SÜNNETİN KAYNAKLARI
(Sünnetin Sorumlu Olduğumuz Yanı)
Peygamberimizin davranışları olan sünnetin, kaynakları üzerine düşündüğümüzde kaynakların neler olduğunu görürüz? Bu konu üzerine biraz araştıralım, biraz düşünelim, isterim, rica ederim, konu gecen sene tartışıldı ve ilahiyatçılar zaman zaman da tartışıyor… Bazı cemaatlerde şeklen sünnete uyuyoruz diyerek, bazen komik bile göründükleri oluyor, bu komik görüntünün altında, giyim kuşam, alet ve araçların zamanın dışına çıkarak kullanılmasını gösterebiliriz.. Oysa bizim sorumlu olduğumuz alan, nedir?
Peygamberlere inanma iman esaslarından sayılır, iman esaslarından bir konu üzerine yazı yazmak tepkilere neden olabiliyor. Oysa İman esasları sayılan alan, Peygamberlerin vahiye aracılık ettiğine, inanmakla, iman etmekle alakalı bir konudur… Bizde bilinen dışın da bir düşünce sunmak hedef olmak anlamına geliyor, buna rağmen ben bu konu üzerine düşünmemiz gerektiğini düşünerek yazıyorum, tepki olursa da, tepkileri de göğüsleyeceğim…
Peygamberimizin davranışlarının iki kaynağı var, biri Kuran, diğeri ise içine doğduğu toplumun davranışlarının oluşturduğu kültür. Bizi Kurana dayalı olan davranışları bağlar, peygamberimizin kültürü olan davranışları ise, hem millet farkından, hem de zaman ve mekan farkından dolayı bağlamaz… Örnek vermek gerekirse, cübbe, sarık, asa ile dolaşan tiplerle karşılaşırız, neden böyle giyindiğini sorduğumuzda peygamber böyle giyinmiş, böyle davranmış der… Aynı kişi, deveye binmez, en lüks arabaya biner… Öbür yandan kendisi gibi giyinmeyenleri de eleştirir, utanmasa din dışı ilan eder… Bazıları ediyor da… Şimdi biz Sünneti iman esaslarından sayabilirmiyiz? Sorusuyla yazımıza devam edelim…
Biz Peygamberimizle aynı toplumun içine doğmamışız, aynı zamanda yaşamıyoruz, aynı araç ve gereçleri kullanmıyoruz, insanlık ister evrensel acıdan, ister yerel acıdan kültürel olarak değişmiş… Bu arada Peygamberimiz yaşasaydı nasıl davranırdı? Peygamberimizin hayatını en detaylı bir şekil de bile incelense, acaba ne kadar yazılı belge var, bu belgelerin ne kadarı Peygamberimizin yaşadığı dönemden çok sonra rivayetlere dayalı yazılmış bilgilerdir.. Belge yoksa, tarihi bilgiler tartışmalıdır, tartışılır… Kısacası Sünnetin bizi bağlayan yanı Kuranla çelişmeyen, yani Kültür olmayan yanıdır, bunu ayırabilirmiyiz, zor ama ayırmak zorundayız… Ayrıca yukarda belirttiğim sünnetin sorumlu olduğumuz alanın İmani alanlar olması, Kuranla sınırlı olması, Ahlak ve adalet, merhamet gibi konularda dikkat etmemiz, sünnete uymamız gerekirken biz şekille çok uğraşıyoruz gibimime geliyor…
Şekli olarak Peygamberimizle aynı kökene, aynı coğrafyaya bağlı insanların bile sünnetin şekli haline, kültürel haline uyamadıklarını görüyorum… O zaman bazı cemaatlerin başka coğrafyada yaşayan bize, başka bir millete ait olan bize, hala şekli sünneti dayatmasının nedenini anlayamıyorum.. Ayrıca bu kadar ısrarın zaman zaman fitneye de neden olduğunu görüyorum, işte bu nedenle toplumumu uyarıyorum… Sünnet tartışmaları üzerine ayrışmayın, ayrışmayalım Kuran üzerine kaynaşın, kaynaşalım diyerek, dileyerek, selam ve saygılarımla..
Sıtdık Fani – 22.9.17 – vatandasfikri.com
|