıştırdığına inanmaya başladım... Şu tartışmaya bak ben Osmanlıcıyım, çok güzel, Ben Cumhuriyetciyim daha çok güzel…. Bu güzellikler üzerine düşünelim mi? Hadi hep beraber düşünmeye kampanyası başlatarak düşünmemiz gerekir ama biz bir yazıyla bu düşünme kampanyası fikrini ortaya atalım, devletlü büyüklerimiz belki bir törenle düşünme kampanyasını acarlar…
Osmanlıcıyım diyen arkadaş, daha 40-50 km ötede ki türbemizi(kendi topragımız olan) koruyamıyorken, Suriyeli sıgınmacılar için Suriye sınırları içinde bile bir tampon bölge oluşturamıyorken, dogu da bunlar yaşanırken, batıda Ege Denizin de neredeyse yüzerek gittigimiz kayalıklara bile bayrak cekemiyorken… Büyük Osmanlı devletini hayal etmek sarhoş hayali olsa gerek… Bunları yaparsak başımızın belaya girecegini hepimiz biliyoruz ama bunlar üzerinden de siyaset yapmaktan vazgeçmiyoruz… Bilmeliyiz ki ne tarih 1400-1500 yılları, ne batı o günün batısı, ne dogu o günün dogusu… İlle de bir ideal için çalışılacaksa bu ümmetin kültür birligi ideali olsun, olmalı diye düşünelim ne dersiniz? İşte bu nedenle düşünsel acıdan nostaljik Osmanlı hayali kuranları biraz dünya gerceklerine davet ediyorum…. Bir de dil sorunu tartışılıyor, bir Osmanlıca bir sentez dildir, Farsca, Arabca ve Türkce nin karıştırıldığı, bunu o gün sadece çok dar bir okur yazar anlayabiliyor, Türkce konuşan halk anlamıyordu, yazı dili Türkce degildi, Yunus, ve Karacaoğlan gibi bazı Türkce yazanlar halk anlayabiliyordu, Osmanlıcayı o gün anlaşılamıyodu, bugün de anlamıyoruz… Günümüzde konuşulan Türkce, Türk halkının konuştuğu Türkcedir, Alfabe ise zaten dil degil, dilin yazılı hale getirilmesidir… Alfabe devrimi iyimidir kötümüdür den çok, bizim yazılı kaynaklarımızı günümüzde konuştuğumuz dile ve yazdığımız alfabeye aktarmak için düşünce üretelim veya bilgisayar proğramları geliştirelim onları otomatik çevirsin ne dersiniz? Bu daha kolay, alfabe devrimi yapmadan çok daha kolay, daha ekonomik, daha mantıklı, toplumun %95’’i de şu anda bu alfabe ve dili kullanıyor, siz toplum bir gece cahil oldu diye karşı cıktığınız zaman okur yazar oranı bu topluda belkide %10 bile degildi… Şimdi %90’ı cahil mi bırakacağız… Maksat toplumsal gelişmeye odaklı siyaset mi, yoksa toplumsal gerilimlerden beslenen siyaset mi? Bunlar üzerinden düşünelim ve hayal degil gerceklikler peşinde koşalım, önerisiyle, Cumhuriyetciyim diyenlere bakalım ne yapıyorlar…
Cumhuriyetciyim diyenlere de bir iki sözüm olacak, toplumun kıllık kıyafeti degiştirilsin, Alfabesi degiştirilsin, dini yorumlamalarına, anlamalarına müdahale edilsin veya degiştirilsin, tahrikatları kapatılsın, kılık kıyafetleri degiştirilsin… Bunların yapılabilmesi için bazılarında haklı gerekceler de olsun, bazıların da gerekceler üretilsin bu yapılanlara hiç direnilmesin mi? Bu yapılanlar hiç eleştirilmesin mi? Ama bunlar yapılırken siyasal degil artık kültürel düşünmemiz gerekmez mi? Yani bu konular artık tarih olmuştur, siyasetciler degil tarihciler, akademisyenler tartışsın, bu kararların sonucunu bilim adamları tartışsın, bu kararlar ülkeye ne katmıştır, ne götürmüştür… Bence katkıları olmuştur, nereden çıkarıyorsunuz derseniz, İslam ülkeleri arasın da en çok dünya bilim litaratürüne katkı sunmuş iki ülke var, biri Türkiye digeri İran dır… Eee halifelik neden lav edildi, biz deriz Ümmet üzerinde etkisi yoktu, İslam birligine hizmet etmiyordu, o tarihde üç dört kendini halefe ilan etmiş kişi vardı vs..vs Osmanlıcı diye kendini tanımlayan arkadaş da etkin kılınması mümkündü der iki taraf da haklıdır… Ama bu tarihsel bir vakadır ve tarihin derinlikleri miting alanların damı tartışılmalıdır… Salı günleri mecliste politik tabanına Salı gazı verme toplantılarında mı? Yok 95 yıllı tarih bizim tarihimizi degildir demeyen akademisyenlerce, Türk ırkı yoktur demeyen akademisyenlerle tartşılmalıdır.. Bu arkadaşlar bilimsel tarafgirlikten siyasal tarafirlige göç etmişlerdir.
Ayrıca laikligi inaçlar üzerinde baskı aracı gibi uygulayan devlet yöneticilerini hiç mi eleştirmeyelim, Türban üzerinde ki baskıların yanlışlığını hiç mi söylemeyelim, Kürt sorununu günümüze hediye eden baskıları görmezden mi gelelim… Cumhuriyeti demokrasiyle ve vatandaş haklarıyla destekleyemeyen yönetimleri hiç mi sorgulamayalım... Yani eleştiri yoksa daha iyi arayışımızı hadım etmiş oluruzu düşünmeyelim mi? Artık hala tarihle yaşamaya devam edelim tarihi olaylardan düşmanlıklar mı yaratalım, taa o tarihde HZ Hüseyini katleden yeziti bu günde aramaya devam mı edelim? Benim atam şöyleydi, benim atam böyleydi, şöyle adalet timsaliydi, böyle ahlak abidesiydi demek yerine bu özellikleri günümüze taşıyalım ne dersiniz? Atalarımızla övünmenin çok abartıldığını düşünüyorum, ister yakın atalar, ister uzak atalar hepsi bizim degil mi? Bana kalırsa Türk tarihi Orhun anıtlarından başlar bugünle devam eder, birimiz bunu sadece Osmanlıyla, digeri bunu sadece Cumhuriyetle sınırlarsak yanlış yaparız…
Sanırım sorunumuz şu, biz atalarımızı ve liderlerimizi çok kutsuyoruz, liderlere insan üstü özellikler yüklüyoruz ve onların hatalı kararlar alabilecegine ihtimal vermiyoruz… İnsan kararlar alırken yanılabilir, bu kararların sonucu günümüze nasıl yansımıştır? Bunu o gün ki aynı durum da olan ülkeler üzerinden degerlendirebiliriz…
Şimdi aynı dönemde, yada yakın tarihler de bagımsızlığını kazanan İslam ülkesi var mı? Suriye, Irak, Ürdün, Arabistan, Tunus, Cezayir, Libya, Kuveyt, Katar harf devrimi yapmamalarına rağmen daha mı çok bilimsel gelişmeye neden olmuşlar? Cumhuriyeti reklam arası diye ifade eden hanım efendi, İslam Ülkeleri 1000 yıldır bilimsel olarak reklam arasında mı? 1000-1100 de İslam toplumları bilimsel olarak iyi iken neden günümüzde kötüdürü tartışmak yerine… Ülkemizin blimsel bilgi üretememe gerekcesi acaba harf devrimimidir, yoksa egitimde aşırı ezbercilik mi? Yada bir gizli elin ülkemizde ki bilimsel çalışmaları calması mı, veya biz toplum olarak bilimsel atalete düştüğümüzün farkına varamayışımız mı? Yoksa ne lazımsa bunu üretmek yerine ithal etmeyi mi tercih edişimiz, hangi yanlış politikalar bizi bu duruma, bilimsel atalete düşürüldü, G.Koreyi şu anda bulunduğu seviyeye hangi politikalar getirdiyi tartışsak daha iyi olmaz mı?
Son 20 yıldır, neden hep dış ticaret acıgı veriyoruz, bu kadar fiziki yatırım yerine teknik teknolojik yatırı mı yapsaydık, neden tasarruf oranımız düşük, neden çok borçlanıyoruz, bu borçlara yıllık ne kadar faiz veriyoruz ve bunlarla neler yapılabilirdi, dünyada iletişim ve ulaşım imkanlarına dayanan yeni bir kültürel sentez oluşuyor, bizim toplumu bu nasıl etkiliyoru tartışalım…
Bu tartışmaları da yaparken tarihi vakaları, o tarihin gercekliklerine göre, son zamanları son zamanların gercekliklerine göre, bu günü bugünün gercekliklerine göre, gelecege göre ne yapılabiliri ise daha bir düşünsel temellerle, enerji sorunumuz var mı, varsa hangi enerji kaynagı alternatif oluru tartışalım ne olur…
Adülhamid hain miydi degil miydi, Atatürk devrimcimiydi reformistmiydi, bu yapılan devrimmiydi falanları bırakalım mevcut olanı daha iyi nasıl işletebiliriz, mevcudu daha iyi yaparak nasıl geliştirebiliriz, toplumsal barışımız ne bozar, toplumsal gelişmeleri ne sağlar üzerinde kafa yoralım…
Yani sorunumuz çok aslın da sorun çıkarmayalım kendimize geçmiş olaylar üzerinden der herkese selam ve sevgilerimi sunarım…
Fikri Adil --- Mart 15 – www.vatandasfikri.com
|