MESAJLARI OKUYABİLMEK
(Dini, Fenni Mesajların Hakikatine Ermek)
Her şeyin bir mesajı vardır, kelimelerin, kavramların, terimlerin, maddenin, mevsimlerin, bizim, sizin bunların mesajını okuyup anlar, üzerine düşünür toplumumuza ve insanlığa, çevreye bu mesajlar aracılığıyla ne katabiliriz dersek, o zaman sorumluluk sahibi bir insan gibi yaşamış oluruz…
Bu mesajları anlamak için ne yapmalıyız, örneğin dini bir mesaj bu ne olabilir bana göre Kuran, ona göre Şıhının sözü, ilk mesajı anlamadan son mesaj şıhının sözünü dinlersen onu da anlamaz yada yanlış anlarsın… Yada sana biri dedi ki, sen anlamazsın, sen düşünemezsin, ben senin yerine anlar ve düşünürüm sende beni takip edersin, işte bu tipleri takibimiz bizi hakikatten uzaklaştırır… Oysaki gelin beraber düşünelim demesi gerekmezmiydi? O zaman sen mesajla değil, takip ettiğin kimselerle ilgilenmiş olursun ki, dini bir mesajın hakikatinden uzaklaşmış olursun, oluruz, olurlar… Evet hakikat mesajını üzerin de duralım mı?
Bence düşünülmesi gereken bir kavram, hakikat nedir, nerede nasıl, aramamız lazımdır, bulduğumuzda bizde neye neden olur, Bizde neye neden olmalıdır? Yazıyı okumaya ara verin ve bu sorular üzerine düşünelim… Düşündük mü, ben düşündüm…
Hakikat arayıcı olmak için, hakikat yolcusu olabilmek için önce hikmet üzerine düşünmeliyiz? Hikmet?? Hakikat bir şeyin doğrusunu, gerçeğini, daha derinini anlamak ise, bu arayışa neden olacak, neden ise hikmettin bilgisine sahip olmaktır, buna sahip olan kişiye, bilge kişi de denir… Bu bilge kişi, bilgi ile mesajın daha derinine sanki bir mikroskopla bakan kişidir ve o mesajın hakikatini ortaya çıkarmaya çalışan kişidir… Bunu genel de felsefeciler, filozoflar, düşünürler, aydınlar, alimler yapar, biz olar yapar deyip hakikati anlamaktan vaz mı geçeceğiz, yok ya hakikati anlamaya çalışacağız, yada bilginleri anlamaya çalışacağız… Yalnız biz toplum olarak daha çok dini hakikat peşindeyiz, oysa gerçek mesajı her alandan gelmektedir… Maddenin mesajını hikmetle, felsefeyle okumamak, maddenin mesajını anlamamaktır, maddenin hakikatine, gerçekliğine erememektir, maddeyi anlayamamak demek ise dünyayı anlayamamak demektir… Bu bizim içinde, içinde yaşadığımız toplum için de büyük bir eksikliktir, işte bu eksikliğin farkına vardıracak da, bu eksiklikten kurtaracak da hikmettir, bilgidir, bunlara ulaştığımızda ise her alanda hidayete ereceğimiz umut edilir… Hidayet üzerine de birazcık düşünerek, yazıya son verelim mi?
Hidayet bir şeyin doğrusunda olmaktır, hakikat üzere yaşamak, o doğrunun bilgisiyle olgunlaşmaktır, bu öncelikle dini alanda olabileceği gibi her alanda olabilir… Örnegin hikmetle, tıp, fen, din, kimya bilgisine yaklaştık, bunların derinine, hakikatine ulaştık, işte bizim bu alanlarda olgunlaşmış halimize hidayete ermiş, olgunlaşmış hal denilebilir… Bu yola çıkabilmek için ne önerilir?
İster din alimleri, ister felsefe bilginleri her şeyden önce kendini tanı derler, bunu ne için derler dersek, kendi kapasiteni, sınırını, yapabileceklerini, yapamayacaklarını, kısacası fiziki ve zihni güçlerini bil, ona göre hikmet, felsefe bilgi aracıyla, her alandan gelen mesajlarla, gerçek, hakikat arayışıyla, yine her alanda hidayete, olgunlaşmaya ulaşma yoluna çıkabil… Bunun için herşeyden önce kendimizi tanıyalım… Yani kendimizin kendimize verdiği mesajı da iyi okuyalım ki, yolun sonunda ki amaca, iyi olana ulaşabilelim.. Daha iyi yaşamak varken, daha kötü yaşamak, ahlaksızlıktır, günahtır, hikmetten, hakikatten, hidayetten uzak yaşamaktır. Dilerim kişi, toplum olarak ve insanlık olarak da bu amacımıza ulaşır dünya evinde daha iyi, daha sağlıklı, daha nitelikli, daha mutlu yaşarız… Haydi mesajları okumaya, haydi daha iyi yaşamaya… Selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani –5.1.18 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
1- Osmanlıca Sözlük – Prof. Dr. Mehmet Kanar
2- Türk Dil Derneği Sözlüğü – Dil Derneği Yayınları
3- http://www.tdk.gov.tr/
|