DİN ETKİSİ!!
Din ister tanrısız kurgusal dinler olsun, ister vahye dayalı tek tanrılı dinler olsun bir etki, bu etkiye dayalı bir amaç için inanç ve düşünce, davranış dünyamızda varlar… Diger dinler şöyleydi, böyleydi, onlar kafir, biz müminiz gibi lüzum tartışmalara girmiyoruz, neden? Onlar da bize kafir derler işin içinde çıkamayız, bu tartışmalara gerek de yok, bazen gerek var gibi görünse de bunun nedeni de dinimizi iyi yaşayamadığımızdan kendi eksikliklerimizi başkalarını kötüleyerek kapatma cabasından olsa gerek… Bizim derdimiz şu olmalı, din nedir, bu biz inanlarda ne gibi etkilere neden olmalıdır?
Dinin temel ilkeleri vardır, imanla başlar, canı, aklı, nesli, mülkü(Vatanda. Vatandaş devlet), dini koruma üzerine şekillenir.. Bunlar üzerinden düşününce elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin dinin etkisi biz Müslümanlarda hangi oranda, aşamada? Sonra…
Maun süresini dilimizden, üzerinde dura, dura, anlayarak, başka meallerden baka baka, okuyun ne göreceksiniz, yoksula yardımı din gününe, hesap gününe inanmaya bağladığını… Yani yoksula yardımın farz olduğunu göreceksiniz.. Bunu derinlemesine okursak, sürede vay o namaz kılanların haline derken, müşrik namazını kastediyor olsa gerek, yani yoksula yardım etmez, yetimi korumaz, güçsüze karşı ahlak ve adalet sınırları içinde davranmazsak, hesap gününü, yani dinimizi yalanmamış oluruz.. Yani mümin değil müşrik oluruz, kaçımız bu Maun süresinde denilenlere uyuyoruz? Bırakın yoksula yardım etmeyi…
Öyle kendine dindarım, müminim diyen, geriden görünce namazını kılan, sakalıyla muhafazakar giyim tarzıyla Müslümanım havası veren patron tanıyorum ki, trilyonluk arabaya biner yanında çalıştırdığı işçilere en asgari ücret üzerinden hakkını verirken eli titrer, canından can gidiyormuş gibi hisseder! Bu arkadaşlara şunu öneriyorum, maun süresini okurken oraya işçileride ekleyerek okusunlar, sonra zenginlerin/ileri gelenlerin şımarıklıklarıyla ilgili ayeti de okusunlar, oradaki kavramları genişleterek düşünsünler, çok para düşündükleri için düşünemedikleri noktada düşüncesine güvendikleri, konuyu bilen kişilere sorsunlar… Sonra..
Üzerlerindeki “Din Etkisini” düşünsünler, lüks ve gösteriş için harcadıklarını yarısını çalışanlarıyla, çeyreğini yoksullarla paylaştıkları vakit çevrelerinde nasıl sevileceklerini düşünsünler.. Bu sevgi yetmez bu fedakarlık için diyenlere, şu sevgiyi de hatırlatarak devam edelim mi?
Allah’ın emirlerine uyanlarını, Allah’ın nasıl seveceklerini düşünsünler ve gösteriş için harcamak yerine yardımlaşma ve dayanışma için harcasınlar ki… Hem kulunun hemde Allah’ın rızasını kazansınlar.. Allah’ın rızası nasıl kazanılır derseniz, kulunun rızası kazanılarak derim, yani dünya hayatını Ahlak ve Adalet üzere iyi, güzel doğru işler yaparak yaşayarak kazanılır derim… Yani rızalar orada değil burada, yarın değil şimdi kazanılır, yarın fırsatın olmayabilir… O zaman Bir yarım saat ayır bu yukarda bahsettiğim sure ve ayet üzerine düşün, gösterişten uzak yaşa, lüksü değil dayanışmayı ve yardımı tercih et, dinin üzerinde ki etkisi şeklen degil ruhen görünsün, dinin üzerinde ki etki maneviyat acısından görünsün.. Her ağzımızı açtığımızda karşı tarafı materyalist diye suçlamak yerine biz ne kadar maneviyalistiz onu sorgulayın düşünün.. Muhafazakar cenah siyasetin desteğiyle inşaat, rant, ihale, bürokrasi araçlığıyla maddiyata, paraya ulaştı, şimdi trilyonluk evler arabalar, yazlıklar, yatlar gibi maddi etkiler yerine, dinin etkisini yardımlaşma/paylaşma/dayanışma olarak göstermelerini istiyoruz… Allah nasip etsin, Selam ve Sevgilerimle…
Sıtdık Fani – 9.5.2020 – vatandasfikri.com
|