AFFETMEK,
Hayatın içinde hata yapılır, yapılmıştır, nasıl ki Allah günahları ve hataları affediyorsa biz de bize karşı yapılan hataları affetmeliyiz. Af, şefkatin, merhametin, sevmenin, saygının geregidir… Affetmek konumunuza bakılmaksızın büyüklüğün şanındandır… Kişisel meseleler de affetmek bizim kararımıza bırakılmıştır, af ederek Allah'ın rızasının kazanılması umut edilebilir… Allah af kapısını hep acık tutmaktadır… Diger yandan Allah'ın elçisi, bizim Peygamberimizin davranışlarına baktığımız da her fırsatta affetmeyi tercih ettiğini görüyoruz…
Peygamberimiz, Mekke fethedildiği zaman asla intikam alma yoluna gitmemiş, Kâbe’de toplanan ve kendilerine nasıl davranılacağı endişesiyle ile bekleyen topluluğa,“Ey Kureyş topluluğu! Benim size ne yapmamı beklersiniz?” diye sorduğunda onlar şöyle demişlerdir. "Senin iyi bir kardeş olduğunu biliriz, bu yüzden bize iyilikle muamele edeceğini ümit ederiz.” Bunun üzerine Peygamberimiz, “Gidebilirsiniz, hepiniz serbestsiniz!” diye seslenerek merhametin ve affetme konusunda bize çok güzel bir örnek göstermiştir… Hele bu affın, bir savaş sonrası olması sebebiyle daha büyük bir önemi vardır. Onun takipcileri olarak biz, kişisel meselelerimiz de nasıl bu kadar katı davranabilirz?
Affetmek, en büyük insani davranıştır. Fikri Adil
İnsan hata eder, pişman olur, tövbe eder ve Allah tarafından affedilecegi umulur, çünki Allah bir çok ayetinde tövbe etmenin öneminden erdeminden bahsetmiştir. Öte yandan tövbe hata da ısrar etmeyerek pişman olarak hatadan dönmek demektir, hatasında ısrar etmeyen, dövbe eden Mümin, tövbe eder ve Allah'ın affına sıgınılır. Biz fanilere ne oluyor da affetmeme tavrı içine giriyoruz doğrusunu anlayamıyorum… Allah affetme kapısını kapatmamış, Peygamber yukarda gördüğümüz örnek de savaş sonrası savaştıklarını affediyor ki bizim örnek almamız gereken en büyük örnek…
İnsan, insan ilişkilerin de af etmekte iki taraf söz konusudur, bir hata yapan, iki hatanın mağduru olan taraf… Hatanın mağdurundan genellikle affetmesini isteriz, tamamdır affetsin de… Öte yandan İnsanlara karşı kusur işleyenlerin de affetmenin kapısını açılması için özür sorumlulukları vardır… Nasıl Allah'ın kurallarını ihlal ettiğimiz de tövbe edilirse, kişilere karşı yapılan hatalar da ise, bunun yolu da hatalarımızın mağdurundan özür dileyerek affedilmenin kapısını açmaktır… Nasıl ki affetmek erdemse, affın kapısını acan tövbe ve özür de erdemdendir… Bunun nedeni ise af sevgiye neden olur, özür bunun yolunu açar…
Çünkü, tövbe sonucu af Allah'ın takdiriyken ve merhametinin ve hikmetinin bir nimetiyken, özür sonucu af da biz insanların erdemidir, kin, nefret, intikam, öfke, ihtiras, kıskançlığın yenildiğinin de göstergesidir…
Af ve şefkatle muamele ise insanı toplumda saygın bir konuma yükseltirken toplumsal barışa da hizmet ederek toplumsal huzurun tesisin de önemli bir temel taşıdır da aynı zaman da….
Affetmekle, hem Allah'ın rızasını kazanılması umut edilir, hem de çevremizdekilerin gönülleri fet edilir, affetmenin bu kadar insanlığa katkısı varken daha çok affetmek dilegiyle, selam ve sevgilerimle…
Af barışın kardeşliğin kapısını açar, gönüller arasın da sevgi ve saygı bağı kurar. Fikri Adil
Sıtdık Fani --- Ekim 14 – www.vatandasfikri.com
|