ALLAH, SADECE ARAPÇA MI, ANLIYOR?
Mutlaka anlaşılması gereken %99’unun Türkçe anladığı cemaate bile hutbe okurken baya bir Arapça duayla giriş yapılıyor, sonra hutbeyi anlamayı sağlayacak kavramların Türkçe karşılıkları kullanılmak yerine, farsça ve Arapça kavramlar kullanılıyor… Sonra bu millet bu dini neden anlamıyor diye soruyoruz, neden anlamıyor ki? Allah’a dua ederken sanki Arapça dua etmek zorundaymışız gibi bir hava estiriliyor, bu havaya öncelikle din görevlileri ve sonrada din adamları uyuyorlar, sonuç anlaşılmayan din, yaşanmayan dine dönüşüyor… Son hutbeden, hutbenin anlaşılmasını engelleyen kavramlarla devam edelim mi? Yada bilinçli olarak vatandaşlar anlamasın diye mi, Arapça kullanılıyor sorusu da aklıma gelmiyor değil? O zaman işin rengi değişir, bana lütfen anladığım dille hitap edin, anladığım dille, dinimi kutsal kitabımı sunun, nede hutbede anladığım dil ve kavramlarla hutbe okuyun ki… Kutsal mesaj bana ulaşsın, bende kendi irademe dayalı olarak yaşayayım…
Gelelim bazı kavramlara, önce hutbeden başlayalım mı? Hutbe ne demek? Hutbe: Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt. Arapça: formel konuşma, söylev, nutuk söylevi dersek, ya bu kavramı yaygınlaştıracağız, yada en anlaşılırını kullanacağız.. Her neyse bu kavramda fazla sorun yok anlıyoruz, benim anladığımız kavramlarla sorunum yok, yabancı olsada sorunum yok ama anlamadıklarımız, mesajı anlaşılmaz hale getirenlerle sorunum, sorunumuz var dinin mesajıyla aramızda, duvarlar… İlk kavram…
Müstakim: Arapça "dimdik durma, dümdüz gitme" sözü olarak ele alırsak, neden doğru git demek yerine, dost doğru git demek yerine Müstakim, Sratil müstakim gibi kelimeleri kullanıyoruz? Dinimizi, sakındırma maksadıyla, aşırı yorumlarla, yaşanmasını zorlaştırırken, Arapça/farsça kavramlarla anlaşılmasını da zorlaştırıyoruz, sonra bu insanlar neden deist oluyor, aman ha bir tık daha sonrası ateistlik insanlarımız dinden çıkmasınlar diye diye zorla dindarlaştırmaya çalışırsak, ya psikolojik sorunlara yada din dışına çıkmalarına neden oluruz… Din en gönüllü kabul edilecek bir olgu, Kuran da dinde zorlama yoktur ayetiyle bu mesajı vermekte… Atlat bırak, ama anladığı dille, o kendisi dindar veya az dindar, hatta dinsiz olmayı tercih etsin, iradesine saygı duyulduğunu, özgürlüğüne saygı duyulduğunu görsün… İnsanlarımız inanıyorum takiyesi yapmak zorunda kalmasın, Gerçek dindar sayımız da belli, olsun, degil mi? Sratil müstagime girelim mi, yoksa başka kavramlara mı bakalım… Amin, mübarek olsun kavramlarını anlamaya çalışalım mı? Mübarekle başlarsak daha iyi olur sanıyorum Cumamız/Bayramımız Mubarek Olsun derken ne demek istiyoruz, Türkçe kutlu olsun dersek karşımızdaki anlamaz mı? Allah duamızı iyi dileğimizi kabul etmez mi? Karşımızdakinin anladığı dille ona iyi dileklerde bulunmak ona saygı gereğidir, Allah ise her dili anladığını kabul eder buna inanırız, Türkçeden uzak durma dil takıntımızı anlayamadım gitti…
Mübarek: Dini şeyler söz konusu ise, Kutlu, kutsal, Uğurlu, çok saygı duyulan… Fayda, yarar söz konusu olursa verimli, bereketli, beğenilen… Sevilen şeyler için söylenen bir söz olabileceği gibi, yer söz konusu olursa, ne mübarek yer demek, ne güzel yer demektir. Şimdi bunlardan en anlaşılırı tercih etmek yerine kavramı cümle, konu içinde duruma göre kullanmak yerine, her yere Mübarek der, geçersek bu mesaj ya yarım anlaşılır, yada anlaşılmaz… Amin, ile devam edelim mi? Buna çok girmeden anlamının öyle olsun, öyle kabul edilsin olduğunu bilerek, tesbih çekerken kullandığımız kelimelerle yazıyı bitirelim mi?
Sübhanallah: Subhan kelimesi, tüm olumsuz sıfatlardan uzak olan, soyutlanmış olarak Allah’ın tertemiz, pak, arınık, mutlak-mükemmel, mutlak-üstün olduğunun ifadesidir… Dolayısı ile, Subhan'Allāh ifadesinin en yakın Türkçe kelime karşılığı Allah Kusursuz[dur], Allah Arınık[tır] veya Allah Mutlak-Üstün[dür] şeklinde verilebilir. Son olarak elhamdülillah kavramıyla yazıyı bitirelim ve Allah’ın bizi bizim dilimizle anladığı bilincini önce din görevlilerine sona da vatandaşlarımıza anlatalım ne dersiniz?
Elhamdülillah: Bu bağlamda Elhamdülillah kelimesi Şükür Allah'adır, Allah'a şükürler olsun, Hamd Allah'adır gibi övgü ve saygı ifade eden bir söz öbeğidir. Kısacası Allah’a teşekkür, etmenin, ifadesidir… Allahüekber ise Allah büyüktür demek olduğu bilgisi ve bilinciyle
İnsan aklı, bildiği dille bilgiye, habere dayalı mesajı alır, bunları kendi karakterine, kültürüne, bilgisine dayalı olarak değerlendirir ve davranışa dönüştürür, bu ilahi mesajlar içinde geçerlidir. O zaman 30-40 yıl önce Kuranın Türkçe okunmasını yanlış sayanlar, sık sık cenazede, düğünde, mevlitte, dinimizi, dilimizle anlayacak olan vatandaşlarımıza yabancı bir dil olan Arapça ile anlamadıklarını bile bile Kuran okuyan, hitap eden görevlilere ben milletim adına hakkımı helal etmiyorum… Allah karıncaların bile dilini anladığına inanmamıza rağmen, bizim dilimizle neden dualarımızı anlamasın, kabul etmesin diyor ve rica ediyorum, dinimizi anladıkları dille, anlaşılır bir şekilde vatandaşlarımıza anlatınız, anlatalım diyerek.. Selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani – vatandasfikri.com – 12.6.2020
Kaynaklar
|