HESAP GÜNÜ!!
Hesap günü vardır, bu ne zamandır, özeleştiriyle kişisel olarak her akşam her zamandır!!! Doğru nedir, ben doğrumu yaptım, iyi/güzel nedir ne yapsam güzel yaparım, mutluluk haz nedir, ne yaparsam mutlu eder, mutlu olurum, lezzet nedir, bunlar nasıl yaşanır yaşatılır??!! Bunlar kişisel alanımız da, kendi öz eleştirimizi yaparak kendi kişisel hesap günümüzü, anlarımızı yapmış oluruz… Yanlış yaptığımızda kendi kendimize ceza verebilirmiyiz ben bir iki defa verdim.. Vermezsek bile insanın vicdanı dediğimiz, ahlak ve adalet merkezi bizi mutsuz ve huzursuz eder, mutsuzluktan huzursuzluktan daha büyük ceza varmıdır?! Böylece biz kendi kendimize ceza vermiş oluruz.. Kısacası öyle veya böyle bir hesap varsa ki bana göre var, işte tam da bu nedenle, sevgi, saygı, güven ahlak, adalet ve aşka dayalı olarak, iyi, güzel doğru yapalım ki, hesaplar lehimize çıksın, bizde mutlu olabilelim…
Suç işlenmesi halinde, hesap günü mahkemededir, bir insan suç işlerse bunun cezası nerede verilir hepimiz biliriz, bu nedenle suç işlemekten uzak dururuz.. Sadece ceza korkusuyla mı, suç işlemekten uzak dururuz, yok… Hukuk sistemlerin de suçlar başka kişilere zarar vermeye dayandırılır, kendini bilen insan başkasına da zarar vermez.. Kişi kendine verilen zararda nasıl bir acı, üzüntü yaşayacağını bilmemize rağmen nasıl başkasına zarar verebiliriz ki, veremeyiz değil mi? İşte bu nedenle suçtan uzak durulur… Durulamadığında yasalar, kanunlar bize ne kadar ceza verileceğini yazarlar… Kendi canımız, malımız ne kadar kıymetliyse herkesin canı malı o kadar kıymetlidir, kıymetlere zarar vermemek gerekir… Bu gereğin yaşanması önerisiyle…. Günah ve sevap üzere hesap gününe bakalım mı?
Kutsal Kitaplara ve Peygamberlere iman edenler, bir davranış defterimiz (amel defteri) olduğunu düşünerek, yaşarken dünya hayatında yaptığımız iyiliklerden dolayı sevap, yaptığımız kötülüklerden dolayı günah defterimize işlendiğine inanarak.. Burada kayıt altına alınan günahlar ve sevaplar sonucu sevaplar çoksa cennete, günahlar çok ise cehenneme gidileceği düşünülür/inanılır… Dünyada nasıl yaşadık değerlendirmesinin yapılacağı hesap günü, olacağına inanan kişilerin hata, yanlış, bilerek başka insanlara zarar vermesi mümkün olmaması gerekirken… Ahlak ve adalet gibi temel ilkeleri, kutsalları aşarak, kendi cemaati için, akrabası, siyasal yandaşı için başka insanların hak ve hukukunun çiğnenmesine, hatta bazı grupların canlara nasıl kıydığına ne yazık ki üzülerek tanık oluyoruz… Daha da kötüsü, bırakın mağduriyeti, mutsuzluğun bile büyük vebali olduğunu bile bile, hesap günün de bunların hesabının sorulacağı, nasıl düşünülemez.. Diyelim ki düşünüldü nasıl bu kadar insana imanlı insanlar zulmeder, mağdur eder, zarar verir, mutsuz eder, anlamış değilim… İman eden insanlara önerim, hesap günü var yaptıklarınızdan dolayı hesap sorulacaktır, buna inanıyorsanız inanıyor gibi yaşamanız sizin ve birlikte yaşadığınız insanlar için önemlidir.. Bilinmesi ricasıyla son olarak…
Yukardaki mülahazalardan da anlaşılacağı üzere hesapsız bir hayat yok, hiçbir hesap olmadığını düşünsek bile kendi kendimize zarar vereceğimiz için hesap bize zarar yazarak hesap sormaktadır… Bu nedenle hesap günü var, Tanrı içimize vicdanı hesap sorsun diye koymuş olabilir, devlet sisteminin yasaları var, biz nasıl hesap vermeyecek gibi yaşarız ki?!?!
Hesap günü, hesap sorulacağı bilinciyle daha iyi, iyi derken insana, cana zarar vermeden, mutluluk ve daha iyi yaşam için çalışmak önerisiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 6.10.2022 – vatandasfikri.com
|