|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
İNSAN KATLETMEK!! |
İNSAN KATLETMEK, KENDİMİZİ KATLETMEKTİR!!
Allah sanki gönderdiği ayetlerle yarattığı insanın canını korumaya almak istemiştir, bu nedenledir ki, Kuran da defalarca Can alma, cana kıyma, uyarılarına rağmen insanoğlu bir birini öldürmeye devam etmektedir. Kuran'a baktığımızda bütün canları korumaya aldığını görürüz, Merhamet önerir, bunun yanısıra Müminleri, daha öncelikli korumaya aldığını görürüz, buyrun Kuran'ın bu ayetlerine bakalım..
“Kim, bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir insanı öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir.” (Mâide, 5/32) “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisâ, 4/93) Ayetler bu kadar nettir ne yorum gerekişr, ne de tevsir… Bunlar ne demektir, ancak bozgunculuk yapan, ancak cana kıyanlar öldürülebilir denmesine ragmen Kısasla ilgili ayetleri ele alırsak burada bile öldürme hakkından vazgeçmemiz durumunda büyük sevablar verilecegi ifade edilmektedir biz en iyisimi fazle yorumlara dalmadan, bu ayetlere da bakalım… ""Bakara -178 Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.""
""Mâide -45 Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffaret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.""
İsrâ -33 Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velisine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır.
Peygamberimizin ifadelerine baktığımızda da ise yine cana verilen saygıyı görmekteyiz. “Allah katında dünyanın yok olması, bir Müslümanın öldürülmesinden daha hafiftir.” (Tirmizî, Diyât, 7)Önermektedir.
""Bütün bunlar bizim iman ettiğimiz esaslardır, bunun içindir ki iman etmek demek bu kurallara uyacağım sözü vermektir. Biz Allaha verdiğimiz sözde duruyormuyuz?""
Bu uyarılara rağmen öldürme ve katletme günahı bugünler de en çok İslâm coğrafyasında işlenmektedir. Sadece İslam degil bütün dinler öldürmeyi lanetlerken, cana kıymayı en büyük günah ilan ederken yine de bütün dinlerin mensupları öldürmek için gerekceler bulmuşlardır. Ne yazık ki bu biz Müslümanlar için de böyle olmuştur. İslam coğrafyasından gelen her haber de aşagı yukarı kan ve gözyaşı vardır. İktidar hırsı, güç tutkusu, baskı, zorbalık ve zulüm, şiddet, terör ve çatışma, işkence, ölüm, öldürme ve katliamlar bırakın müslümanlığı insanlığımızdan utandırır hale gelmiştir. İslam mensubu müslğüman olmak demek kuralı olan insan olmak demektir, Müslümanın diyen de kurallarını kitabından alır, biz ne derece kişisel olarak Kuran dan kurallarımızı alıyorsak o derece İslam mensubuyuz demektir. Ban öldürme diyorsa bende iman etmişsem öldrümemeliyim degil mi?
Dökülen her kan ve gözyaşı zihin ve gönül dünyamızı param parça ediyor. Bazen kendimizi koruma içgüdüsüyle olsa gerek, duygularımızı köreltiyor, hislerimiz öldürüyor, bu nedenle de aklımız tutuluyor, insanlığımızdan, müslümanlığımızdan utanır hale geliyoruz. Bütün bunlara rağmen bu olayları önlemek için yeteri kadar çaba sarf ediyormuyuz diye kendimize sormuyoruz…
Sürekli cana kıyanlar sanki bizim sessizliğimizinden yararlanıyor gibime geliyor, durun demek yerine benim canime o, onun canisine ben yardım ederek dünyanın her yerinde kan dökülmesini teşvik bile edildiğine tanık oluyoruz. Buna rağmen sesimizi yükseltmiyor görmezden gelerek rahat edecegimizi sanıyoruz. Arakan da yaşananları görsek de görmesek de vicdanlarımız rahatsız olmuyorsa ki biz bırakın müslümanlığı insanlıktan çıkmışız demektir. Ülkemizde de zaman zaman şitdete maruz kalarak vatandaşlarımnız ölüyor. Bu tepki gösteren vatandaş da olsa, daga çıkmış isyancı da olsa ölmesi halinde üzülmezsek bu ölümlerin önüne gecemeyiz. Yani bizden biri ölürse can kaybı da başkalarından birileri ölürse can kaybı degil mi? Gördüklerimiz karşısında tepkisiz nasıl kalıyoruz şaşıyorum, gözümüzü acıp dünyaya bir bakalım ne görüyoruz, kadın, bebek, çocuk, yaşlı demeden mazlum, masum suçlu ayrımı yapılmadan bu gözü dömüş iktidar hırsına bulaşmış vahşiler yüzbinleri katlediyorlar. Vahşetleriyle dünyayı kan gölüne çeviriyorlar, sadece geçtiğimiz yüzyıl boyunca milyonlarca insan katledilmiştir. İnsanlık, iki büyük dünya savaşı görmüş, birçok işgallerin yanın da sürgünlerle yurtlarından edilmiş, vahşilik gösterisi katliamlar yaşanmıştır. Biz bunlardan sorumlu degiliz diyorsak yanılıyoruz, o zaman şu soruyu kendimize soralım durdurmak için ne yaptık??
Bu çatışmaların nedenlerine baktığımızda ise şunları görüyoruz, silah tüccarları, silah satabilmek için düşmanlıklar üretiyor ve her iki tarafada silah satıyor. Irkçılık uğruna canlar alınıyor neden dogarken başka bir kavimin içinde doğmuşsun, sömürgecilik uğruna nice canlar yok ediliyor, neden başkasının zenginlik kaynaklarına konalım diye. İşgallerle hayatlar son buluyor neden toprak elde etmek için. İktidar hırsı, saltanatlarını devam ettirmek için nice masum insanların üzerine kurşun yağdırılıyor. Bu ihtiraslar, kin ve nefret yüzünden nice katliamlar yaşadık, terör sebebiyle canlar kaybettik, anaları ağlattık, bunları görmezlikten gelmek için de yüreklerimizi dağlandık. Töre dedik vurduk, Kan davası dedik vurduk, nice aileler yok oldu, ocaklar söndü. Haksız kazanç peşinde koşan mafyalar türedi haksız yere canlara kıydılar. İnsanlığa ışık olan büyük düşünürler faili meçhul cinayetlerle katledildi, gördüklerimizi görmedik duyduklarımızı duymadık, dolayısıyla bilmiyor nurmarasına yatmaya devam ettik, ettikce yeryüzünde hep can pazarı yaşandı, yaşanmaya da devam edecektir.
Bu vahşilikleriyapanlar kadar onlara karşı duranlarda var, kim bunlar, ""Öldürmeyeceksiniz diye emreden Musalar"" ""cana kıymayı yasaklayan İsalar "" Masum bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmeye eşdeğer olduğunu duyuran Muhammedler de var, biz tarafımızı net belirler tavrımızı net gösterirsek bu vahşiliklerin önüne gecebilecegimizi düşünüyor, alınan her can karşısında sustukca sorumlu olduğumuzu unutayalım diyor. Bunun bir gün bizide içine alarak öldürmenin normal bir şey olduğunu düşünmemize neden olacağından korkuyorum.
Bu korkularla H.Z Muhammedin mesajına geri dönüyorum. Bir insanı yaşatmanın bütün bir insanlığa can vermek olduğunu müjdeleyen, insanları öldürmekle değil, yaşatmakla mükellef kılan Kuranın mesajına insanları kulak vermeye davet ediyorum. Bu mesaj bizlere, yapılan zerre kadar iyiliğin de kötülüğün de karşılıksız kalmayacağı yarın hesap günü bunların hepsinin hesabının sorulacağına inanıyorsak ki İnanıyoruz, insanları öldürenler de muhakkak bir gün ölümü tadacaklardır, hesap günü cezaları verilecektir. Bu inançla el acıyor Rabbimize sığınıyoruz O’na diyoruz ki, “Rabbimiz bizleri İslâm’ı doğru anlayıp doğru yaşayanlardan eyle. Öldürenlerden degil, yaşatanlardan eylesin ve olmak dilegiyle selam ve sevgilerimle…
Stdık Fani >>www.vatandasfikri.com << Temmuz 2013
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|