|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
DİNİ TÜRKÇE OKUMAK |
DİNİ TÜRKCE OKUMAK
(Dini Anlayarak Amel etmek) - (Dinimizi, Dilimizle Okumak ve Anlamak) (Bizim Kültür Coğrafyasından, Dini Düşünürleri Anlayarak, Yeniden Kaynağından, Dinimizi Dilimizden, Okumak)
Dinler insanlığa anlaşılmak ve bu anlaşılma üzere nitelikler katarak daha iyi yaşam ve mutluluk getirmek üzere vahiy, vaaz edilmiş olduğunu herkes bilir… Dinin temelinde kötülükten sakındırma iyiliğe yönlendirme vardır, bu da bilinir… Bilinir bilinmesine ama toplum ekseriyetle dinini bilme cabası içinde olmaz, tarihte bir dönemin fıkıh uygulamalarını din sanarak bu düşünceyle dini farklı anlama cabası içinde olanları kafir ilan eden tiplerle de bile karşılaşırız… Her neyse konumuz, dinimizi dilimizden okumak, neden bunu yapma ihtiyacı duyarız, dilimizi anlamak için, dinimizi de anlayacağımızdan… Anlamadığımız bir dille dinimizin bize anlatılması, bana göre büyük bir zulümdür… Sen anlamadan bazı kelimeleri mırıldan, ben sana dinimizi anlatırım diyen kişilerle de karşılaşırız… Bunlarda dinden kendi anladıklarını bize anlatırlar, ya yanlış anlamışlarsa?
Ya dinimiz makuliyet önerirken onlar bize fanatiklik öneriyorlarsa, ya da biz de bunu gerçek din sanarak dini yaşıyoruz diye toplumsal sorunlara neden oluyorsak? Tarihin bir döneminde yaşanılan fitneye, adam 1300 yıl sonra bizi taraf olmaya davet ediyorsa, bu tarihi olayı bugüne fitne olarak taşıyorsak… Bunun yanı sıra dini kendi diliyle, kendi kültürüyle okuyanlara hoş bakmamak veya düşman ilan etmek, sınırlarımızı aşarak din dışı yorumlar olarak yaftalamalar da bilerek, yada bilmeyerek fitne ateşine benzin dökmek ve körüklemek olsa gerek… Bizim millet olarak dini yorumlama kaynaklarımız zaten var Hanifi, Maturiti, Yesevi, Yunus, Bektaşi gibi dinimizi Türkce okuyan yorumlayan kişilerden beslenerek, yeniden, yeniden gün be gün okuyarak… Dinimizi yeni durumlara karşı anlayarak ve söyleterek yaşamak benim kanaatimce dinimizi daha çok inanılır, daha çok yaşanılır, daha huzura, mutluluğa, gelişmeye neden olacak şekilde rehber edinebiliriz… Bunun önündeki engel ne derseniz?
Dini anlama sorunu, dini başka okumalara dayalı anlamaya çalışma, başka coğrafyalarda onların yorumuna dayalı uygulamaları direk din diyerek bizim toplumumuza sunma… Örneğin Arap toplumunun kadın anlayışıyla bizimki bir mi? Örnegin onların kabile ve aşiret kültürüne dayalı toplumsal yapılarıyla, bizim millet ve vatandaşlık anlayışına dayalı toplumsal yapımız bir mi? Bana göre değil, değilse oradaki uygulamayı alarak burada uygulamak toplumsal fitneye neden olmaz mı? Örneğin İŞİD’in din anlayışıyla, Yunus’’un din anlayışını nasıl aynı kefeye koyar ve bana İŞİD anlayışını din diye dayatabilirler? Bunlar üzerine çok düşünülmesi gereken konular…
Ben toplumsal uyum sorunumu, sorunumuzu nasıl çözerim derdindeyken, müzakere, uzlaşı sözleşmeyle toplumsal yaşam ölçüsü ararken… Biri çıkar, ben senin şu şekilde anlamanı, bu şekilde yaşamanı, istiyorum derde bana bir şeyler dayatmaya kalkarsa… Son olarak şu örnekle yazıya son verelim m? Medine sözleşmesini örnek olarak okuyalım… Sözleşmenin Türkçe metininim bağlantısını veriyorum, bu siteye güvenmezsek başka bir siteden bağlantıyla da sözleşmeyi okuyabiliriz… Müzakere, meşveret, danışma, uzlaşma kültüründen her uzaklaşış, bize toplumsal sorun olarak dönecektir… Umarım dinimizi dilimizden okur, toplumsal soruna değil uyuma neden olacak ilkeler ve yorumlar çıkarırız… Dilegiyle selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani --- 13.10.17 – vatandasfikri.com
Medine Sözleşmesi Baglantısı: http://www.canaktan.org/hukuk/insan_haklari/islam-dunyasi/medine_sozlesmesi.htm
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|