|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
FIKIH PROBLEMİMİZ!!! |
FIKIH PROBLEMİ
(Fıkıh Probleminin Neden Olduğu Sosyal Problemler)
Eskiden %99’u Müslüman bir ülke derdik, bunun %1’nin başka dinlere mensup vatandaşların oluşturduğunu ifade derdik… Artık %90-95 diyoruz çünkü Deist (Tanrıya İnanan Dinlere İnanmayan diyebiliriz) sayısı her geçem gün artıyor, bazı araştırmalar daha fazla olabileceği ile ilgili ipuçları veriyor… Biz bunun nedenleri üzerine düşünmek yerine kasaba kültürümüzü devam ettirmek istiyoruz… Bu ne demektir, Kasaba ve Köy gibi dar toplumlarda toplumsal oto kontrolle insanlar topluma uyma zorunda kalıyor, bizim oğlan şöyle yapmış, sizin kız böyle yapmış yapmamalıydı, yapmasın ayıptır/günahtır derken… Ana ve baba da sen bizi dünya aleme rezil mi edeceksin diye psikolojik, sosyolojik yetmezse, fiziki baskılarla, onu Fıkıh’ın ve toplumun istediği nokta da tutarlardı. Ya şimdi…
Artık tutamadığımız yaşam tarzlarından ve araştırmalardan anlaşılıyor, bunun nedeni nedir diye düşünürken, Fıkıh problemi diyebiliriz, fıkıhımız neden sorun oluyor ve sorun yaşatıyor derseniz bence beş nedeni var diyebilirim… Benim bu alanda eğitimim yok ama amatörce ilgim var ve nedenleri, buna dayanarak çıkarıyorum…
İlk neden bazı Fıkıhçıların her konuda vahiy varmış gibi davranarak, dini konuları topluma sunmalarının yanlışlığı olsa gerek… Bu konu alimlerin içtihatıyla ortaya çıkmış şunlar da muhalefet etmiştir demek yerine kendi düşüncelerini vahiymiş gibi, dinmiş gibi sunmaları ve toplumun da, kişilerin de bunlara uymalarını beklemeleridir… İkicisi nedir derseniz alanın geniş tutulmasıdır, tuvalete hangi ayaklar gireceğiz, kulak mememizi nasıl temizleyeceğiz, nasıl tahret olacağız, hangi ayakla tuvalete gireceğiz gibi, ibadetleri nasıl yapacağız, yapmayana hangi oran da ceza vereceğiz gibi… Ahlak ve adaletin bunların gölgesinde kaldığı bir fıkıh anlayışı sakat doğmuş demektir… Üçüncü sorunumuz ise evrensele hitap edemeyişimizdir, bu ne demektir?? Bizim nasıl tahret olacağımız bizim kültürel tercihimizdir, hangi ayakla tuvalet girileceği ise emin olun beni bile ilgilendirmemektidir… Bunların dini kural gibi başka kültürlere sunulması ciddi bir hatadır… Dinimiz de beklenilen gelişmesinin de önün de büyük bir engeldir… Bir başka sorunumuz ise dinimizin tersine bir yorum ve içtihatlarla, fetvalarla kadın sorunu çıkarılması ve bunun dinimize yüklenerek dünya kamuoyuna sunulmasıdır ki… Bu durumda dinimizi ciddi kirletmektedir… Son sorun ise terör sorunudur…Aşırı yorumlarla insan öldürmek neredeyse rutin iş olan bazı fetvalar ve toplumlar dinimizi terörle anılır hale getirmişlerdir, kendi aşiret ve grup çıkarıyla, iktidar kalma hırsıyla bu alanlardaki siyasal ve ekonomik mücadelelerine diniymiş gibi söylem ve eylem yükleye bunu da bazı fıkıhi çıkarımlarla, yorumlarla destekleyen grupların verdiği zarar ise.. Yukarda saydıklarımızla kıyaslanmayacak seviyededir…
Buna dünyada İslami fobi denmektedir, bana göre bu aslında fıkıhi fobi desek yeridir. Dışardan bakan, ister başka dinden, ister dinsizlikten, yada başka bir kültürden kişiler bunları daha abartılı art niyetli, değerlendiriyor olabilirler… Ama dayanakları yok diyebilir miyiz? Bu yorumlara dayalı olarak ortaya çıkan din algısı, ne gençlerimize ulaşıyor, nede başka kültürlerin mensuplarına… Sorumlu kim, sorun nerede diye sormayacağız mı? Hep yaşanılan sorunlarda, dışardan saldırı var mı diye kabul edeceğiz, farklı düşünenleri, sorunu çözmek için önerilerde bulunanları kafir ilan etmeye devam mı edeceğiz? İslam’ın mesajıyla tanıştıramadığımız kişileri suçlamaya devam edersek, onları daha da uzaklaştırmaz mıyız? Öyle mi oluyor ne? Son olarak Mehmet Akif Ersoy’dan bir Şiiriyle bu meramımızı toplumsal tartışmaya açalım ne düşünüyoruz, hala 1000 yıl önceki Fıkıhla mı toplumumuza sesleneceğiz, fıkıhımızı görgü kurallarından nasıl arındıracak ve görgü kuralı kitapları olarak fıkıhımıza ayrı bir bölüm veya ayrı bir kitap açacağız mı? Neyse M. Akif ne demiş bu meselede??
Mehmet Akif Ersoy’un şunu dediğini hep duyarız “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı /Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” acaba aradan geçen yüz yılda bunu başarabildik mi? Hala anlamadığımız dille tekrarlayıp duruyor ve çok hem de pek çok sevap kazandığımızı düşünüyoruz… Anlayanlarımızın uyarılarına kulak tıkıyor, hatta onları din dışı ilan ediyoruz, yani yapılacak ihyaların önünde o çok çok engel var ki… Biz bu konuda çok dertli olan M. Akif’le devam edelim mi?
“Ah o din nerde, o azmin, o sebatın dini; O yerin gökten inen dini, hayatın dini? Bu nasıl dar, ne kadar basmakalıp bir görenek? Müslümanlık mı dedin? ... Tövbeler olsun, ne demek!” Akif bizi mevcut yaşantımızdan tövbe ederek dine davet etmektedir, inşallah bu davete icabet edebiliriz?
Akif bu şiiri yazdığından bu ana bir asır geçti ne değişti, sadece kullandığımız teknolojiler, iletişim imkanları ama kafa aynı kafa, hala tuvalete hangi ayakla gidileceği tartışılmakta… Bunun sonucu olarak İmam hatipliler arasında bile Namaz kılma oranı %50’ler seviyesindeyse ve biz dinin temeli olarak Ahlak ve Adaleti saymıyor da Namazı sayıyorsak, paylaşımı özendirecek zekatı saymıyorsak… Daha bu Fıkıh sorunu uzun süre sorumuz olacaktır demektir… Allah dan yardım bekliyoruz ama, Allah da, Kuran da, bize, siz değişmedikçe sizlerle ilgili kanaatim değişmez demekte… Yani sorunu biz çözeceğiz nerede çözecek Aydınlarımız, alimlerimiz, felsefecilerimiz, kelamcılarımız, ilahiyatçılarımız… Çözmek umuduyla, dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani –21.2.19 – vatandasfikri.com
Kaynak : https://www.milligazete.com.tr/makale/1518108/resat-nuri-erol/evet-asrin-idrakine-soyletmeliyiz-islami
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|