|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
MUHKEM VE MÜTEŞÂBİH |
MUHKEM VE MÜTEŞÂBİH
(Muhkem ve Müteşâbih Ayetler Üzerinden Dini Tartışmalar)
Kuran dini tartışmaların bunlar üzerinden olacağını, bazılarının Muhkem ayetleri bırakarak, Müteşabih ayetler üzerinden dini tartışmalar yapacağını bize haber veriyor. Burada alınması gereken mesaj bence şu… Kuran bırakın rivayetleri, bazı düşünürlerin kendi dönemlerine göre yorumlarını, bazı ayetlerin yoruma acık olduğunu, bunları anlama, inanma, iman etme alanını insanlara bıraktığını düşünebilir, anlayabiliriz… Şimdi konuyu anlayabilmek için önce bu iki kavramı anlamamız gerekiyor, Muhkem ve Müteşâbih ne anlama geliyor?
Muhkem : Sözlükte "sağlam, esaslı ve dayanıklı" anlamına gelen muhkem, terim olarak, manası kolaylıkla anlaşılan, haricî bir yoruma ihtiyaç göstermeyen ve tek anlamı olan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılan, manası açık ve net olan, niteliği ve içeriği (seçikliği ve açıklığı) belli olan Kur'ân'ın sarih lafızlarına ve âyetlerine denir.
Müteşâbih :Sözlükte benzeyen anlamına gelen müteşâbih ise terim olarak; manası kolaylıkla anlaşılmayan, bir çok manaya ihtimali olup bunlardan birini tayin edebilmek için haricî bir delile ihtiyaç duyulan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılmayan, manası açık ve net olmayan, niteliği (seçikliği) belli olsa da içeriği (açıklığı) belli olmayan, şaban ayında değil de ramazan ayında oruç tutulması ve namazların sayısı gibi manası akılla kavranamayan lafızlara ve âyetlere denir. Bu bilgiler ışığında rivayetlerin önemini, sağlamlığını, kaynaklığını bile tartışma konusu yapan insanlara ne demeli? Kuran kendi içinde bile Muhkem ve Müteşâbih, ayrımını önerirken, Muhkemleri öncelerken, rivayetlerle Kuran anlaşılmalı diyenlere bu konu üzerine tekrar düşünmeyi öneriyorum… Bu konuda fıkıhcıların ne düşündüklerine kısaca değinirsek anlama cabamıza katkı sunacağını, dinimizi anlamada çok tarafı dinlememizin bize katkılar sunacağını düşünüyoruz… Fıkıhçıların usulüne göre Muhkem; manası / hükme delaleti açık olan lafızdır. Bu lafzın, tevil, tahsîs ve neshe ihtimali yoktur. Müteşâbih ise, hükme delaleti kapalı olan, ne anlama geldiği ancak Allah tarafından bilinebilen lafızdır. Ben bizim de kapalı anlamları anlayacağımızı düşünerek, Kuran dan ayetle bu konuyu anlamaya çalışmamıza devam ediyoruz…
“”Âl-i İmrân ; 7Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.”” Şimdi bu ayete baktığımız da üslubuyla yapılmayan tartışmaların fitneye neden olabilecegi haberi veriliyor… Sonra anlamı acık ayetler varken anlamı gizli ayetlerin peşine bilginiz yetmiyorsa peşine düşmeyin, mesajını anlıyoruz… İlimde, bilgide yükselmiş, aklıselim olanlar her ikisinin de Allah tarafından gönderildiğine inanırlar… Müteşâbih âyetleri anlamada sorun yaşasak da, onların Allah dan geldiği konusunda şüphe etmemeliyizi bu ayetten anlıyoruz… Tartışmalarımız da, Muhkem ve Müteşâbih Ayetler, hadisler, rivayetler bunlar üzerinden geçmiş dönem düşüncelerinin, yorumların, kişisel algılamaları, sosyolojik, psikolojik ve teknolojik acılardan zamansal ve mekânsal olarak olaylar değerlendirilerek dinimizi anlamaya çalışmalıyızı anlıyoruz… Bir olayı ilk karşılaşanlar nasıl anladı, ne gibi çözümler ürettiler, ondan sonra bu olay üzerine nasıl bir gelenek oluştu, bu gelenek günümüz de toplumsal sorunlarımızı ne kadar çözüyor, yeni sorunlara yeni çözümler üretmek günümüz Müslümanları bize ait değil mi? Bunlar tartışılacak ve tartışırken konunun hassasiyetine dayalı olarak çok dikkat etmeliyiz… Tartışmalarımız konusunda Kuran bizi şöyle uyarıyor…
“Kehf : 54 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.”
“Hac : 3 İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı halde Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına düşer.” Düşmeyelim…
“Hac : 8 İnsanlardan öylesi de vardır ki, ne bir ilmi, ne bir yol göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olduğu halde kibirlenerek insanları Allah'ın yolundan saptırmak için, Allah hakkında tartışmaya kalkar. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız.” Azapdan korunmak için uyarıları, önerileri, öğütleri, emirleri dikkate alalım..
Bu ayetlerden anlaşılacağı üzere tartışmalar da çok dikkat etmeliyiz, bazı tartışmaları kamuya açık bir şekilde yapmamalı, bazı tartışmaları akademik seviye, bazılarını entelektüel seviye de tartışılmalı, tartışılan konularda ulaşılan sonuc topluma sunmalıdır… Yoksa herkes her konuyu tartışır ve sonuç işin içinden çıkılmaz bir hal alır…
Tartışmaya evet, rast gele tartışmaya hayır, doğruyu bulmaya yönelik tartışmaya evet, dayatmalara dönük tartışmalara hayır… tartışmalarımızın akla, bilgiye, delile dayalı olarak iyi, güzel ve doğruyu bulmamıza yardımcı olması dileğiyle…. Selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani --- 21.7.17 – vatandsfikri.com
Kaynaklar
2- Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Kavramlar Sözlüğü
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|