ZULÜMDEN SAKINMA VE MÜCADELE SORUMLULUĞU!!
ZULÜM NEDİR?
Daha çok Müslüman toplumlar da olmak üzere, dünyanın birçok yerin de uzun zamandır adeta zulüm yayılmış, insanlar ekonomik, sosyolojik, biyolojik, siyasal ve fiziksel zulümle kuşatılmış durumdadır. Bir taraftan Afrika’da hüküm süren kıtlık ve kuraklık neticesinde on binlerce çocuk açlıktan ölürken, maalesef on binlerce insan ölüme doğru göz göre göre gidiyorken. Diğer taraftan yanı başımızda yıllardır devam eden savaşta yüzbinlerce insan hayatını kaybediyorken… Son olarak kimyasal silahların altında kadınlar, çocuklar, masumlar can vermeye devam ediyorken. Bunların zulüm olduğunu bile bile dilsiz şeytan olmanın vebalini önce kendime, sonra sizlere hatırlatıyorum. “Mazlumun bedduasıyla Allah Teâla arasında hiçbir perde yoktur.” H.Z Muhammed
Bizler ister müminler olarak, ister insanlığın bir ferdi olarak bu dehşet karşısında insanlığımızdan utanıyoruz. Peygamberimizin ifadesiyle “Zalimin zulmünü önlemedikçe size de kurtuluş yoktur.” Biz Müslümanlar, iman ederken, aslın da zulmü önlemek adaleti sağlamakla görevlendirmişizdir kendimizi… Zulme uğrayan mazlumlara karşı, inanmanın gerektirdiği gibi, insanlık ve Müminlik görevimizi, kardeşlik sorumluluğumuzu yerine getirememiş olmanın rahatsızlığını derinden yaşıyoruz. Bize düşen görev imanımızla, umudumuzla ve cesaretimizle, vicdani sorumluluğumuzla dinine, ırkına bakmadan mazlumun yanında, zalimin karşısın da yerimizi almaktır, zulme karşı durmaktır. Yaratıcı bizi Kuran ve Peygamberimiz aracılığıyla şöyle uyarıyor: “İçinizden sadece zulmedenlere çatmakla kalmayacak bir fitneden korkun, Bilin ki Allah'ın gazabı çok şiddetlidir!” (Enfal -25)
Unutmayalım ki, kötülük, zulüm haramdır, biz bunlarla mücadele etmek zorundayızdır, etmediğimiz de biliriz ki, fitneye, şiddete, fanatizme, nefrete, kine aldırış edilmediği vakit, bunlar birgün gelir bizim de içinde olduğumuz bütün insanlığı kuşatır. Bir bakarız Ankara da bomba patlar, başka bir gün bakarız ABD de, bir bakarız Rusya da, daha başka gün Fransa da, Almanya da, İngiltere de sivil savunmamız hiçbir şeyden habersiz işine gidenlere, işinde, gücünde olanlara saldırılır.. İşte fitnenin, zulmün en büyüğü budur. Zulüm nerede ve kim tarafından, ne şekilde yapılırsa yapılsın insana, yani bize yapılmış saymadıkça, insanlık olarak toptan zulmü düşman ilan etmedikce, bir mücadele içine girilmedikçe başarılı olma ihtimalimiz azalacaktır.. Suriye de ki son kimyasal saldırıyla zulme karşı olanlar daha bir seslerin yükseltmişlerdir. Kim yaşarsa yaşasın, zulüm günahına sessiz kalan insan, bu günahdan nasibini alır. Zulme, çeşidi ne olursa olsun, örneğin Kuveyt devin içinde ki zulümden bunalan hizmetçisinin intihar girişimini çekerek bir de sosyal medyada paylaşan kadının hangi dinden olduğu bizi ilgilendirmez, insanlığını kaybettiği ve insan onuruna değer verdiği bizi ilgilendirmelidir. Bu olay zulüm degilmidir, şahit olan hepimiz, buna karşı durmalıyız. Sadece tüh, yazık, ayıp gibi üzülüp yanmakla, kınamakla, acınıp kederlenmekle yetinmeyip zulmü ortadan kaldırmak için çalışmalıyız. Bu bir imani sorumluluktur. “İnsanlar bir zalimi görürler de onun zulmüne engel olmazlarsa Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.” H.z Muhammed
Bizler inanıyoruz, İnsanlıktan umutluyuz, bizler sorumluluğumuzu yerine getirirsek, Allah’ın yardımıyla bir gün adalet ve hakkaniyet, hayat bulacak, insanlık rahat bir nefes alacaktır. Zalimler bu dünyada da ve ahirette de hak ettikleri cezayı bulacaklardır.
“İnsanın İnsanı, Her Türlü Eksik Bırakışı, Mutsuzluk Verişi, Zulümdür, Günahtır, Haramdır, İnananlar, İmanlılar Olarak, Her Türlü Zulümden Sakınmak, Onunla Mücadele Etmek, Adalet İçin de Olmak Görevimizdir.” Fikri Adil
Allah zulümden Sakınanlardan ve her türlü zulümle mücadele edenlerden, adil olmayı, adaleti önerenlerden olmayı hepimize nasip etsin, selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani – 7.4.17 – vatandasfikri.com
Kaynaklar :
2- Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Kavramlar Sözlüğü
3- http://www.tdk.gov.tr
KAVRAMSAL ACIDAN ZULÜM
Sözlükte "bir şeyi kendine mahsus yerinden başka bir yere koymak, noksan yapmak, sınırı aşmak, doğru yoldan sapmak, meyletmek, hakkını eksiltmek, hakkını vermemek, men etmek ve yapılmaması gereken bir davranışta bulunmak" anlamlarına gelir. Zulüm kavramı, Kur'ân öncesi Arap toplumunda insanî ilişkilerde her türlü olumsuz söz, fiil ve davranışları ifade etmekte kullanılmıştır. Kur'ân'da bu kavram insanlar arasındaki olumsuz ilişkiyi ifade etmekle birlikte çoğunlukla Allah'a karşı görevlerde inkâr ve isyan olan söz, fiil ve davranışları ifade etmektedir.
Zulüm: Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı her türlü kötü durum, kıygı, eziyet, cefa zulümdür.
Zulüm üç kısımdır: 1- İnsan ile Allah arasında vuku bulan zulüm. Bu şirk, küfür, nifak ve isyandır. 2- Kişi ile insanlar arasındaki zulüm. Haksızlık, hırsızlık, öldürme, iftira, mutsuzluk verme gibi günahlar. 3- Kişi ile nefsi arasında zulüm. Bu, Allah'a karşı görevlerini yapmamanın yanı sıra, nefsi yok sayma da, kısacası insanlara zulmeden kimse, nefsine de, yani kendine de zulmetmiş sayılabilir.
|