İNSAN ve DİN
Yaratıcı, insanı akıllı, saygıdeğer ve sorumluluk sahibi bir varlık olarak yaratmasına rağmen din adına hareket eden dindarlar, insana ne yapmıştır, neler yapmaya devam etmektedir? Burada büyük bir çelişki vardır din adına hareket edenlerle ve din ile… Oysa yaratılanların hakları vardır…
Dini ilkeler, her insanın, canın doğuştan kazandığı haklar ve üstlenmesi gereken sorumluluklar olduğunu ve böylece, dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşılabilecegini önerirken… Biz insanlar ve özellikle din adına hareket eden yönetimler, insana tarih boyunca zulüm etmişlerdir… Oysa biz…
Müminler, öncelikle bütün gördüğümüz ve görmediğimiz nimetlerin yaratıcısına karşı, onun yarattıklarına karşı, yeteri kadar sorumluluk ve saygı için olmalıyız, içindemiyiz? Degilsek, O’na gönülden inanma, sevgiyle bağlanma, konusunda eksikliklerimiz olabilir… Öte yandan…
Akıl, bilgi, bilme gücü, düşünce, muhakeme sorumluluk gerektirir, din de iyi olanın yapılması sorumluluğunu bize yükler… Bu sorumluluk sadece kendimize ve ailemize, milletimize karşı degildir, tüm yaratılmışlara karşıdır, üstelikte her alandadır… İyi, dogru, ahlaki, sevap, güzel olan ne varsa hayatımıza dâhil etme sorumluluğudur, bu sorumluluk… Din aslında basittir, iyi olanı yap, kötü olandan uzak dur, bu kadar basit olanı kültürlerin, din adına yorumcuların cogaltmasıyla, insanın fıtratını yok sayan söylemleriyle sade vatandaşların , insanın işin içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olunmuştur… Bundan sonra kaynak Kuran, kutsal kitap olarak dinde sadeliğe dönülmelidir… İyi olan nedir, Biz biliriz ki, bize emanet ettiği her bir canın huzuru, mutlulugudur, iyi olanı canların yaşamasıdır, bize yüklenen sorumluluk budur…. O kadar çok yorum, o kadar aşırılıklar dinin ruhunu, insanın özgürlüğünü neredeyse yok etmiştir, her konuda olduğu gibi bu konuda da bir dini ilke, özgürlük dengesi olmalıdır vardır… Yoksa bir aşamadan sonra insanın nefsine zulüm olur, insanın fıtratını yok saymak olur, o zaman da… Yaratıcının, insanı yaratmasında ki muradı, yok edilmeye başlanır ki, din bizden bunu istemez… Ayrıca…
Dindarların çogunluğu, bu aşagı yukarı her dini inanç içinde geçerlidir, ibadetleri titizlikle yaparlar, bakara süresi 177 ayette müminin özelliklerinden bahseder, ibadet ise sadece biridir aslında ya digerleri nedir? Okumak ve bilmek gerekir, lütfen evinizde uzun süredir bakmadığınız kutsal kitaba bir bakın bu ayetle başlayarak, sonra Hucurat 9 ayete bakın, adalet üzerine barış önerir… Merhametli olmak da müminin sorumluluğudur, İnsan olma, toplumsal yaşama sorumluluğu, her işi, meslegi dürüst ve hilesiz yapma, paylaşma, yardımlaşma, bu bilinçle barış, huzur, mutluluk içinde yaşama insan ve inançlı olma sorumluluğunun gereğidir… Bence iman etme bunları gerektirir, dinlerde iyi olan bunu önerir, inananlarına… Son olarak, biz insanın, dolayısıyla inananların bir eksikligine, sorumsuzluğuna deginerek yazımızı bitirelim mi?
Çevre sorumluluğu, ister sosyal çevre, ister dogal çevre, ister dünyayı komple düşünerek hareket etme insanın, insani zirvesidir… Bunları korumak, her canın alanına, hukukuna, hakkına saygı duymak, her çevre faktöründen (hava, Su, Toprak, Bitki Örtüsü) faydalanırken dogal yapısına ve süreklliligi sağlamak, saygı duymak… İnsani ve imani bir sorumluluktur, bu sorumluluk bilinciyle yaşamak dilegiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Sıtdık Fani – vatandasfikri.com – 6.11.2020
|