|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
İSLAM’IN DEGİL, İSLAM TOPLUMLARININ SORUNU |
İSLAM’IN DEGİL, İSLAM TOPLUMLARININ SORUNU
İSLAM’IN İŞİDLE İLİŞTİRİLMESİ
(Din İşid İlgisi Üçüncül, dördüncül İlgidir, Biz bunları İslam Adına yapıyoruz Diyen herkesi İslam İlan Etmek yanlıştır.)
İŞİD, Dini gibi görünse de daha çok sosyal bir olgudur, Sosyal bir olgu gibi görünse de daha çok ekonomik eşitsizliklere ve sömürüye tepkidir… Sosyal bir olgu gibi görünse de iktidar değişim yeteneği olmayan toplumların çıkardığı sorundur ve siyasaldır. Bu nedenle batıda ki demokratik ve laik uygulamaları gören kökeni itibariyle doğulu olanların katılımı batı ülkelerinden katılımı daha çok olmaktadır… Ama batı ülkelerinden katılım olmasına rağmen yerleşik İslam toplumlarından da taban bulmaktadır. Asıl sorun bu fanatizmi besleyen kaynağın ne olduğudur, sadece ekonomik ve sosyal eşitsizlikler mi besliyor yok başka nedenler de bulunduğunu düşünüyorum…
İşid i ne besliyor, sorgulanmayan eski bir Din kültürü de diyebiliriz, bu kültür fanatizmi besliyor ve fanatizm de İşid tipi örgütleri besliyor… Biz aşırı yoruma dayalı din kültürü ve fanatizmle mücadele ederek bu işin daha çok İslam’ı kirletmesine engel olabilir, önüne geçebiliriz… Eski İslam kültürünü sorgulamazsak yarın İslam adına hareket ettiğini söyleyerek iktidarı ele geçiren herkes aşağı yukarı bu kültüre dayanacak, oradan çıkarımlar da bulunacak ve bunu din diye toplumlarına dayatacaktır. Bunun için öncelikle İslam dini mensupları bizler bu eski dini kültür üzerine yeniden düşünmeliyiz… Bunlar üzerinden değerlendirildiğin de din ve İşid ilgisi üçüncül bir ilgidir, sorunun kökenin de Irak hükümet politikaları daha geriye gittiğimiz de ABD işgali, yaşanılan ortamda ki adaletsizce uygulamalardır, dine meletilmesi bilinçli bir tercihtir.. Ama maleden örgüt de eylemlerini İslam adına değil de, adaletsizliğe, zulme, işgale karşı diye yapmıyor, İslam adına yapıyorum diye yapıyor… Burada yaşanılan olumsuzlukları hem iç faktörler, hemde dış faktörler besliyor. Bizi ilgilendiren ise, bu örgütün eylemlerine kaynaklık ettiği dini yorumlar üzerine, İslam düşünürleri harekete geçmeli ve bunlar üzerine yeniden düşünülmelidir.
Geçmiş de yapılan yorumlar, Kuran’a terse Kuranla sorgulanarak ayıklanmalıdır, belki iktidar baskısı ile belki de kişisel hatalarla, o gün ki sosyal ve ekonomik şartlara dayalı yapılmış yorumlar toplumsal hatalara dönüşerek İslam toplumlarına büyük zarar verdiğini görüyoruz. Fıkıh alanın da Kuran’a aykırı bir yorum ve uygulama varsa bunlar tespit edilmelidir… Fıkıh çıkarım çalışmaları günümüz aklıyla Kuran ölçülerine göre yeniden yapılmalıdır… İslam ümmeti olarak Akıl ve Kuran’a karşı sorumluyuz, bunu unutmamalıyız… Eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin de fanatizmi ve aşırı yorumları beslediği görülüyor, bunların da önüne siyasal ve ekonomik tavırlarla geçilmelidir.
Eşitsizlikler ve Adaletsizliğin zulmüne karşı fanatik tavırları yok edemeyiz, güçlüler adil değilse, güç adaletsizliğin ve eşitsizliğin kaynağı olmuşsa buna karşı duranların dinine ve mezhebine bakılmayız… Asıl sorunu besleyen ortam, eski kültürlerle(din öncesi) karışmış din kadar, Adaletsizlikler, eşitsizlikler sömürüler, istismarlar ve zülümdür de….
Dinin içine o devirde yaşanılan kültürün girmesi, sonra siyasal iradeler yaptıkları icraatlara dini meşruiyet kazandırmak için yaptıkları yalan, yanlış yorumların dinin ruhunun topluma yansımasını engellemektedir. Bu nedenle, Kuran ve akılla bunların yok sayılması gerekmektedir… Özel durumlara hitabet oluşmuş bazı uygulamaların, genel durumlar için değerlendirilmemesi gerekmektedir… Özel durumu ilgilendiren olaylar genele uygulandığın da, genel durumu ilgilendiren olayların bireye uygulandığın da bireysel özgürlükleri yok edeceği aşikârdır. Şuan ki Sorunların yaşandığı bölgeler de bireyin toplum adına yok edildiği görülmektedir.. Oysa Kuran Birey toplum dengesini gözetmektedir… İnsan özgür bırakılmıştır, insanlar özgürce din tercihi yapabilecek veya yapmayarak ben kafirim diyecek kadar özgürlük ortamı sağlanmalıdır. Ayrıca iktidar ve güç sahipleri mutlaka adalet dağıtacak bir sistem oluşturmalıdır. Dünyanın en çok servetine sahip zengin 100 kişinin servetiyle kıyaslandığın da 4 milyar insanın servetinden fazla olması demek, eşitsizlik, adaletsizlik ve zulüm demektir. Bunlar aşılmadıkça tepkiler ya siyasal maskelerle, yada dini maskelerle yaşama fanatizm olarak yansıyacaktır…
Sorun görünen yüzüyle İŞİD sorunudur, ama sorunun kaynağı siyasal, ekonomik, diplomatik, kültürel ve sosyolojiktir.. Bu sorunu kendi toplumlarının İslami fobilerini beslemek için kullananlara gelince kimse kusura bakmasın, adaletsizliğin ve zulmün olduğu bir yeri demokrasi ve insan hakları getireceğim, kimyasal silahları yok edeceğim diye işgal et, oradaki adaletsizlikleri, insan hakları ihlallerini zirve yaptır…. Burada ki kültürel ve mezhebi farklılıkları besle, bir tarafı destekle, öbür tarafı da destekleyen ve besleyenler olsun arada yaşanılan şiddeti bir dine malet, bu din işte budur diye toplumuna vaaz et, bunlar üzerinden İslam’ı karala,… Artık yapılanlar üzerinden algı zor yürütülüyor, herkes iletişime, karşı iletişimle cevap verecek teknolojiye sahip… Bu nedenle emperyal güçler aynayı kendilerine çevirerek kendilerinin yaptıklarını sorgulamak durumundadırlar. (Barış için en önemli şart yaşam hakkına saygı ve adalettir. Fikri adil)
Her şeye rağmen İŞİD in yaptıklarını onaylayamayız, masum insanları öldürmelerine seyirci kalamayız, Bunları İslam adına yapıyoruz safsatasına inanamayız… Burada ki tepki gösterenlere, bu örgüte insanlara karşı değil adaletsiz yönetimlere ve işgalcilere karşı mücadele edilmesini öneririz. Son olarak dinden çıkarma yetkisini kullanan bu tür fanatik örgütlere uygulamaların biz kullara, yargılamaların ALLAH’A ait olduğunu hatırlatır... İslam ülklerinin yönetimi devretme ve devralma yetegini içeren demokratik bir siyasal yöntem geliştirmeleri, mezepsel çatışmaları engellemek için de laikligi yönetimsel olarak özümsenmesi gerektiğini hatırlatır, tüm İslam toplumlarını adalete, barışa, kardeşliğe huzura davet ederim. Saygı ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani --- Aralık 15 --- www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|