SADAKA, ZEKAT, İNFAK
(Paylaşma Farzı!)
Dinimiz İslam bize bazı önerilerde, emirler de bulunur, bazı yasaklarda bulunur, bunlara uydukça iyi bir Müslüman olunur.. Biz bunu biliriz ama uygulamada ciddi sorunlar yaşarız… Bırakın savaşlarda, sadece aşiret kavgalarında ölenlerin sayısını düşünün ve buna ilaveten dinimizin “bir insan hayatını yok edenin, bütün insanlığı yok etmiş sayılabileceği” ilkesini düşünün… Biz Müslümanlar neredeyiz görün, görelim… Bırakın birbirini öldürmeyi bakın orada ki ifade bir insanı öldüren veya hayatını kurtaran bütün insanlığı öldürmüş ve kurtarmış gibi olur ilkesini, mesajını direk veriyor… Biz şu kafir, şu dini bozuyor, bu devletliye isyan ediyor, şu bunu, o, onu yapıyor diyor ve öldürüyoruz… Bunlar ciddi hatalar belki de böyle yaptıkça din dairesi içinde kalamıyoruz… Bunların yanı sıra başka emirlerde var, bu yazıda bu emirleri konumuz yapıyor sadaka, zekat ve infak bunlarda bize paylaşmayı emrediyor öneriyor, bizim varsıllarımız, bizim yoksullarımızla ne kadar paylaşıyoruz? Sadaka, zekat ve infak üzerinden bunu düşüneceğiz, gelin birlikte düşünelim…
Bu zekat ve infak kavramlarını anlayamaya üzerinde düşünmeye başlayalım, bilmeden, anlamadan onu uygulayamayız bunu bilelim…
Zekat: “İslâmi ilke ve kurallara göre varlıklı kimselerin sahip oldukları servetlerinin her yıl dinin kuralları gereğince yoksullara vermek zorunda bulundukları, mallarının bir bölümü.” Bu böyle bilinir ben bu bölümü Türk Dil Kurumu Sözlüğünden aldım… Şimdi infaka bakalım mı?
İnfak: Nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama, zor durumda kalmışlara, dini anlama ve anlatma yolun da, malı ve parayı elden çıkarmak da diyebileceğimiz infak… Mal ve mülkün gerçek sahibinin ALLAH olduğu bilinciyle, mal ve parayı yaratanın hoşnutluğunu kazanmak için yardıma ihtiyacı olanlarla paylaşmak da diyebileceğimiz bilinçli iman seviyesinde olma hali diyebiliriz… Müslüman bir toplumda Müslüman olarak 50 yaşımı geçmeme rağmen böyle birini göremedim… Oysa iman ettiğimiz din, varlıklı kimselerin mallarında yoksulların hakkı olduğunu acık bir şekilde ifade eder, vermeyen varlıklılar, fakirlerin hakkına mı konuyor yoksa… Bunlar bağışlama şeklinde yapılacak yardımlar, ya birde çalışanlarınızın geçimliğini hak ettiği gibi vermiyorsanız ve bu vermediğiniz haklardan biriktirdiğiniz paralarla birde işçinizin, yoksulunuzun gözünün içine baka baka lüks yaşıyorsanız, size bir ayet okumayı öneriyorum… Üzerinde kelime kelime, kavram, karam durarak okuyun rica ediyorum… Çünkü bu helak ayetidir, “Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz. İsra-16”
Bu ayet uykularımızı kaçırmalıdır, acaba Müslümanların yaşadıkları zulümlerin, yıkımların, açlıkların, sapkınlıkların nedeni bu ayeti düzgün okuyamamamız mıdır? Biz öncelikle inananlardan, sonra bütün insanlardan, daha sonra bütün doğal hayattan sorumluyuz bunun için infak da bulunmalıyız… Kuranla devam etmek gerekirse…
Her zaman yaptığımız gibi bizim dini anayasamız olan, iman etmişsek uymakla sorumlu olduğumuz Kuran’a bakıyoruz, bizim ilk kaynağımız ve uymalıyız…
Zekat:” Ki onlar, zekatı vermeyenler ve ahireti inkar edenlerdir. (Fussilet -7)” Yorumsuz
“İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin Katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara - 277)”
Sadaka: “Sadakalar Allah'tan bir farz olarak- yalnızca fakirler, düşkünler, (zekat) işinde görevli olanlar, kalpleri ısındırılacaklar, köleler, borçlular, Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.(Tevbe- 60)
Sadaka, Zekat, İnfak gibi yardımlaşma paylaşma önerilerine, uyarılarına, emirlerine bir Müslüman olarak ne kadar uyuyoruz? Uymuyorsak, biz Müslüman olarak ne seviye de kalabiliriz?
İnfak’a geri dönecek olursak, neden dönüyoruz çünkü insanlara geçimliğini vermek demek olduğu için dönüyoruz.. Yani toplumumuzda öyle bir ekonomik paylaşım modeli uygulayın ki herkes geçinebilsin… İster bize doğru/Türkiye’ye) bakın, ister başka Müslüman ülkelere bakın gelir dağılımının en bozuk olduğu ülkeleri oluşturmaktadır.. Ülkemiz içinde ki ekonomik çarpıklıkları, çelişkileri komşu ülkelerde ki çarpıklıkları da görmek ve örnek vermek gerekirse… Daha önce Irak da yaşandı, Sonra Suriye de iç çatışmalar ekonomik sorunlara neden oldu… Bazıları ülkemize sığında biz Müslüman ülkelerin içinden çok sorumluluk alan ülke olduk, bu konuda dünya bizi takdir ediyor… Yalnız bizden ekonomik durumu daha iyi olan ülkeler, Katar, Sudi Arabistan, Kuveyt, B. Arap Emirlikleri Yemen de ve Afrika’nın çeşitli yerlerinde açlıktan ölen insanlara neden yardım etmiyorlar? Çünkü Müslüman ülke yönetimleri İslami ruhtan uzaklaştılar da ondan, meshepcilik ve kavimcilik kibri yaşıyorlar da ondan… Yönetimlerin babadan oğula, aileden aile fertlerinden birine geçtiği, oy ve yöneticileri seçme hakkının olmadığı bir sistemle, Halkını dikkate almadan yönetim sergileyen bu ülkelerin İslami’ligi sorgulanır haldedir…
İmanımızın gereğini yapmak için, yanlış toplumsal yaşamın sorgulanarak, daha bir titizlikle “adalet, ahlak, sevgi, merhamet, barış, paylaşmak” gibi farzları davranışlarımıza yansıtmak dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle..
Sıtdık Fani – 9.11.18 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
-
DİB Dini Kavramlar Sözlüğü
-
-
http://tdk.gov.tr
|