DİNİ İLKE Mİ, UYDURULMUŞLUK MU ?
Dinimiz bize üç temel ilkeler verir biri İmani ilkeler diğeri, Ahlaki İlkeler diğeri ise İbadeti ilklelerdir… Bunları aşarak dini her şeye müdahale ettiren din adamları olduğunu görüyoruz, kaç yaşında ki kızla evlenilir, hangi elinle yemek yenir, hangi elinle taharet yapılır, hangi ayağınla mekana girilir, hangi ayağınla çıkılır… Kocanıza nasıl davranılır, bu konuyla ilgili yazılanlara çizilenlere baksalar bir çok genç kız ya hiç evlenmez, yada dini dinlememeye başlar… Sadece bunlar mı, yok daha neler var neler?
1000 yıl önce doktor yoktu, adam din adamına giderdi, neden o birçok kişiyle diyalogu olan, mevcut bilgileri bilen, diğer insanların tecrübesini duyan, bilen ve soranlara aktaran kişiydi… Şimdi öylemi? Degil birçok alan da insanlık gelişmiş, dini ilkelerin yanı sıra akli ilkeler de geliştirmişler... Din adamları da sadece dini bilgiyle ilgilenmeye başlamış, bunu tutup da fenni bilgi, bilimsel bilgiyle karıştırırsak, her iki alanı da karıştırırız ve işin içinden çıkılmaz hale getiririz… Sanki öyle de oluyor…
Bazı dini yayın yapan televizyonları izliyorum, sorulan sorulara bakıyorum, ne dini ilkleri merak eden var, nede cevaplayan hoca efendinin dini ilkelere göre cevap verme gibi bir cabası… Başına takmış takkesini, takke düşse, akıl kelliği göründü, görünecek gibi… Adam,( hocaefendi diyemiyorum) sanki bizim dinden bahsetmiyor… Sosyolojiye giriyor, hadi girebilir, psikolojiye giriyor, Astronomiye giriyor, tıbba giriyor, kimyaya giriyor, adam dini konular mı anlatıyor ne anlatıyor belli değil…. Biz başa dönelim, bunları Diyanet işlerine, Rtük’e dini bilen din insanlarına bırakalım, bunlara müdahale edilmezse deis ve ateis sayımız artıyor daha da artacaktır… Bu tip dini yorumlayan din adamlarını dinledikçe, insanlarımız dinden uzaklaşacak, müdahale edilmezse imandan da uzaklaşacaklar diye düşünüyor, devletin yetkililerini bu tiplere müdahaleye çağırıyorum… Tabiki burada ifade özgürlüklerine dikkat edilsin, ama şuda sorulsun, sen bu ilkeyi hangi ayete, hangi ilk uygulamaya, hangi hadise dayandırıyorsun, kaynağın Kuran mı, Meshep içtihatları mı? Bu ifadelerin dine ne kadar, güne ne kadar uyuyor diye bunlara, gerçek din adamları aracılığıyla canlı yayında sorular sorulmalı ve rast gele konuşmaları, gerçek dini bilgiyle engellenmelidir… Yoksa din bunların oyuncağı değildir, din toplumun birlik hamuru olması gereken ilkeleri içerir, bunların söylemleri, kini, nefreti, fitneyi düşmanlığı körüklemektedir… Bunlarla gerçek dini bilenler mücadele etmelidir, meydan bu ilkesizlere kalmamalıdır… Biz dinin bize vermesi gereken temel üç ilkeyle yazıyı bitirelim mi?
İlk dini ilke iman: Bir dini ilkelerin dinin gereklerine göre oluştuğunu, örnegin bizim dinimiz söz konusu olduğun da… Bize dinimizin Kutsal İlkelerinin Peygamberimiz aracılığıyla bize ulaştığına inanmak ve iman etmektir… Başkaca imani ilkeler vardır bu ilkeler Kurandan çıkarılmıştır, çıkarılmaktadır… Bize din adına söylenenlerin doğruluğunu yanlışlığını bilebilmemiz için, Dinimizin gerçek ilkelerini biz bildiren Kuranı anlayarak okumalıyız.. Hatta bunu birkaç kez okumalıyız ki… Bize birileri dini bilgi olduğunu söylediğin de, bu bilginin dini mi, değil mi kıyasını yapabilmek için bu gereklidir diye düşünüyorum… Ayrıca, İman ettiğimiz Kuranı bilmemiz İmani acıdan güçlenmemiz de demektir… Allah gerçek bilgiyle gerçek iman nasip etsin…
Sonra ne demiştik, Ahlaki ilkeler, evet iman hemen ahlaki ilkelere neden olmalıdır, ben Müslümanım benim ahlaki ilkelerim güçlü, ne ticarette para kar için ahlaki ilkelerden vaz geçerim, nede siyasi ve bürokrasi de makam ve mevki için ahlaki ilkelerden vaz geçerim benim iman şartlarımın arasında ahlakilik var dedik mi? Olayın şekli değişiyor, ahlaki ilkelere de gelince: Bunlar iyi, güzel doğru olanı tercih etmek, yanlış, kötü, çirkin olandan uzak durmaktır….
Son olarak da ibadeti ilklerimizden bahsedelim, bu konuda toplum olarak fena değiliz ister namaz, ister oruç, ister kurban ve hac gibi ibadetlerimizi mümkün olduğu kadar yapıyoruz… Bu sevinilecek bir durumdur, Allah yapmayanlara da, yapamayanlara da nasip etsin… Öte yandan sen namaz kılmıyorsun, oruç tutmuyorsun gibi söylemlerle, İmani ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirenleri dışlamayalım, onlar dinin iki temelini yerine getiriyor birini getiremiyor… Sadece dua edelim, çok yakınımızdakileri, samimi olduklarımızı kırmadan dökmeden nezaket içinde uyaralım.. Allah dan onlara da, imanın ve ahlakın neden olduğu büyük sevapların yanı sıra ibadet aracılığıyla da sevap kazanmayı nasip etsin diye dilekte bulunalım… Dua edelim, insanların hayatına kendi hayatımızmış gibi müdahalelerde bulunmayalım… Biz önce kendimizden sorumluyuz unutmayalım, herkes ilahi mahkemede tek başına yargılanacaktır, babanın oğula, oğulun babaya faydası olmayacaktır bilelim… Peygamberlerin oğulları ve karıları bile onlara inanmadıklarını bize Kuran bildirir… Bunu neden yapar siz/biz herkese gerekli gereksiz müdahale etmeyelim diye…
Allah dini İlkleri öğrenmeyi, bunlara iman etmeyi, bunlarla kişisel olarak toplumsal alanda örnek insanlar olmayı tüm inananlara ve insanlara nasip etsin… Amin (Öyle Kabul Edilsin) Selam ve Saygılarımla…
Sıtdık Fani – 16.2.18 – vatandasfikri.com
|