PEYGAMBERİNİ UTANDIRAN ÜMMET!!
İslam ülkelerini ve toplumlarına şöyle bir baktığımız da Müslümanların utanılacak hallerini görürüz, nereye bakalım, en fazla zulmün olduğu yer, Suriye den başlayalım mı? Yok Yemen’e mi gidelim, taş üstünde taş kalmadı, herkes can derdin de, yok Afganistana dogru mu gidelim, uzunca yıllardır can hesabı yok, Akdenizi Gecelim Mısır’ Libyaya doğru mu gidelim… Her hangi İslam toplumuna şöyle bir baktığımız da, ya kan var, ya göz yaşı var ya da yönetimsel adaletsizliklerin en üst seviyesin de paylaşım sorunları, yoksulluk sorunları ve zulümler, utanıyorum söylerken artık kanıksanmış durum da… Bu kadar utanılası bu kadar, yüz karası bir hal dünyada zor rastlanır bir durumdur… Bu belalar da, bizim Peygamberimizin Ümmeti olan bizlere bulaşmıştır… Üzülerek söylüyorum, Peygamberimizin içi kan ağlıyordur, Allah katında bizi savunacak halini bırakın bizden utanıyordur… Bu iktidar ve ekonomik hırslar, eşitsizlikler, adaletsizlikleri, ahlaksızlıkları sayamıyoruz bile…Bu yanda açlık yaşanırken daha çok yönetimlere yakın olanlar ve yönetimler, şaşaya ve lükse rağmen dönüyoruz, yönümüzü Afrika’ya on milyondan ziyade çogu da Ümmetten insan açlık yüzünden ölümle burun buruna… Bir buçuk milyarlık İslam âlemi, bu iktidar çatışmalarını, ekonomik paylaşım sorunlarını, açlığı sadece izliyoruz… Peygamberimizin büyük mücadelelerle İnsanlıga ulaştırdığı dinin mensupları, maalesef yerlerde sürünüyoruz. Biz yer yüzün de adalet ve ahlakı yaymakla görevli, Ahlak ve adalet üzere dünyayı imar etmekle görevli Müslümanlar, birkaç yüzyıldır değil kendi sorunlarını çözmeyi, bırakın mazlumlarına sahip çıkmayı, kendi izzetlerini, nefislerini namuslarını korumaktan bile aciz düşmüşüz ve yönetimler tarafından düşürülmüşüz.
Bizim çözmekten aciz kaldığımız sorunlarımızı, başkaları gelip çözüyormuş gibi yaparken bizim zenginlik kaynaklarımıza ortak oluyorlar.
Öteden beri hiçbir İslam devleti/toplumu bu zulümler karşısın da ‘siz ne yapıyorsunuz, bu yaptığınız zulümdür, bu ne İslam’a ne İnsanlıga sığar’ demedik.
Müslümanlar kendi yurtlarında, yönetimlerinin altın da otoriter tavırları nedeniyle, ne evrensel insan haklarından ne de İslamdan kaynaklı insan hak ve hukukunu yaşayamıyorlar…Bir çok Müslüman Batılı devletlerin vatandaşlığı için caba sarf ediyor, kimleri kacak girmek için teknelerle yolda telef oluyor… Hepimiz bunlardan haberlerimizin olmamıza rağen artı kanıksamış durumdayız… Ümmetin bir çok ülkede ve dünyadan yaşanan hak, ve özgürlüklerden haberleri yok, nasipleri de yönetimleri tarafından ipotek altına alınmış durumda… Halk fakirlik için de yönetimler, lüks ve şaşa için de yaşıyorlar... Uzun yıllardır toplumun tüm kaynaklarını, iktidarı ele geçirmiş olan aileler veya küçük bir topluluk tarafından, bencilce tüketiliyor diger geriye kalan çogunluklar çaresizlik içinde yaşatılıyorlar. Tepki gösterenin, başını koparıyorlar, söz söyleyenin dilini kesiyorlar. Zulüm içindeler ve bu zulümlerle uygun bir şekil de mücadele edilmezse ki edilemiyor, halk artık düşkünlük için de, uzun yıllardır, zulüm dur durak bilmiyor. Bu ümmeti zalimlerin elinden kurtar ya Rabbi…
Kuran, iki Müslüman Kabile/grup arasında bir tartışma, savaş, çekişme, çatışma çıktığında, diğerlerinin nasıl davranacagını Hucurac – 9 da acıklar: “Eğer müminlerden iki topluluk birbiriyle dövüşürlerse aralarını (bulup) barıştırın. Eğer onlardan biri diğerine karşı hâlâ tecavüzde (haksızlık yapmakta ısrar) ediyorsa siz, o tecavüz edenle, Allahın emrine dönünceye kadar, savasın. Sonunda eğer (Allahın emrine) dönerse artık adaletle aralarını (bulup) barıştırın. (Her işinizde) adalet (le hareket) edin. Allah, şüphesiz ki, adil olanı sever.” (Hucurat, 9)
Biz bunun gibi 100 lerce prensipleri bilmiyormuyuz, yoksa bile bile es mi geçiyoruz?
Irak ve İran yıllar yılı savaştılar kimse müdahale etmedi, yine şimdi de Irak toplumu sorunlar yaşıyor, daha önceleri de yaşandı, hele bir kimyasal silahla vatandaşları öldürmesi vardı ki, buna, eğer Türkiye, İran veya Arabistan yani Müslümanlar, Halepçe’de Saddam, beş bin vatandaşını çoluk çocuk, genç yaşlı, suçlu suçsuz bakmadan kimyasal silahla imha ettiğin de İslam toplumları ayağa kalksaydı, Saddam’a haddi bildirilseydi, belki de Amerika, gelip buraları işgal etmeyecekti.. Gerci Amerikanın zenginlik kaynakların da gözü olduğu biliniyor…
Eğer Hafız Esat, 1982’de Hama’ya girip 25 bin insanı katledip kırk bin insanı zindanlara tıkayıp çürütüp yok etmeye mahkûm ettiğinde İslam toplumları ‘sen ne yapıyorsun kardeşim’ diye tepki gösterseydi, şimdi Suriye de yaşananlar yaşanırmıydı?
Filistin sorunu, Arakan Sorunu, Uygur Türklerinin durumu, nerede bir Müslüman varsa orada zulüm var, desek abartmış olmayız, ama derken utanarak diyorum… BU çatışmalar, Ülkemize de sirayet ederdi eger laiklik ve demokrasi olmasaydı
Ne yazık ki bu Ümmet, kendi aralarında ki kavgaları, kendi başına çözecek iradelerini kaybetmişler, İşte Libya, işte Suriye, İşte Afganistan, İşte Irak, İşte Yemen, her gün onlarca Müslüman insan, Müslümanı Utanmadan Allah adıyla, Allahüekber diyerek, bir birini öldürüyor, diger İslam toplumlarının umurunda bile değil… Artık Allahüekber diyerek bu zulümleri, bu kanları durdurma cabası içine girmeliyiz… Yoksa yarın huzuru mahşer de ne deriz, bundan daha utanılacak durum varmı bilemiyorum… Peygamberimiz ne düşünüyordur ümmeti için hiç düşünüyormusunuz? Düşünsek bunları yapamazdık…
Suriyeye, biraz daha yakından bakın, orada insanlık tarihinin en büyük dıramlarından biri yaşanıyor, insanın kanını donduracak vahşetler işleniyor, biz de tanıklık yapıyoruz, yarın huzur’u mahşer de bize Allah sormayacak mı, bu olaylar yaşanırken, Mümin kerdeşin zulüm görürken, katledirken, sen ne yaptın diye? Biz ne cevap verecegiz? Peygamberimiz bizden utanmasın da ne yapsın?
Ve malisef orada yaşananlara karşı, Müslümanların yüreği, İngilizlerin, İspanyolların yüreği kadar bile acı çekmiyor. Suriye’nin adaletsiz, zalim idarecileri, sürek avı yapar gibi sokaklarda insan avlıyor da ne Arabistan’ın sesi çıkıyor ne İran’ın, ne de Türkiye ciddi bir şey yapabiliyor… Hatta orada ayı ayrı tarafları destekleyerek sorunun büyümesine ve kronikleşmesine katkı sunuyoruz…
İslam toplumlarından dünyaya zulüm, adaletsizlikler, ahlaksızlıklar kokusu yayılıyor, daha da kötüsü, Müminlerin işkencehanelerden inlemeleri, haykırışları caresizliklerinin feryatları yayılıyor, hepsine burnumuzu ve kulagımızı kapatmışız… Bu zalimliklere şahit oluşumuzun ve tepkisiz kalışımızın hesabı sorulmayacak mı sanıyoruz?
Ben bizden utanıyorum, Peygamberimizin de utandığını düşünüyorum, Dua ediyorum Allahım bizi İslah et, Peygamber Ahlakı ve Adaletiyle davranma iradesi ver, güçü ver… …
Efendim, sizin Ahlak ve adalete dayalı örnek davranışlarını unuttuk, bize hayat rehberimiz olsun diye teplig etttiğin, emnet ettiğin, Kuran dan uzaklaştık, bizlere dua et, fitne ve fesattan kurtulalım…
Ümmeti idare etsinler diye yönetime gelenler, Adaleti, Ahlakı geçtik, canımıza kasteden canavarlara döndüler. Biliyoruz ki, senin emanetin olan Kurandan başka sığınağımız yok da yok… Rabbimizsin, sıgınıyor ve dua ediyoruz, bizi namerttin, merhametine muhtaç etme, namertlerin, merhameti bizim güçümüze gidiyor ve pahalıya patlıyor ya Rabbimiz!
Ya Rabbim bu yaşananlar karşısın da, Ürpermeyen gönülden, aglamayan gözden sana sığınıyor, bizim islahımıza neden olacak düşüncelerle, tanışmamıza yardım et…
Allah’ım Müslümanların yüz kızartıcı bu utanılacak hallerinden kurtulması için yardım et, yardımını esgirme bizden…
Allah’ım, bir parçacık imanımız kaldı, bunu da bize musallat ettiğin, bu zalimler yüzünden kaybetmeyelim, ahlaki ve adaleti erezyonn içindeyiz imanımızı koru ki başka bir sarılacak ilkemiz de yok yarabbi…
Ya Rabbim, bizim başımızdaki idarecilerimiz, senden değil, ellerinde ki yönetim imtiyazlarını kaybetmekten korkuyor, ya rabbi bizi bunlardan Kurtar…
Allahım hissediyorum ki, Peygamberimiz, Biz Ümmetinden utanıyor, bizi ona layık ümmet, sana layık Kul eyle…
Allahım irfan ver, fikir ver, akıl ver, feraset, irade ver, vatanımızın, imanımızın toplumsal düzenimizin kıymetini bilelim… Selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani --- Agustos 15 – www.vatandasfikri.com
Kaynak : M. Ali Bulut – Haber 7
|