|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
AYDIN KİMDİR? |
AYDIN KİMDİR? NECİDİR?
Türkçede aydın sözcüğünü Avrupa’daki entelektüel kelimesi karşılığında kullanıyoruz. Âlim, aydın münevver de bizim kullandığımız kelimeler arasındadır. Bana göre aydın toplumların düşünsel ve kültürel öncüleridir. Aydınlanmaktan gelir, aydının görevi yaşanılan zamanı ve geleceği aydınlatmaktır. Bunu düşünceleriyle yapar, yaşadığı kültürün içini düşücüleriyle doldurur.
Bu yazımızda aydın nedir, yani ne iş yapar, yapmalıdır üzerinde durarak bu tartışmaya katılacağız. Aydın, öncelikle hisleriyle değil aklıyla düşünceleriyle bilgiyle bilimsel yöntemlerle hareket eden diyebiliriz. Sonra özgürlük için mücadele edendir aydın, aydın bağımsızlığına da çok düşkündür, bir siayasi düşünceden çok kendi düşüncelerinden yola çıkarak sorunları değerlendirir ve çözüm önerir. Baskılara zorbalığa ve zulme sömürüye karşı gelendir aydın. Aydın çok zaman muhalefette kalandır, kendisi bir düşünce seçmişse neden seçtiğini ve seçmediği düşünceleri de neden seçmediğini hem kendine hem de bu soruya muhatap olduğu zaman cevabını verebilendir. Aydın bağımsızlığına önem verir demiştik ya, kabul ettiği düşüncenin de kölesi olmaz. Orada tek düşünce, tek lider fikrini kabul edemez aydın, liderleri sevebilir ama körü körüne bir liderin takipçisi olamaz. Girdiği bir düşünce, inandığı bir din savunduğu bilisel teoriler söz konusu bile olsa orada fanatikce, militanca tavır sergilemez. İçinde olduğu düşünce akımına karşıda kendin düşünsel bağımsızlığını korur, aydın mücadelesini özgür yapan kişidir. Savunduklarını düşünsel olarak temellendirir ve her seviyeye göre anlaşılacak şekilde anlatır. Aydına partizanca tavır yakışmaz. Hem kendi düşüncesinin içinde hemde genel olarak düşünce çeşitliliğine inanır aydın, bu nedenle ne kadar ters gelirse gelsin bir kişi veya topluluğu düşüncesinden dolayı ayıplamaz, mahkûm etmez, ama gördüğü yanlışları eleştirir ve yerine doğruları önerir. Aydının bir özelliği de alçak gönüllü olmasıdır, biliyorum tavrı ile hava atmaz, bilmeyenleri öğrenmeye teşvik eder ama küçük görmez. İster kapitalizm, ister sosyalizm, ister liberalizm, isterseniz faşizm insanı sömürsün, robotlaştırsın, özgürlüklerini ortadan kaldırmaya çalışsın aydın iktidarda kimin olduğuna bakmaz, hatta kendi yandaşları olabilir fark etmez o tepkisini gösterir, o insana yapılan yanlışla mücadele eder. Bu mücadelesinde şiddete başvurmaz ve vurmayı önermez. Aydının görevi insanı yaşatmak, daha iyi yaşatmaktır. Aydın düşünceleriyle kimseyi ölüme yönlendirmez, şiddeti özendirmez. Bütün insanlara şiddetten uzak durmayı, sevmeyi ve saygı duymayı önerir. Aydının iktidarla, parayla, kariyerle işi olmaz o bunlardan kendini bağımsızlaştırdıkça aydın olmuştur zaten. Bu nedenle menfaat için fikir değiştirme ihtiyacı duymaz. Böyle bir durumda aydın unvanını kaybedeceğini bilir. Kısacası aydın siyasi duruşların yanında durmaz siyaset akımları onun yanında durdur, onun düşüncelerinden yararlanır.
Bütün bunları üst üste koyduğumuzda kimin aydın olduğunun, aydın necidir, kimdirin neden bu kadar tartışıldığını sanırım anladık. Kişilerin hem kendi zaafları vardır, hem de dışarıdan baskılar ve yönlendirmeler vardır. Aydın birçok şeyi aşabilmesine rağmen sonuçta insandır insan olmasın aşamaz. Bazı aydınlarda gördüğümüz yalpalamalarda sanırım insana has özelliklerdendir. Zaten aydın sayısı genel olarak azdır, bunların içinde de aydın duruşuna ters hareket edenlerin sayısının daha da az olduğunu düşünüyorum.
Ama sayılarının az oluşu aydın olmanın zorluğundandır bunu böyle düşünmek lazımdır. Aydının özelliklerini vermeye devam edelim.
Bagımsızdır, kendina has düşünüş ve ifade ediş yöntemi vardır.
Yaşadığı toplum için yeniyi, yeni durumu yaratır ve savunur.
Bir liderin etkisi altına girerek düşüncelerine ket vurmaz.
Savaşlara, sömürüye, şidtetin her türüne karşıdır.
Aydın toplumunu aydınlatandır.
Aydın toplumuna gelecegi ögsterendir.
Aydın gelecek yolunda toplumunun rehberidir.
Aydın farklı düşüncelere saygılıdır ve bu düşüncelerin yaşaması için çaba harcayandır.
Aydının birinci görevi cehaletle savaşmaktır, cehalet insanı düşünsel çöllüğe götürür.
Dogruyu savunmak, yanlışın karşısında durmak aydın sorumluluğunun gereğidir
Aydın insanlar arası ayrım yapmaz bilgeye de cahile de inanları ne olursa olsun insana hoşgörülü davranır.
Aydın kibirli ve bencil olamaz, alçakgönüllüdür. Kişisel özgücülüğünü koruduğu sürece bir inanışı, bir öğretiyi bir siyasi akımı kabul edebilir. Aydının düşüncesi tarafgirliği maddi nedenlerle değiştirilemez.
Aydın toplumların düşünsel mimarlarıdır, düşünce ortaya koyacak ve bu düşüncenin doğruluğunu topluma ve siyasetçilere kabul ettirendir.
Aydın fildişi kulelerde ve sırca köşklerde yaşamaz onun köşkü, onun kulesi insanlık için yaratacağı düşünsel gelişmelerdir.
Ya gördük degilmi aydın olmak zormuş, bende aydın demiyorum kendime aydın olmaya özeniyorum diyebilirim ançak bu kurlaları gördükden sonra. Aydın olmayı başaran varmıdır? Evet, var ama sayıları bu nedenle az olsa gerek. Aydın sayımız çogaldıkca toplumumuz yeni gelişmeler sağlayarak ilerleyecektir. Bu ilerleyiş toplumsal refahın yanında toplumsal yaşayışın diger alanlarınıda nitelikli hale getirecektir. Burada siyasetcilere önerim aydınların kendinize tabi kılmaya çalışmayın onların düşüncelerinden yararlanmaya çalışın.
Aydın sadece kendi doğruluğuna inandığı düşüncelerinin sözcüsüdür, taki başka eleştiri, önermelerle, yeni düşüncelerle kendi doğrularının yanlışlığını gördüğünde veya gösterildiğinde düşünsel olarak farklı tutum takınır. Bu nedenle aydın değişimin önünde engel değildir, olamaz.
Ülkemizde aydınlar sorumluluk alıp yanlışları siyasetcilere ve halka gösteremediler. Bu nedenle ülekmide siyasi ve dinsel nedenlerle şitdet hep olageldi. Belkide taraflar aydınları dinlemedi bu ihtimalde vardır. Aydılar eleştirdiği için kötü adam, bizden degil, mızıkcı biri gibi lanse edildi,
Aydınlarının siyasetçilere uyduğu toplumlarda toplumsal düzenler bozulmaya mahkûmdur. Fikri Adil Çünkü orada eleştiri, eleştirel düşünce karşı eleştirileri algılama ortadan kalmıştır. Düzgün bir eleştirel ortamın olmadığı yerde yanlış görülmez, yanlıştan ancak büyük zararlarla dönülebilir. Aydınları neden önemsemeliyiz toplumsal zararları en aza indirdiklerinden. Biz bir yere toslamadan zararda dip yapmadan uyanamıyoruz. Sakın aydın sayımız az olmasın, aydın sayısını nasıl çoğaltabiliriz. Bu kadar üniversitemiz var, bunca okumuş yazmış adam var. Nasıl oluyor da aydın olamıyor, kimi maddi nedenlerle , kimi siyasi fanatiklikle, kimi fanatik dini bakış acısıyla, kimi bilimsel çalışmalara at gözlügü ile baktığı için ne yazıkki aydın sayımız az. Var olanları dinliyormuyuz, oda şüpheli o zaman korkarım toslamadan zararlaeda dip yapmadan uyanmayacagız. Neredensin aydın amca aydınlansaya….. Selam ve sevigilerimle. www.vatandasfikri.com >>Fikri Adil <<
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|