KURAN’LA BULUŞMA
(İslam Toplumları Olarak Yaşadığımız Sorunların Temelin de, Değersizliğin, İlkesizliğin, Neden Olduğu Zulüm var, Bunun Nedeni İse Bize ilkeler, Degerler Verecek olan Kuran dan Kopmuş oluşumuzdur… Ne İlahi emirlere, ne de Akli gereklere uymayışımızın Bugün Cezasını Çekiyoruz... Bu Öncelikle İslam Toplumlarının, Sonrada İnsanlığın Ortak Sorunu…. Ülkemiz de Durum daha iyi, çünkü Demokrasi Var, Hiç Olmazsa Yönetimi, Devretme, Devralma Kavgası Yaşamıyoruz, Seçim Yoluyla değiştirebiliyoruz. Ya Birde İİktidarı Devretme ve Devralma Çatışması yaşamış Olsaydık.... Aynı Komşu İslam ülkelerin de Yaşanılan Zulmü Burada Yaşardık...Bu Zulümlerin Temel Nedeni Genellikle İktidar Sahiplerinin, Özellikle de Biz Müslümanların Ahlak ve Adaletten Uzaklaşmış olmamızdır. Kuranın Önerdiği Bir Ahlak ve Adaletle, Buluşmadıkça Bu Sorunları Aşamayacağımızı Üzülerek, Belirtiyor, Biz Müslümanların Daha bir Samimiyetle, Okuyarak, Anlayarak Kuranla Buluşmasının Geregini Hatırlatıyrum.)
Biz Kuran’a İman eden inananlar olarak düşündüğümüz de Kuran’la buluşmak ne demek, biz iman ederek buluş muş olmuyormuyuz sorusunu sorduğunuzu hissettim… Evet, haklı bir soru, ama bağımız bu kadar kopmamış olsa… Son dönemi suçlayarak da işin içinden çıkmayayız, belki de toplum olarak son 80 yıldır Kurana bu kadar yaklaşabildik… Ama yine de buluşamadık… İşte bu nedenle iman ettiğimiz kitapla buluşma iman etmekle başlarken biz hala uzak duruyoruz gibime geliyor.. Evet bu soru bana da tuhaf geliyor… İman ediyorsak, iman ettiğimiz ilkeleri bilmemiz gerekmez mi? İman etmiş olmak için sadece Kelimei Şaadet yeter mi? Bana sorarsanız o bir giriştir, nasıl ibadetler için niyet, abdest giriş ve gerekse, iman için de Kelimei Şaadet öyle gerek diyebiliriz…
Sonrası için Allah’a, iman ettiğimiz de, iman ettiğimiz Allah bize hangi ilkeleri göndermiş, hangi eylemi, ameli, yaparsak nasıl sonuç alırız? Hangi amel salih, hangi amel haram dairesin de, hangi amel helal dairesin de, imanın esaslarını, bu ilkeleri nereden öğreneceğiz… İman ettiğimiz Allah’ın vahiylerin toplandığı kitaptan ve bunları bize getiren, yine iman ettiğimiz Peygamberin sünnetlerinden… Peygamberin önerileri, emirleri, olan yaşamından, Peygamberimizin de rehberi olan, bizim de iman ettiğimiz, rehber olarak kabul ettiğimiz Kuran dan öğreneceğiz… Öğreniyor muyuz, siz cevaplayın, benim dilim varmıyor söylemeye… İman ettiği kitap, Kuran dan bu kadar uzaklaşan ümmet sanmıyorum ki dünya hayatın da başarılı bir toplum olsun, ahirette umut edildiği gibi karşılansın… Bu kadar muhkem kaynağı, bu kadar rehber olacak ilkelere kulak tıkayan imanlılar olsun… İşte var, bu çok ağır bir itham değil mi diye düşündüğünüzü biliyorum… Yok değil, iman eden biri, iman etmekle girdiği sorumluluk iman ettiği ilkeleri öğrenmek, buna göre yaşamaktır. Bunun için de Kuran’la buluşmak, bize vahiy edilen imani ilkeleri Ayetlerden öğrenmek, uygulamak, imani bir sorumluluktur… Bir defa buluşma da yetmemektedir, zamana bağlı ve mekana bağlı değişikler üzerine Okumalar yapabilmek için yeniden yeniden Kuranla buluşmak gerek….
Kuran’ı anlayabilirmiyiz, anlayamazmıyız tartışmaları yapıldığına tanık oluyor, genel olarak Kuranı anlamayacağımız üzere düşünüldüğünü ve bu düşüncelerin dile getirildiğini görüyorum, duyuyorum, duyuyoruz… Evet, haklılar 1935 yılına kadar Kuranı anlayamıyorduk, neden Türkçe değildi de ondan, sadece Kuranın ilk muhataplarının dili olan Arabcayı anlayabilenler anlıyordu… O yıldan bu yana artık iman ettiğimiz Kitap bize Türkçe sesleniyor, diyor ki, siz anlayasınız diye Kuranı anlaşılır hale getirdik, sizin için sadeleştirdik, anlayasınız diye apaçık ayetler gönderdik, öğüt almazmısınız diyor… Kuranla buluşarak bu ögütü almayacakmıyız?… Bu ifadeler hangi kitap da yazıyor, İman ettiğimiz Kuran da… Bize siz anlamazsınız diyenler yıllardır, siz Kuranı anlamazsınız diye, tabir caizse bizi keklemişler, biz günümüzde Kuran Türkçeyken, bize dilimizde biz, hitap ederken anlamamak için deli olmak lazım.. Allah’a şükürler olsun ki, Kuranı anlayacak kadar akıl vermiş, akıl melekesi verdiği canlı olan insanı da bu Kurani ilkelerden sorumlu tutmuş… Biz iman edenler de bu ilkeleri anlayarak yaşayacağız diye, aslın da iman ederken, biz Allah’a söz vermiş oluyoruz… Sözümüz de ne kadar duruyoruz?
Bu söz verme, iman sözleşmesi yapmak demek, Kuranla buluşmak, o ilkeleri anlamak, hayata aktarmak demektir… Hepinizden şunu rica ediyorum, şu soruyu sık sık soralım, Kuranla buluşmak için ne yapılması gerekiyor? İlk önce, Peygamberimiz vahiy edilen ayeti duyanca ne yapmış, bu ayetle hayatında ne gibi değişiklikler olmuş onları Peygamberimizin hayatından okumalıyız ki… Onun hayatından Kuran ehli olarak nasıl yaşanır onu görmemiz gerekir… Hatta bu konuda Vahiy öncesi, vahiy sonrası karşılaştırmalı okunmalıdır…
Günümüze geldiğimiz de ise, Kuranın anlaşılması için anlayarak Meallerden okunması gerekir, bir şiir de olsa, roman da olsa, hikaye de olsa anlaşılmak için okunur, değil mi? Hele bu İman ilklerimizin, kaynağıysa mutlaka ve mutlaka anlayarak Türkçe Meallerden okunmalıdır… Almansanız, Almanca meallerden, Russanız, Rusca Meallerden okunmalı ki, yani anladığınız dille okumalıyız ki anlaşılsın… Arabca anlıyorsanız bu dille de okuyabilirsiniz… İkinci olarak biraz daha derinlemesine okumak ve anlamak için Tefsirler üzerinden okumalar yapmak gerekiyor.. Anlamama numarası yapmıyorsak ki, bana göre o da kurtuluş değil, günümüz de Kurana her türlü ulaşabiliriz, buluşabiliriz, anlayabiliriz, Mealler, bilgisayarlara yüklenir, sesli mealler de var, Diyanettin sitesinde, başka Kuran sitelerin de, akşama kadar yayın yapan radyolar da… Kısacası Kuran her yer de, yeterki onunla buluşmaya niyetimiz olsun… Sorun bizde ya ilgilenmiyoruz, ya da anlamayız diyerek yaklaşmıyoruz, ya da anlamazdan geliyoruz…
Anlamanın önünde ki engellerden biri, sürekli siz anlamazsınız diyen bazı şıh, şeh, bazı tahrikat ileri gelenleri ve bazı din adamları olmuştur… Bunlar aynı zaman da Kuranı anlamak için, rivayetlerle yaklaşılması gerektiğini ileri sürmektedirler… Bir yere kadar evet yaklaşılsın, ama rivayet yerine vahiyle ilk muhatap olan toplumun sosyolojik gerçekleri, tarihsel arka planı bilinerek yaklaşılması, bizim anlayamadığımız bazı ayetleri, anlayarak Kuranı daha iyi anlamamıza ışık tutacaktır… Ama bir yerden sonra, rivayetlere, hadislere Kuranla, akılla yaklaşılması, Kuranla çelişenlerin geçekliğine şüpheyle yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum.. Bizi Kuran da, kendisine akılla yaklaşmamıza davet ediyor, hepimiz hatırlayacağız, akletmezmisiniz, düşünmezmisiniz ayetleri onlarca kez tekrarlanarak adeta bizi akıl melekelerimizi kullanmaya davet ediyor… Biz Akıl yoluyla, Kuranla buluşacakmıyız?
Kişi olarak da, Millet olarak, T.C vatandaşları olarak da, Ümmet olarak da Kuranla tanışmadıkça, buluşmadıkça, onun hakemliğine, rehberliğine, yol göstericiliğine sık sık başvurmadıkça, daha başımızı çok taşlara vururuz/vuracağız öyle anlaşılıyor. Kuranla buluşmak demek onu anlamak demektir, Kuranla buluşmak dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani – Şubat 16 – www.vatandasfikri.com
|