KELİME-İ TEVHİD

(“Lâ iâhe illallah Muhammedür-resûlüllah”)

Kelime anlamı bir şeyin tekliğine inanmak olup, Kelime-i tevhid, İslam'a girişin şifresidir diyebiliriz.

 “Lâ iâhe illallah Muhammedür-resûlüllah” sözüne, kelime-i tevhid/Allah’ı birliğinin dille ve gönülle ifadesidir. Biz bunu söylerken şunu ifade etmiş oluruz, “Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur, Muhammed, Allah’ın Resûlü yani elçisidir.” Tehvit Allahın tek olduğuna İhlaslı bir şekilde inanmaktır. İhlas süresinin Tehvitle ilişkisi görmek için İhlas süresini mealden okuyalım.

İhlâs Suresi: Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. De ki: O, Allah birdir. 2. Allah sameddir. 3. O, doğurmamış ve doğmamıştır. 4. Onun hiçbir dengi yoktur. Kelime-i Tevhid'i en iyi İhlas süresi acıklamaktadır. Fatiha da Tevhitten sonra nasıl davranmamız gereginin altını cizer, Allaha inandıktan sonra ben mümin gibi davracağım, bana müminlerin yolunu nasip etin ifadeside Fatiha'dır.

 Fatiha süresi: Bismillâhirrahmânirrahîm.1. Rahman (ve) rahim (olan) Allah'ın adıyla. 2. Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. 3. O, rahmandır ve rahimdir. 4. Ceza gününün malikidir.           5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. 6. Bize doğru yolu göster. 7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!

Bu iki süreyi sık sık okumamıza rağmen anlamamaktan kaynaklı bize verecegi mesajı tam anlamıyla alamadığımızı düşünüyorum. Bu nedenle bu iki süreyi günde en az 5 defa Türkce, anladığımız dille okursak anlamın ruhu bize yansıyacak ve tevhid konusunda umarız ki bir üst merhaleye geceriz.

Kelime-i tevhid, İslam inancının en keskin ve belirgin bir şekilde ifade edilmesidir. Bu söz, Allah’ın varlığını, birliğini ve Hz. Muhammed’in onun elcisi, peygamberi olduğunu ifade eden İslami esasların en temellerindendir. Buna inanan kimse, Peygambere indirilen Kur’an-ı Kerim’e ve onun ihtiva ettiği bütün hükümlere de inanır. Bu acıdan bakınca kelime-i tevhidi dili ile söyleyip, kalbi ile tasdik eden kimse İslam’ın bütün esaslarına inanmış sayılır. Kelime-i tevhit kısadır, oniki kelimedir, içeriği ise çok kapsayıcıdır. 

Tevhidi Yunus Emre, şöyle ifade eder:

Taşdı rahmet deryası --  Gark oldu cümle âsi

Dört kitabın manası  --   Lâilâhe illallah.

 Müslüman olmak isteyen hayatında en az bir defa kelime-i tevhidi veya bu anlamda olan kelime-i şehadeti söylemesi farzdır. Böylece bu, insan mümin olur. Öyle ki Peygamber Efendimiz;  konuşmaya başlayan çocuklarımıza dahi, kelime-i tevhidi öğretmemizi önermiştir. 

Müminin ilk sözü “Lâilâhe illallah” olduğu gibi, son sözü de bu olması bütün müminlerin istediği bir durumdur. “Lâilâhe illallah” bizim için cennetin anahtarı olabilir, geleneğimiz de ölmek üzere olan kimse kelime-i tevhidle telkin edilir. 

Ayrıca, zaman ve fırsat buldukça kelime-i tevhidi sıkca söylemek, bizim Allaha sevgimizin ifadesidir. Peygamber Efendimiz(s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde: “İman yetmiş küsur şubedir. En faziletlisi “Lâ ilâhe illallah” sözü, en aşağı derecesi de yoldaki insanlara eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Hayâ da imandan bir şubedir.” buyurmuştur.

Tevhit konusuna başka bir acıdan bakarsak, “Lâ ilâhe illallah”  diyen birisi Allah'ın birliğini kabul etmiş olur ama onun hangi elcisinin mesajına göre yaşayacağı konusunda karar kılmamış anlaşılmaması içindir ki, "ALLAH BİRDİR, MUHAMMED ONUN ELÇİSİDİR, KURAN ALLAH'IN BİZE ELÇİSİ ARACILIĞIYLA GÖNDERDİĞİ MESAJLARDAN OLUŞAN REHBER KİTABIMIZDIR" dememiz bizim iman tazelememize neden olacaktır kanaatiyle biz hem Allah'ı zikretme acısından, hemde emri üzere yaşayacağımızın ifadesi olarak tevhidin hayatımızda daha sık olması gerektiği inancı taşıyorum. Zaten inanmak demek, Tevhit inancı üzerine yaşayacağım sözü vermektir, söz verdiğimiz makam ise kainatın sahibidir.

Kelime-i tevhit öyle bir nurdur ki, insanın hem bu dünyasını, hem de ahiretini aydınlatır. Aslolan onun sadece dilimizle söylenmesi değil, aynı zamanda hayatımızı bütün yönleriyle şekillendirmesidir. 

Sıtdık Fani >>www.vatandasfikri.com>> Ankara