BİZE BÖYLE İMAMLAR LAZIM

(İmam Olarak Başladığı Hayatını Bestekar Olarak Bitiren Sanatçımız)

Sadettin Kaynak Kimdir? Sorusu kadar ne iş yapar ne işle ünlü olmuş hala günümüzde sözleriyle, notalarıyla bize mesaj vermeye devam ediyor… Ali Alâaddin Efendi’nin oğludur. 1895 yılında İstanbul’un Taşkasap semtinde doğmuştur. Sesinin güzelliği nedeniyle genç yaşta hafız olmuştur.  Bu bestekârımızın öğretmenlerine baktığımız da ise şu şahsiyetleri görürüz… Hafız Melek Efendi, Kasımpaşa Küçükpiyale Cami İmamı Hafız Cemal Efendi, Neyzen Emin Dede ve Muallim Kâzım Uz’dur. Din adamlığı ile bestekarlığı, dini müzikle, sanatsal müzigi birlikte yürütmüş, bir bestekarımız olup, ilk bestesi olan hüzzam şarkısı “Hicran-ı Elem”i 1926 yılında yazmıştır. Bu alanda çalışmalarına devam eden bestekarımız, din adamımız…

Müzik eğitimini İstanbul Üniversitesi’nde tamamlamış ve daha sonra Güney Doğu Anadolu’da yerel müzikler üzerine araştırmalar yapmıştır.1940-1950 yılları arasında seksenin üzerinde film müziği bestelemiştir. 1955 yılında felç geçirmiş; 3 Şubat 1961 tarihinde İstanbul’da Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde ölmüştür. Merkez Efendi Mezarlığı’nda gömülüdür.

Saadettin Kaynak’ın vasiyeti: Bu evde benim bir pardösüm, iki kat elbisem, bir bavulum, bir radyom, bir buzdolabım var. Bunları Gülfiye (eşi)’ye bırakıyorum. Benim evimde birikmiş param yoktur. Emri hak vaki olduğu zaman Sıraselviler’deki apartmanımın 1, 3, 9 numaralı dairelerinden kiralar alınıp cenazemin teçhiz ve tekfinine (kefenleme işlemi) sarf edilsin. Cenaze namazım Nuruosmaniye Cami Şerifi’nde kılınsın. Merkezefendi’de kabrim hazırdır. Kabir taşımı Gülfiye yaptırır. Yazılacak şey şudur: “Sultanselim Cami Şerifi Başimamı ve Sultanahmet Cami Şerifi İkinci İmamı ve Hatibi Meşhur Bestekâr Hacı Hafız Sadettin Kaynak’ın ruhuna fatiha.” Evet, kendisini baş imam ve Bestekar olarak tanıtan bu şahsiyeti imamlarımız, din adamlarımız örnek alırlar umudundayım, belki şu an örnek alan birileri bu bestekarımız gibi çalışıyordur… Sadettin Kaynak’ın 42 ayrı makamda yazdığı 330 kadar eseri bulunmaktadır. Eserleriyle o yaşamaya devam etmektedir, bir ata söz şunu der, sizin adınızı anan son kişi de öldüğün de siz gerçekten de ölmüş olursunuz… Biz ölümlüler eserlerimizle yaşarız, işte bunun için Sadettin kaynağı örnek almalıyız, Sadettin Kaynak’ın meslektaşları onu iki kere örnek almalıdırlar… Ayrıca dayanışma, paylaşma örneği de vermemiş ve şu fedakarlığı zor durumda kalan birisi için yapmıştır… Sadettin Kaynak, vasiyetinde sözü geçen Sıraselvilerdeki apartmanı varlık vergisiyle zor duruma düşen bir vatandaştan satın alır ve ölünceye kadar eski sahibinden kira almamış, onu, o zor durumda yalnız bırakmamıştır…

Kaynak, düzenli bir musiki eğitimi görmemesine rağmen mevcut kabiliyetini kullanarak bu sanatta ilerlemeyi başarmış. Her ne kadar plâklar doldurmuş, şarkılar ve gazeller okumuşsa da, Saadettin Kaynak’ı bir ses sanatkârı olarak düşünmek yerine, Onu Türk Musikisi sanatçıları içinde ki yeri,  ses sanatçılığını aştığını, bestekârlığı ile öne çıktığını düşünmek gerekir.

Hafız, imam, din adamı olarak başladığı hayatını bestekarlıkla sonuçlandırmıştır, biz günümüzde onu bestekarlığı ile anarız, bestelediği eserleri, yaptığı müziği zevkle ve onu anarak dinleriz ve anlarız ki, insanı yaşatan eseridir… Umarız ki diğer meslek mensupları arasında da çok yönlülük başlar, sadece mesleki alan da değil milletimize her alanda katkılar sunarlar… İşte bu nedenledir ki bize böyle çok yönlü meslek mensupları, imamlar ve din adamları lazımdır… Dileğimiz de, bunların sayılarının artmasıdır…

Sıtdık Fani – 20.6.17 – vatandasfikri.com   

Kaynak : http://www.renklinot.com/yasam/biyografi/sadettin-kaynak-kimdir-hayati-ve-eserleri.html