|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
ZİKİR |
ZİKİR
Zikir etmek sözlükler de anmak anlamındadır, sevdiğimiz birine seni zikretim dün veya biraz önce seni andım anlamında kullanırız. Bu ilk anlamıdır, ama biz toplum olarak genellikle zikir, zikretmek denildiğin de Allah'ın adını anmayı anlarız.
Bunu da sözlü olarak şu kelimelerle dile getiririz.
1- La ilâhe İllâllah (Allahdan başka İlâh yoktur 2- Allahüekber (Allah büyüktür) 3- Subhânallah (Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim) 4- Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh (Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır) 5-Sübhânallâh ( Allah bütün noksanlardan uzaktır) 6- Elhamdülillâh (Hamd Allah'adır) 6- Semi'allâhu limen hamideh ( Allah kendine hamd edeni işitir) 7-Rabbenâ lekelhamd (Rabbimiz, hamd sanadır) 8- Sübhânerabbiyelazîm (Büyük olan rabbim her türlü kusurdan uzaktır) 9 Sübhânerabbbiyel a'lâ (Yüce olan rabbim her türlü kusurdan uzaktır) Zikir, daha çok tasavvufî anlamda kullanılır. Tasavvufta da, Allah'ın yüceliğini dile getirmek ve manevî yetkinliğe ulaşmak amacıyla belli bir söz ya da cümleyi yinelemektir. Genellikle yüce Allah'ın bilinen güzel isimleri ve tevhid kelimesi (Lâ ilâhe illâllah) ile yapılır.
Şimdi bu sözlere baktığımız da şunları görüyoruz Allah’ın tek ilâh oluşu, Allah’ın büyük oluşu, Onun tüm noksanlıklardan azete oluşunu, En güçlünün Allah oluşunu dile getiriyoruz. İşte tam bu nokta da dile getirmekle kalmak zikrin yarım kalması demektir.
La İlâhe illâllah diyoruz, yani biz başka bir ilâh kabul etmiyoruz diyor ve devamın da bir kanaat önderine, liderine, artiste, takım formasına, paraya veya kadına, erkege her neyeyse tapınacak kadar anlam yüklüyorsak... La diyemediğimiz herşeyi Allah korsun Allah’ın yerine putlaştırmış oluruz ki bunun haytta karşılıklarını görüyoruz… Adam arabasına o kadar deger veriyor ki çevresin de yaşayan herkes ondan sonra geliyor. Bu tip birisinin Lailaheillallah demesi ne kadar içten ne kadar samimî Allah biliyordur… Alahüekber diyoruz, yanımız da çalışan birisine para yüzünden adaletsizlik yapıyor, onun hakkını tam olarak vermiyor, para Mal mülk yüzünden Adaletsizlik ve Ahlâksızlık yapıyorsak bizim ne derece samimî oluşumuzu Allah biliyor. İşte tam bu noktada zikir yapmanın üç hali ortaya çıkıyor.
Zikir hallerinden birinci aşama dil ile söyleme ikinci aşama onu düşünsel olarak onaylama, üçüncü aşama ise davranışımıza yani yaşantımıza yansıtmadır ki birçoğumuz bura da kopuyoruz zikirden. Bunun nedeninin bilgi eksilliği olduğuna bağlıyorum, başka biraz ağır olacak ama iman zayıflığı da olabilir. Zaten sübhanallah diyorda bunun ne anlama geldiğini merak etmiyorsak, Allahüekber diyorda bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsak bilmediğimiz şeyleri nasıl hayatımıza aktarırız. İster 100 kere söyle ister 1000 kere bunu hayatına aktaramadıktan sonra, bunu düşünce boyutunda kabul etmedikten sonra biz ya kendimizi kandırıyoruz hâşâ yâda Allah’ı kandırmaya çalışıyoruz demektir ki Allah islah etsin sonumuzu hayır etsin…
Zikir ruhu için en büyük zikir olan Kuran’ı öncelikle anlayarak okumalıyız, Arabca bilmiyorsak mutlaka meallerini ya okumalı ya da dinlemeiyiz ki bilerek iman edelim. Bilmediğimiz şeyi nasıl uygularız belki de hayatları boyunca 100 kere hatim indirenler var aramız da ama hiçbir şey anlamadığımız için ne ruhsal nede davranışsal olarak Müslüman gibi davranamıyoruz. Bu bilgisizliğimiz her yere yansıyor bu kadar çok inandığını iddia eden ve 10 000 lerce kez zikir sözcüklerini söyleyenler ne komşuluk ilişkilerin de, ne de ticarî ilişkilerin de ne âmir memur, nede işçi patron ilişkilerin de Ahlâk ve adalet üzere davranışlar sergileyemiyorsak... Allah affetsin diyorsak, şunu da düşünelim mi, Allah aynı zaman da cezalandırır da… Allah demez mi ki benim adımı 100 kere zikret hemen arkasından adaletsizlik yap, bu ne iştir diye sorulmaz mı sanıyoruz biz… Sorulucaktır ilâhî adalet yaptığımız haksızları nasıl affet eder… Affından emin olduğumuz kadar cezasından da emin olmalıyız ki kendimize çeki düzen verebilelim.
Şimdi Kuran da zikirle ilgili ayetlerin meallerine bakalım
"Öyle ise beni anın ki, ben de sizi anayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin" (el-Bakara, 2/152).
"İşte bu (Kur'ân) da, bizim indirdiğimiz bir zilkirdir (öğüttür). Şimdi onu inkâr mı ediyorsunuz?" (el-Enbiyâ, 21/50).
"Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allah'ı zikrederler (anarlar). Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler: "Rabb'imiz (derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru!" (Alu İmrân, 3/191). Zikir, aynı kökten gelen kelimelerle birlikte, Kur'ân'da üç yüz'e yakın yerde geçmektedir, işte Kuran bize zikir’in önemini gösteriyor.
Zikrin temel mantığı Allah'In büyüklüğünü tekliğini yüceligini dile getirmek, sonra özümseyerek bir sonraki aşama olan zikrin bizi sevk edecegi aşama ki bu da adalet ve ahlâk üzere yaşamaktır. İman edenlere yakışan da budur.
Elimizde zikirmatik 1000 kere Allahhüekber demek yerine, bir defa Allah’ın büyüklügünü düşünerek adaletsizlikten kacınmak iyidir. Sıtdık Fani
Evet zikirlerimizi sözde bırakmayalım en büyük zikir olan Kuran’ı anlayarak çok zikredelim ve onu bize gönderen yaratıcıya zikirlerimiz de bize gösterdiği Kuran yolu için şükredelim ve gönül rahatlığıyla biz, gönderdiğin kitabı okuduk ve emirlerinin ahlâk ve adalet üzere yaşamak olduğunu anladık uyguluyoruz diyerek Allah’ın rızasını kazanmayı umut edelim, kazanalım… Zikirlerimiz fikirlerimiz olsun dilegimle selâm ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani – www.vatandasfikri.com - Ramazan 14
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|