HİÇRET GÖÇ
Günümüzde, Hicretten Ne Anlamalıyız?!?!
İslam dini yeni vahiy edilmeye başlamış, bu vahiy mevcut adil olmayan zulüm düzeni sahiplerini rahatsız etmiş, onlarda kendilerini adalete, davet eden bu Peygambere ve taraftarlarına zulmü artırdıkca artırmışlar… Bu yeni dinin peygamberi ve taraftarları göçe zorlanmış ve Mekke den, Medine’ye göçle Arabca hicret denmektedir, bu göçte 108 kişi göçtüğü, göçün tarihi milat kabul edilmiş, bu takvimede hicri takvim denmiştir. Bunlar bilinen ve sık tekrarlanan yüzeysel bilgilerdir, asıl sorun göçün etkileri, göçün günümüzde nedenleri ve Müslümanların bunları nasıl anlamaları gerektigidir ki, bu acıdan göç olayına bakalım mı?
İlk başta zalimin zulmüne karşı bir ilahi mesaj geliyor insanları uyarmak için, zalimlar bu mesajdan rahatsız oluyorlar.. Bu zulmü, bu sömürüyü, bu adaletsizligi kabul edemeyen yeni din ve mensupları… Bu sömürü düzeniyle daha iyi nasıl mücadele edebiliriz diye düşünürken hicret etmek, yani göç etme fikri kabul görüyor ve ediyorlar…. Bu sömürü düzenine karşı mücadeleden kaçış degil mücadeleyi daha da güçlendirme cabasıdır nitekim öylede oluyor, Mekke den göç edenler Medine de, Medine sözleşmeni imzalıyorlar kısacası bakalım ne var bu sözleşmede… Bakalım mı?
Birkaç aile sayar, bu ailelerin daha önce olduğu gibi sorumluluklarını yerine getirecekleri türünde maddeler vardır…
* Müminler arasında geçerli olan barış tektir. Hiçbir mümin Allah yolunda girilen bir savaşta diğer müminleri hariç tutarak bir anlaşma imzalayamaz; anlaşma ancak müminler arasında eşitlik ve adalet çerçevesinde yapılacaktır.
*Takvâ sahibi müminler en iyi ve en doğru yol üzerinde bulunurlar.
Buna benzer Müminlerin birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiğiyle ilgili maddeler vardır… Burada Mümin, Ümmet, Müslüman gibi kavramları, günümüz şartları geregi vatandaşlık bagıyla baglı olunan toplum olarakta düşünülebilir.. Yani TC vatandaşıysak, bu ülke vatandaşlarının aleyhine hiçbir sözleşmeye imza atamayız demektir, günümüz algısıyla…
* Yahudilerden bize tâbi olanlar, zulme uğramadan ve onların düşmanlarıyla yardımlaşmadan yardımımıza hak kazanacaktır.
* “”Avfoğulları yahudileri müminlerle birlikte bir ümmet teşkil eder. Yahudilerin dinleri kendilerine, müminlerin dinleri de kendilerinedir. Buna mevlaları da dahildir.”” Bu sözleşme maddesi laik hukuk kuralarıyla benzerlik göstermektedir, sözleşme geregi, sözleşmeye sadık karşılıklı barış içinde yaşayan her kimse bizimle aynı statüye sahiptir denilmektedir…
Buna benzer başka din mensuplarına ilişkin maddeler vardır…
*”” Üzerinde ihtilâfa düşülen konular Allah’a ve resulü Muhammed’e arzedilecektir.”” Bugün için bu yasalara ve kanunlara uygun mahkemelerdir, şeriat (yani hukuk adalet) mevcut mahkemelerde aranır…
* “”Medine’ye yönelik bir saldırı olması halinde- yahudiler ve müslümanlar kendi savaş masraflarını kendileri karşılayacak, bu sahîfede gösterilen kimselere savaş açanlara karşı yardımlaşacaktır. Onların arasında kötülük değil iyi niyet ve samimiyet hâkim olacaktır. Bu vesikadaki bütün kurallara muhakkak riayet edilecektir.”” Medine’ye saldırıyı günümüzde sınırları belirlenmiş vatana saldırı gibi düşünülebilir ve bu ülkenin vatandaşları dinlerine bakmaksızın vatanlarını savunurlarda anlaşılabilir…
*”” Hiçbir kimse müttefiklerine karşı suç işleyemez; mazluma muhakkak yardım edilecektir.”” Bu maddeyide günümüz şartları acısından düşünürsek, herhangi bir ülke vatandaşı olarak, Anayasa, hukuk kuralları geregi vatandaşlık sözleşmesiyle baglı olduğumuz toplumlara karşı, biz Müslümanlar suç işleyemeyiz, içinde yaşadığımı toplumun kurallarına uyarız….
Şimdi dönelim günümüz hicretlerine ve göçlerine…
Günümüzde Müslümanlar ne için göç, hicret ediyorlar, kendi ülkelerinden hukuk düzeni kuramadıklarından, mevcut hükümetlerin, yönetimlerin hukuk düzenlerini adil bulmadıklarından, ekonomik paylaşımlardaki eşitsizliklerden, insan hak, onuruna ve fıtratına yakışmayan zalimce davranışlardan göç ediyorlar.. Göç edilen ülkeler nereleri, göç için kacılan ülkeler nereleri bir bakarsak nerede adalet, nerede hak hukuk şeriat var onu anlarız. İnsanlarımız şeriata doğru göç ediyorlar, insanlarımız adalete doğru göç ediyorlar, o zaman biz Müslümanlar ülkelerimizde adaleti, hukuku, insan hak ve onuruna yakışır bir evrensel ölçülere cıkartamadıkca insanlarımız göç edecektir… Kendi aramızda anayasaya hukuka, uyarak egitilmiş hak liyakat ehliyet sahibi olanlara sahip cıkmazsak bizim ülkemizden başka ülkelere doğru egitilmiş vatandaşlarımızın hicret ettiğini görecegiz ve ne yazık ki görüyoruz…
İster ekonomik, ister sosyolojik adil bir ortam oluşturulursa, meslekler alanında hak, liyakat ölcüleriyle davranılırsa egitimli, topluma katkısı olan vatandaşlarımız göç etmeyecektir.. Burada çatışılan toplumlardan gelen göçmenlere karşıda bazen nefret dilinin kullanıldığına tanık oluyoruz. Bir yere kadar toplamda 10*12 milyona yaklaşmış göçmen sayının çok fazla olduğu, bu uzun vadede hem göçle geleni, hemde , ülkemiz vatandaşlarını rahatsız ettiğini söyleyebiliriz.. Bu nedenlerle hükümetimizden bu soruna acilen çözüm beklemekteyiz…
Göçlerin hicretlerin yaşanılan mekanlarda vasatlıklarlardan daha iyi olana, zulümden adalete, nefretten, sevgiye, savaştan barışa yapılması dilegiyle selam ve sevgilerimle..
Sıtdık fani vatandasfikri.com – 21.7.2023
Kaynaklar
1* https://islamansiklopedisi.org.tr/medine-vesikasi
2* https://www.sabah.com.tr/sozluk/islamiyet/hicret-nedir-islam-
tarihinde-hicret#:~:text=B%C3%B6ylece%20Habe%C5%9Fistan'a%
20hicret%20edenlerin,I%2C%20198%2D223).
|