DÜŞÜNSEL HADIMLIK
Toplum adeta bir düşünsel hadımlık mekanizması kurmuş, kurtulana aşk olsun, nasıl mı işliyor?
Önce evde baba otoritesi düşünsel yapısının dışındaki her düşünceyi yasaklamaktadır, sonra okulda öğretmen, eline verilen bilgileri aktarırken degişik düşüncelerle karşılaştığında sanki öcü ile karşılaşmış gibi, önce kendisi şaşırmakta sonra ise burası okul, burada düşünülmez ders dışı diyerek yasaklamaktadır. Sonra askerlik yapmak üzere askere gidilir, şimdi yapılıyor mu bilemem ama bizim zamanımızda agaca, çöpe, oto boka selam durdurulurdu. Nerede saçma bir iş olsa askerlikte mantık olmaz diye savunma yapılırdı, acaba askerler düşünecek zaman bulamazlar da ondan mı böyle derdim.Ama sonraları topluma girdikce herkesimde düşünsel bir hadımlık olduğunu gördüm. Her neyse işe girdim orada da düşünmek yasaktı, alternatif bir düşünce sunamaz, adaletsizliklere tepki gösterilemez di, amire karşı gelmek gibi algınanıyordu, orada düşünme fırsatı sadece yönetime aitti ve ülkemize baktığımızda ne kadar iyi yönetildiğimizi görüyorum, düşünmek senin neyine görme, düşünme, duyma otoritenin düşündüğünün, söylediginin dışındaki her şey safsata… Tahrikâta girdim, üsdat şehimiz hazretleri, bizim yerimize öyle düşünüyor ki, zaman zaman rüyasında peygamberimizle, meleklerle de istişara ederek biz müritlerin düşünmesine gerek bırakmıyor. Sonra patronlara bakıyorum, oranın adeta horozları en güzel tavuklara onlar zıplıyor, en güzel tünekle rde onlar tünüyor. Yanındakilere de işte Allah yaratmış ben ne yapayım idare edecegiz enaniyeti için de tepeden tepeden bakarak onun işlerini yapan işçilere karşı sürekli bir iyi düşünce bombardımanı yapıyor. Orada düşünmek itahat etmektir, patron ne eylerse güzel eylemektedir. Sonra bir siyasi partiye üye oluyorum, orada genel başkan hepimizin adına düşünüyor bende çok rahatlıyorum üzerimdeki düşünme yükünü genel başkana attım diye lay loy lom geziyorum… Yani bize düşünmeyi öğretecek olanlarla, bizi düşünsel hadım edenler ne yazık ki aynı, hadımlıktan kendi kendimizi korumalıyız ki, insanın en önemli melekesi düşünme yetenegimiz yok edilmesin.
Çocuğum işsiz kalmış, maaşım yetmiyormuş, ulaşımda trafik tıkanıyormuş, 90 yıllık ülkenin bir tank fabrikası yokmuş, bir araba fabrikası yokmuş, bir bilgisayar modeli yaratılamamış mış mış… İşte tam bu ara, büyüklerim kusuruma bakmasın az bir şey düşündüm her şeyi yabancılardan alırsak çocuklarımız tabiiki işsiz kalır. İş bulanlarda kendini şanslı sanır. Efendim düşünmemek üzere tasarlanmış toplum işsizliğin nedenini neden düşünsün, vesselam bu acık ve net düşünecek yerleri hadım edilmiş bir toplumuz. Çıksak sokaga her şey yabancılara ait, arabaları onlar model, marka haline getirmiş patentlerini almış üretmiş, televizyonların çogunu onlar, bilgisayarlar onların işi, cep telefonları onlardan almışız, böyle işin içinden çıkamayız zaten fazla düşünecek dermanımız yok bu konuda hadım edilmişiz. En iyisimi biz ne üretiyoruz, onu bulalım neyi üretmediğimizi anlayabiliriz.
Bu anlayış bizi düşünmeye sevk eder mi? Yok gardaşım hadım edilmenin ne demek olduğunu düşünsene, hımm neydi ya,, biliyordumda düşünmeye düşünmeye man kafamı oldum ne, unutmuştum, üreme yeteneginin yok edilmesidir, düşünsel hadım da düşünce yeteneginin yok edilmesidir.
Bizim yetkililere, yöneticilere, patronlara düşünmeyen adam lazımdır, çünki onların düşünemediklerini düşünenleri hiç sevmezler. Hatta düşünenlere şöyle merakla bir bakarlar, bu nasıl düşünsel hadımlıktan kurtulmuş diye şaşırırlar. Kendi düşünemez düşüneni görünce de kıskanır.
Her neyse hadım edildiğimiz ortada, başka bir düşünememe belirtisi ise 30-40 yıldır uyguladığımız siyasete bakarsak nasıl bir düşünsel hadımlık içinde olduğumuzu anlarız. Ekonomiye baksakta anlayacağız, ama kendimizi biraz zorlayarak düşünerek bakmalıyız ki anlayabilelim. Neredeyse yarım asırı degerlendirelim, tartıştığımız konulara bakalım, 30-40 yıl önce bizden geri de olanlar nasıl ilerlemiş. Demokrasi bile yokken demokrasi kurmuşlar ve demokrasilerini bizden daha nitelikli hale getirmişler. Yine düşünmeye başladın gökten tuğla düşecek, ayrıca mutsuz da olursun düşünmemek mutluluktur. Fiy yemiş güvercin gibi ne düşünüyorsun, Düşün düşün b…ktur işin, gibi deyimlerde zaten düşünmemeye teşvik eder bizi. Aslında kitabımız Kuran belkide 25-30 yerde düşünmeye, akletmeye vurgu yapar düşünün der.
Düşünelim tabi, ama düşünecegimiz konularla ilgili bilgilenmek kaydıyla, sizin düşünmenizi istemeyenler, illada şu gazeteyi okuyacaksınız der, illada bu yazarı okumalısınız der, ola ki yanlış kitaplar, yazarlar okurda hadımlıktan kurtulursunuz telaşı bizi hadım edenlerin içinde hep vardır. Bu nedenle çeşitli kaynaklardan önce bilgi, sonra düşünmek, yoksa düşünüyor yanılgısıyla öğrenciler okula türbanla mı girsin türbansız mı, Kürtler Kürt dilini mi, konuşmalı mı, konuşmamalı mı, cari acıkta durumumumuz fena degil bizden daha kötüleri var, borç sorunumuz yok ödeyebiliyoruz gibi tartışmalar ne kadar düşünceye dayanıyor. Oysaki ülkemiz düşünse patent alma sayımız bu kadar az olmayacak.
Ben sağcıyım ülkeyi kurtarıyorum solcular hain, ben solcuyum sömürüye karşıyım sağcılar emperyalistlerin Türkiye şubesi gibi birbirini öldüren düşünsel hadım edilmiş ama farkında olmayan düşünce mensuplarından bu ülke çok çekti, çok genç canlar heba edildi, ülkemiz vatandaşlarına çektirmeye devam mı? Yoksa düşünerek daha ortak iyiler ortaya koyarak mutluluk ve barış içinde yaşamak mı, seçim sizin/bizim, selam ve sevgilerimle…
Not: On derste düşünsel hadımlıktan kurtulma garantisi, 4000 lira reklamları başladığında dikkatli olun, düşünün sömürülmeyin…
www.vatandasfikri.com >> Fikri Adil <<
|