FAİZ (Dini Bakış Acısıyla)
Dinimizin kaynağın da faiz kesinlikle yasaktır, peygamberimiz veda hutbesinde de bu durumu ümmetine tekraren ilan etmiştir. Bunlar tartışılmaz dini bilgilerdir, yalnız sorumuz şu Kuran da ve Peygamberimizin Veda hutbesinde bahsettiği faizle bugün ki faiz, aynı faiz mi? Bu sorumuz bir kenarda dursun, genel olarak dini bakış acısıyla faize yaklaşımımıza bakalım…
Faiz: Fazlalık, artma, çoğalma, nema, riba. 2. Hizmet ve emek karşılığı olmaksızın paranın kullanılmasına karşılık olarak elde edilen dinen uygun görülmeyen kazanç. “…Allah, alım satımı helal, faizi haram kılmıştır…” (Kur'an-ı Kerim 2/275) 3. Borç alacak ilişkisinde borçlunun, süresi dolan borcunu ödeyememesi durumunda sürenin uzatılmasına karşılık ödemeyi garanti ettiği fazlalık, para. 4. Bankaların tasarruf sahiplerinden vadesiz olarak veya belirli vadelerle topladığı paralar karşılığında belirlenen süre sonunda anaparaya ek olarak ödemeyi garanti ettiği miktar. 5. Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olan paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli. İslam dini ayet ve hadislerle faizin her türlüsünü haram kılmıştır. Hz. Peygamber, bu yasağı Veda Haccı’nda bir kez daha vurgulamış ve faizi cahiliye âdeti olarak kabul etmiştir. Hz. Peygamber faizle beraber faiz şüphesi olan tüm alışverişleri yasaklamıştır. “Ey iman edenler! Gerçekten iman etmişseniz Allah’tan korkun ve alacaklı olduğunuz faizi, insanlardan almayın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resulü tarafından size savaş açılacağını bilin. Eğer tevbe eder (faizi bırakırsanız) sermayeniz sizindir. Ne haksızlık yapın ne de haksızlığa uğrayın.” (Kur'an-ı Kerim 2/278-279) Durum bu, bu durum ekonomik adalete neden oluyor mu, Faiz ekonomik zulmü ortadan kaldırmak için yasak edilmiş olabilir mi?
Günümüzde faiz harcanmayan, tasarruf edilen para sahibinin ödüllendirilmesi, korunması diyebiliriz… Günümüz para anlayışıyla 1400-1500 yıl önceki para anlayışı arasında ki farkıda düşünmek lazım degil mi? O zaman daha çok takas usulüne dayanan bir ekonomi varken şimdi direk paraya dayanan bir ekonomi var… Para meşru yollarla kazanıldı, hepsini harcamak zorundamıyız yok, o zaman bu para bir yıl sonra %15-20 değer kaybederse, ben bunu harcamak zorunda kalırım… O zaman, yeteri kadar üretim olmazda piyasada para olursa işte sorunumuz enflasyon ortaya çıkar… Enflasyon 1400 yıl önce varmıymış, yada paranın değeri günümüzde nasıl korunacak? Dünyada tasarruf oranları ortalama %24-25 iken bizde bunun yarısı kadar olduğu düşünülürse… Bu yıl yüz lirasıyla yüz ekmek alan kişi gelecek yıl seksen ekmek alacaksa, bu 20 ekmek kaybını kim karşılayacak? Bu kişiye ekonomik zulüm değil mi, bence zulüm… Biz burada ekonomik adaleti nasıl sağlayabiliriz, diye üzerine düşünürsek en adil para ve finans ilkelerini, ister Kurandan, İster insanlığın Ortak Aklından ortaya çıkarabiliriz… Dinimizin bazı kuralları günümüzde soruna neden oluyorsa, aslında olmuyor iyi veya kötü hepimiz faiz veriyor alıyoruz, gördüğüm kadarıyla sorun yapan sayısıda gün be gün azalıyor… Bu günahsa ki günah, dindarlar olarak günaha girmeyen kaç kişi var aramız da? Aslında faiz normalimiz olmuş durum da, şimdi dini maslahata mı uyduracağız, maslahatı dine mi? Hemen dinden çıkıyorsun kafir oluyorsun hikayelerini bi zahmet geçiniz, adalet arıyoruz, H.Z Ömer de aradı, onlarca padişah istedikleri her konuda fetva aldılar, o fetvaları verenler, alanlar dinsizmiydi? Şimdi faize tekrar dönelim mi?
Faiz kurumsalsa, ne vereceğin ne alacağın belliyse, sen faizle para aldığında kar edeceğini umduğun bir alana yatırım yapmak için kredi alıyor ve kar ediyorsan, fiyatının artacağını düşündüğün malları alıyorsan, tüketimden vaz geçerek, bankaya mevduat olarak konulan paranın sahibi neden parasını harcamadığı için ödüllendirilmek üzere faiz verilmesin? Bu olayı daha geniş düşünürsek…
Şimdilerde belli başlı büyük yatırımlar yapmaya çalışıyoruz, köprüler yaptık gelip, geçmeye, tüneller yaptık delip, geçmeye, hepsine 20-22 yıl para ödeyecek vatandaş geçtikçe… Bu geçiş ücretlerine de sık sık zam geldi, geliyorsa… Bu farklar, vade farkı mı, faiz mi, malın değerinin artması mı, nedir? Başka bir yatırım konusu…
Sonra, bir tank, bir elektrikli araba, bir helikopter yapmak için kaynağa ihtiyaç duyuyoruz, büyük yatırımlar büyük sermaye gerekiyor, bunu vatandaşlarımızın tasarrufuyla bankalarımızda oluşan parasal kaynaklarla yapsak daha iyi değil mi? İyide faiz haram, insanlar günaha gireceğim korkusuyla paralarını bankaya yatırmaz da yastık altına koyarsa, biz yatırım için sermayeyi nereden bulacağız?
Kişi bankaya parasını koysun, biz buradan ortak bir ekonomik fayda yaratmak için bu paraları kullanalım ve adamın parası alım gücünü kaybetsin… Bu yıl 10 gram altın alabilecekken, gelecek yıl 7 gram alabilsin, bu kişinin kaybını kim karşılayacak? O zaman bu kişi, kişisel ekonomisini korumak için dolar ve altın alacak, biz bunları ne kadar üretebiliyoruz, kısmen altın üretiyoruz… Ese dolar başka bir ülkenin parası, vatandaşlarımız, bizim paramızın değeri düşerse diye paralarını bu yabancı para birimiyle tasarruf etmesi kime yarar sağlar… Bir o kişiye, iki parası tasarruf aracına dönüşen o ülkeye, üç toplum olarak bize, çünkü dış ticarette bu parayı kullanıyor, dış borçlanma bu parayla yapılıyor… Ben bunları bir vatandaşın şikayeti gibi yazıyorum, ilahiyatçılardan, kendilerine cemaatlerinin/gruplarının, sponsorlarının gücüyle din adamı sıfatı verenlerden ricam şu…
Meleklerin cinsiyetini tartışma abesi yaşayan dindarlar gibi olmayalım, toplumsal bir sorun, bu sorun, bunu çözüme kavuşturalım… Ayrıca dindarlar olarak, çalışma hayatında işçilerin haklarını yok saymadığımız, iş yerlerinin bir çoğunun sağlık kurallarına uymadığına tanık oluyoruz… Ekonomik eşitsizliklerin bir liberal kapitalist ülkelerde zirve yaptığını, birde Müslümanların yönettiği ülkelerde zirve yaptığını görüyoruz, ekonomik eşitsizlik demek, ekonomik adaletsizlik demektir, adaletsizlik ise zulümdür, zulmü gidermek farzdır…
İster faiz para sisteminde, ister ekonominin başka alanlarında adaletsizliğin giderilmesi farz değil mi yoksa!? Biz Müslümanlar Ahlak ve Adalet arayışımızı bıraktık, meleklerin cinsiyetini tartışıyoruz, ne zaman adalet arayışına dönersek, işte o zaman Müslüman toplumlar sorunlarını çözer diye düşünüyor… Çözmek demek daha Adil, Daha Barış İçinde, daha da iyi yaşamak demek olduğu bilinciyle, selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani – 14.2.20 – vatandasfikri.com
Kaynak: DİNÎ TERİMLER SÖZLÜĞÜ (İMAM-HATİP VE ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI
|