H.Z YUSUF
(Yusuflara İhtiyacımız Var)
Hemen şunu belirteyim burada ki Yusuf peygamber, ben Peygambermiyim diyenlere, Peygamber olmayabiliriz, biz kişi olarak onun, bize gösterdiği örneklikler üzerinden günümüz için ilkeler çıkarır, onları yaşarız, yaşamalıyız… Şimdi dönelim Kurandaki Yusuf’a, Pardon H.z Yusuf’a, H.z eklemediğimizde saygısızlık yapıldığını düşünen arkadaşlar için hemen H.z yi ekledim…
Yusuf’u babası çok sever, bir gün Yusuf, babacığım ben rüyamda 11 yıldızı, ay ve güneşi bana secde ederken gördüm der… Babası da yavrucuğum rüyanı kardeşlerine anlatma, öyle görünüyor ki Rabbin seni seçecek ve olayların iç yüzünü öğretecek der… Kardeşleri onu kıskanır, bunların kıskançlığını gören şeytan tam da oradan, kardeşlerinin kulağına şu fitne, fesatı fısıldar… Baştan söyleyelim ki bu Yusuf’un Kıssası/hikayesi derinlemesine okuyunca ciddi öğüt içermektedir… Bu öğütten ilkeler çıkarabilirsek, biz Yusuf’un, Yusuf olamasak da, takipçileri olabiliriz, günümüzde Yusuf gibilere çok ihtiyaç vardır.. Hanginiz Yusuf’ dendiğinde, ben Yusuf’um, onun takipçisiyim diyebilecek kadar Yusuf’un hayatından, davranışlarından ders çıkarmalıyız, çıkarabiliyormuyuz? Çok zaman o süreyi yabancı bir dil olan Arabca duyuyoruz, bundan dolayı anlamıyoruz.. Hikaye/kıssa şöyle devam eder… Şeytanın kardeşlere fitne fısıldamasından sonra…
Babamız Yusuf’u bizden daha çok seviyor düşüncesine kapılan kardeşlere, şeytan babanız bir yanılgı içinde, babanızın ilgisini istiyorsanız Yusuf’u öldürün veya uzak diyarlara götürün diye, şeytan kulaklarına fısıldamış ve kardeşleri de şeytanın bu kötü öğüdünü dinlemişler… Kardeşleri Yusuf’u birlikte götürmek için, babalarından izin istemişler, babaları onu götürmeniz beni üzer kurt yer, diye tereddüt edince… Onlarda biz kardeşimizi koruyamayacak kadar acizmiyiz diyerek babalarını ikna etmişlerdi… Kardeşler…
Yusuf’u götürüp su kuyusuna bıraktıktan sonra, akşam eve ağlayarak döndüler, babalarına kendi aramızda yarış yaparken Yusuf’u eşyaların yanına bırakmıştık, onu kurt yemiş, biz ne dersek diyelim sen bize inanmayacaksın derler… Üzerinde başka bir canlının kanı bulunan gömleği babalarına gösterdiler… Babaları ağlayarak benlik ve kıskançlık sizi başka bir yola sürüklemiş, yapabileceğim en iyi şey sabretmektir diyerek sabrı kendi kendine önerir… Bir kervan gelir, su almak için kuyuya baktıklarında bir çocuk görürler, su almaya çalışan kişi burada bir erkek çocuk var diye diğer arkadaşlarına haber verir… Onu köle olarak satmak üzere yanlarına alırlar… Onu değersiz görürler ve birkaç dirheme satarlar… Mısırda Yusuf’u satın alan adam karısına bunun bakımına özen göster, belki bize bir yararı dokunur veya onu evlat ediniriz der… Allah tarafından Yusuf korunur, olayların iç yüzünü öğrenmesi için bazı olayları yaşaması gerektiğine karar verilmiştir… Olgunluk cağına gelince Yusuf’a hikmet/ilim verilir… Bu özel olarak peygamberlere, genel olarak da iyilere verilen bir iç görüdür…
Kaldığı evin hanımı Yusuf’a ilgi duyar, kapıları kitler hadi gel der, Yusuf ise şunları der, “Allah’a sığınırım, efendim bana çok güzel ev sahipliği yaptı, zalimler asla iflaf olmaz der… Kadın ısrar etsede, Yusuf’un rabbi, aklıselimi ona yardım eder, kadına meyletmez… Rabbi, hem Yusuf’a, hemde bize kötülükten ve fuhuştan uzak durun diye öğütlemekte olduğunu Yusuf’a da, bizde biliriz… Yusuf, kadının yanından ayrılmak üzere kapıya doğru yöneldiğin de, kadın Yusuf’un gömleğini tutar ve gömlek yırtılır… Tam kapının ağzında kadının kocasıyla karşılaşırlar ve kadın kocasına dönerek, senin ailenin iffetine göz diken birinin, cezası ya zindana atılmak yada işkence yapılmaktır dedi… Yusuf kendini savundu ve o bana ilgi gösterdi dedi… Kadının akrabalarından biri hakemlik yaptı ve dedi ki, eğer gömlek önden yırtılmışsa kadın, arkadan yırtılmışsa Yusuf doğru söylüyordur der… Bunun üzerine gömleğin arkadan yırtıldığını görürler… Oradakiler kadına dönerek, günahının bağışlanmasını dile derler… Şehrin kadınları arasında söylenti başlar…
Azizin karısı uşağına aşık olmuş, sevda bağrını yakmış, açıkçası biz onun sapkınlık içinde olduğunu düşünüyoruz, diye konuşurlar, bu sözler Azizin karısına ulaşır, kadın bu konuşan kadınları evine davet eder… Kadınlara oturmaları için yer gösterir ellerine bazı doğranacak şeyler ve bıçak verir ve Yusuf’a onların karşısına çık der… Kadınlar Yusuf’u görünce, hissettikleri hayranlık ve şaşkınlıkla ellerini keserler… Aman Allah’ım bu insan değil ancak yüce bir melek olabilir derler…Azizin karısı, aşık olduğum için beni ayıpladığınız genç işte bu der… Ben ona ilgi gösterdim ancak o benden uzak durdu, karşılık vermediğinde zindana atılacak, rezil olacak olmasına rağmen bunu yaptı der… Yusuf ise “Rabbim benim için zindan, bunların beni çağırdığı şeyden daha hayırlı, eger onları benden savmazsan şehvet duyar cahillerden olurum” diyerek Rabbine, aklıselimine sığınır… Bütün delilerin Yusuf’un lehine olmasına rağmen bir süreliğine zindana atılır… Zindanda Yusuf’la birlikte iki genç daha vardır…
Gençler senin iyi birilerinden olduğunu görüyoruz diyerek rüyalarını Yusuf’a anlatırlar, ben şarap için üzüm sıktığımı gördüm der… Digeri de, benim başımın üstünde ekmek taşıdığımı, kuşların da ekmekten yediğini gördüm der… Yusuf da, “ey zindan arkadaşlarım biriniz saki olarak, efendisine şarap sunacak, hizmet edecek, diğeri de çarmıha gerilerek idam edilecektir diyerek zindan arkadaşlarının rüyalarını yorumlar… Yusuf kurtulacağına inandığı kişiye efendine benden bahset der… Rüyalarınız böyle gerçekleşecek der ve rüyalar gerçekleşir... Şeytan kurtulan kişiye efendisine Yusuf’tan bahsetmeyi unutturur, bundan dolayı Yusuf bir zaman daha zindan da kalır…
Birgün Kral ben rüyamda yedi besili inek gördüm, onları yiyen yedi tane zayıf inek, ayrıca yedi tane yeşil, yedi tane kuru başak gördüm der… Ey ileri gelenler bu rüyamın yorumunu bana yapın dedi, orada bulunanlar böyle karışık rüyaları yorumlayamayız derler… Bunun üzerine, zindanda Yusuf’a arkadaşlık yapan kişi hemen Yusuf’u hatırlar, beni hemen zindana Yusuf’un yanına gönderin size hemen bunların yorumunu söyleyeyim der… Kralın rüyasını Yusuf’a anlatır ve Yusuf şöyle yorumlar” yedi yıl çok ekip bol ürün elde edersiniz, hasat ettiğiniz ekinlerin az bir bölümünü yer, geriye kalanını başağından ayırmadan saklarsınız… Bunun ardından sakladığınız hububatın çok azı hariç hepsini tüketecek, yedi yıllık kıtlık dönemi gelir, daha sonra öyle bir yıl gelir ki insanlar bolluğa kavuşur…
Kral onu bana getirin dedi, Elçi yanına gelince, Yusuf efendine sor, ellerini kesen kadınların durumu neydi der? Kral kadınlara Yusuf’a ilgi duyduğunuz zaman ne planlar yapmıştınız der… Kadınlar Allahtan korkarız biz onan hiç bir zarar göremedik derler… Kral onu bana getirinde sırdaşım ve danışmanım olsun der. Yusuf kralın yanına gelir ve şunları söyler “Yusuf dedi ki “Beni ülkedeki hazinelerin başına getir. Ben onları korurum ve mali işleri iyi bilirim, dedi Yusuf*55” kral Yusuf’la konuşunca artık sen bizim yanımızda mevki sahibi ve güvenilir birisin dedi, hazine yönetim işini ona verdi… Sonuç olarak…
Biz H.z Yusuf’un hayatından kendimize örneklikler çıkaracak olanlar, kendisine kardeşlerinin yaptığı kötülüğe rağmen, Yusuf Nasıl bir kardeşmiş, kadının birlikte olma talebine rağmen, Yusuf nasıl bir erkekmiş, Yusuf Nasıl sabredermiş, Yusuf nasıl bir danışman olmuş, devletin hazinesine nasıl sahip çıkmış, korumuş gereken yerlere harcamış? Bunları dinimizin kitabı olan Kuranı kerimden kendi dilimizde okuyacağız ve H.Z Yusuf, gibi başka peygamberlerin, özelliklede son Peygamber, bizim Peygamberimiz H.Z Muhammed’in yaşantılarıyla ilgili bilgileri öğreneceğiz… Bu bilgileri yaşam ilkeleri yapacağız, bu ilkelerle kişisel ilişkiler gerçekleştireceğiz… Bizim yaşantımızı görenler, İşte bu kişi H.Z Yusuf’un H.Z Muhammedin takipçileri diyecek, diyebiliyorlar mı? Bizimle birlikte yaşayan herkes, elimizden, dilimizden, belimizden emin olacak, emin mi? Değilse, demek ki biz günümüz Yusufları, Muhammedleri, onların takipçileri olamamışız demektir… Daha çok örnek almak, daha çok Peygamberi bir yaşam yaşamak için, çalışmak dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Sıtdık Fani – vatandasfikri.com – 12.2.20
Kaynak: Tuncer Namlı - Kuran Aydınlığı, Kronolojik Kur’an Mealinden Yararlanılmıştır.
|