İSLAM KARDEŞLİĞİ
Aynı dine inanıyorsak ki inanıyoruz, yani din kardeşiyiz, o zaman kardeşliğin gereklerini yerine getirmeliyiz, İnancımız geregi de budur ve bu şu şekil de ifade bulmuştur “Müslüman, Müslümanın kardeşidir, Ona zulmetmez, onu yalnızlığa, çaresizliğe, yoksulluğa terk etmez. Kim din kardeşinin yardımına koşarak bir ihtiyacını gidermesi halin de, Allah da onun maddi ve manevi dünya da onun yardımcısıdır. Kardeşlik hukuku da zor anlarda dayanışma ve yardımlaşmayı gerektirir.
Ey İslam dini mensubları Kardeşsiniz/KARDEŞİZ!
Kardeşlik anlayışı dinimize göre, aynı özden var edildiğimizi bilmek, aynı şeylere iman etmek, aynı Kabeye yönelmektir. Mümince kardeşlik, mümine sevgi ve saygı beslemek, yağmurun toprağa verdiği hayat misali birbirimize yaşama sevinci verebilmektir. Bu emirler Kuran da bize farz edilmiş, bu örnek yaşam Peygamberimizden gelen bir mirasdır bize…
İnanmak ve iman etmek demek, inananların birbiri için sığınılacak bir liman olabilmesi demektir. Kardeşlik, kendimiz için ne istiyorsak, Mümin kardeşi için de onu isteyerek onunla kendi mutluluğumuzu ve huzurumuzu paylaşmak, kardeşlerimizin hüzün ve keder, acı ve ızdırablı anların da onların sorunlarına ortak olmaktır. İslam kardeşliği, mesafeleri, sınırları, engelleri ortadan kaldıran müminler arası bir maneviyat köprüsüdür. Onlar renklere, dillere, kökenlere bakmaksızın kardeş olduklarına iman edenlerdir, kardeşlerinin karşılaştıkları zulme ve şiddete, akan kan ve gözyaşlarına duyarsız kalamaz onların bu sıkıntılardan kurtulmaları için hem ekonomik, hem insani, hem kültürel, hem de fiziki cihad ederler. Peyegamberimiz bir sözün de bize şu mesajı vermiştir. "İman etmedice cennete giremezsiniz, bir birinizi de sevmedikce tam iman etmiş olmazınız" diyerek kardeşler arasında ki sevgiyi iman etmeye eş koşmuştur. İşte bu nedenledir ki kardeşlik hukukuna uymak neredeyse iman etmekle eş tutulur ve kardeşlik geregini her mümin yapmakla görevlidir.
Kardeşlik, kardeşimiz için empati duyabilmektir/diğerğâmlı olabilmektir.
Ey müminler size bir haber gelince, kaynagına bakın, haberin doğruluğunu yanlışlığını araştırın, birileri sizin kardeşliginizi bozmak için aranıza fitne, fesat sokmaya çalışabilirler. İşte buna günümüz toplumları provokasyon derler, dilimizde karşılığı ise kışkırtmadır. Kardeşler kışkırtma tuzagına düşmeyecek kadar araların da sevgi, saygı, muhabbet, güven ve iletişim köprüleri kurmalılar ki araya birileri fitne sokamasın…
Kardeşler aralarında haklarına ve hukuklarına riayet ettikce, hep birlikte Allah rızasını kazanacaklardır. Kardeşler; “Üstünlük taslama yarışına girmez, birbirine karşı kıskanclık beslemez, kin, nefret duymadıkları gibi sevme farzını bildiklerinden Allah rızası için birbirlerini severler.
Ey Müminler, Müminler ancak kardeştir emir ve önerilerini neden unutuyoruz!
Aramıza fesat, fitne sokan asabiyet, siyaset, ekonomik çıkar ve bunların asıl nedeni ise cehaletin, bağnazlığın, fanatizmin tuzagına düşmemeliyiz ki kardeşlik bilincimiz zarar görmesin.
Allah'ın şu emrine göre yaşarsak ‘iyilik ve takvada yardımlaşarak’ bütün insanlığa örnek bir kardeşlik gösterebilir ve İslam dini mensupları olarak insanlığa büyük hizmetler yaparak, ben sizi dünyayı imar etsin diye yarattım emrini de yerine getirmiş oluruz.
Bu kardeşlik duyguları, davranışları bizim atalarımızdan bize miras örnek davranışlar da kalmıştır, yüz yıllarca gönülleri bir, zihinleri bir, ülküleri bir kardeşlerin arasına ayrılık-gayrılık girmesini isteyenler ise bizim birliğimiz karşısında geri adım atacaklardır. Birbirine dostluk, ahbaplık, muhabbet, samimiyet, beslemesi gereken gönüller, hırs, menfaat, bencillik, kin ve intikam ateşiyle kavrulma hatasına düşmektedir. Yüreklerimizi dağlayacak, birlik ve dirliğimizi bozacak fitne ve fesat ateşleri körüklenmemelidir.
Ey Kardeşler, Kuranın bize kardeşlik mesajlarını unutmayalım!
İlk kardeş cinayeti Ademin çocukları arasında yaşanmış ve Kuran da Allah bunu bize şu şekil de anlatmıştır.
"Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), "Andolsun seni öldüreceğim" dedi. Diğeri de "Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder" dedi (ve ekledi:)" Mâide 27
"Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile) ben sana, öldürmek için el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." Maide 28
"Ben istiyorum ki, sen, hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın; zalimlerin cezası işte budur." Maide 29
"Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü: bu yüzden de kaybedenlerden oldu." Mâide 30
"Andolsun ki Yusuf ve kardeşlerinde, (almak) isteyenler için ibretler vardır." Yûsuf 7
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz." Hucurât 10
Bize kışkıtmaya gelmememiz için kuran uyarı da bulunuyor, zanla hareket etmeyin gerisini araştırın mesajını bu günler de çok iyi okumamız lazımdır. "Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir." Hucurât 12
Kardeşlik hukuku işte Adem'in çocukların dan Habil de, ve H.z Yusuf da zirveye ulaşmıştır, umulur ki biz de toplum olarak kardeşligimizi, bu seviyeye çıkarabiliriz umuduyla, Habil'in, Kabil'e, ifadesini içeren bu ayeti sizinle tekrar paylaşarak yazıma son veriyorum. "Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile) ben sana, öldürmek için el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." Maide 28
Evet Mümin, Allah sevgisi ve korkusu, nedeniyle kardeşini öldürmeyi bırakın hem kardeşine hem de diger insanlara yanlış bile yapmaz, adalet ve ahlak üzere yaşar… Bu bilince ulaşan bir ümmet, bir toplum olmak dilegiyle selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani --- Ekim 14 – www.vatandasfikri.com
|