ŞEYTAN TAŞLAMAK
(Şeytan Bizi mi, Biz Şeytanımı Taşlıyoruz?)
Hac ibadetini, Müslümanların Hali vakti yerinde olanları için yapılması gereken bir ibadettir hepimiz biliriz… Bu haç sırasında Mina da Hacca gidenler şeytan taşlar, bu taşlama ne anlama gelir? Biz şeytanı neden taşlarız? Taşlarken neler düşünmeliyiz, bu düşünceler nerede uygulanacaktır? Şeytanı gerçekte nasıl taşlamış oluruz?
Mina da ki taş şeytan semboliktir, bizim ona taş atışımız mecazidir, şimdi bunların aslını astarını öğrenemezsek, biz şeytanı taşlayamayız şeytan bizi taşlar… Bunu anlamak için mecaz ne, semge ne, misal ne gibi kavramları anlamalıyız ki, şeytan taşlama işini ancak böylece Mina dan, Ankara ya taşıyabilelim… Ankara ya taşımazsak ne olur, işte bizim gibi Ahlak ve Adalet sorunu yaşayan toplum olur?
Mecaz nedir: Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan söz/simge dir… Bir kelimeyi veya kavramı kabul edilenin dışında başka anlamlara gelecek biçimde kullanma, anlama, anlatma sanatı terimi olarak, gerçek anlamından ayrılmış bir kelimenin anlamı hakkında kullanılır…. Yani Mina da ki şeytan gerçek şeytan değil soyut şeytandır, biz şeytanın somut olanını bulup taşlamak zorundayız… Bunu nasıl buluruz yazının sonunda düşünelim mi?
Şimdi misal nedir, semge nedir, ya bir de soyut, somut cıktı yazı uzadıkça uzayacak, kısaca bu kavramlar üzerine duralım, gerçek şeytanı bulmaya çalışalım mı? Misal? Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, Şeytan taşlama işinde bize somut bir gösterge olarak Şeytanın taşla somutlaştırılması misaldir… Bu aslında sadece semboldür/simgedir… Simge: Soyut bir kavramı, örneğin bir ülküyü, amacı ya da düşünceyi gösteren ve anlamı herkesçe bilinen biçim, harf, bitki, rakam, taş v.s. olduğu bilmeliyiz… Bireylerin, düşün, duyu, istek, buyruk ve eylemleriyle, çevrelerinde gördüklerini anlatmak için kullandıkları kimi çizgi, biçim, resim, ses, doğal ve yapay nesne, insan, hayvan, bitki ya da bunlara ilişkin ürün ve organlardan oluşan geleneksel düzen. Kısacası alfabeyi düşünelim onunla ne yapılabileceğini yani yazmayı, okumayı, kendi dilimizde kullanmayı bilmezsek alfabe sadece anlamsız harfler yığınıdır.. İşte şeytanda sadece taş olursa, onu tanıyamayız ve tanımadığımız şeyde bizi sıkıntıya düşürür…
Soyut, kavramıyla kavram işini geçelim Soyut düşünce üzerine düşünerek devam edelim, duyulur ve algılanır olandan fiziki hayattan ayrılmış/sıyrılmış olan, kavramsal düşünme ile varılan düşünceyle ulaşılan sonuçlardır… Şeytanı simgeleyen o taşlar aslın şeytan değildir bir simgedir, şeytan nedir o zaman? O kötülüklerin babasıdır/anasıdır…
Şeytan bizim kötü yanımızdır, bu kötü yanımızı kontrol ettikçe içimizdeki, kötülüklerimizi de azalttıkça şeytanı taşlamış olur, bu arada da şeytan bizi taşlamamış olur.. Bunları bilemez de, sadece şeytan diye o taş parçalarını, daha küçük taşlarla taşlarsak, toplumsal hayatın içindeki şeytanlıklarımızı, şeytanları göremeyiz!!! Toplumsal hayatın içinde ki şeytanlıklar nelerdir? Şeytanı nasıl taşlarız, yaşadığımız her mekanda iyiye, güzele, doğruya, ahlaka, adalete, mutluluğa neden olacak davranışlar şeytan taşlamaktır… Bunları yaptığımızda biz şeytanı taşlıyor, yapamadığımızda ise şeytan bizi taşlıyor demektir…
Biz toplumsal hayatın içinde ister siyasette, ister bürokraside, ister kişisel ilişkilerde ahlaksızlık mı gördük kötü olduğunu bil, bildir, bunu bizim siyasi görüşümüz mensubu yapıyorsa iki tepki göster, karşı siyasi grubun temsilcileri yapıyorsa toplumsal soruna, fitneye neden olmamak için bir kere tepki göster… Biz konumumuza ve uyaranın konumuna bakmadan adaletsizlik ahlaksızlık, zulüm içindeysek birileri de bizi uyarıyor, eleştiriyorsa ona tepki göstermek yerine, aynayı alıp kendimize bakmak zorundayız… Yoksa taşa taş atarak şeytan taşlıyormuş gibi yapar dururuz.. İlk önce içimizdeki şeytanları… Sonra toplumsal hayatın içinde ki gerçek şeytanlıkları taşlamak feraseti, düşüncesi içinde olmak dileğiyle selam ve sevgilerimle..
Sıtdık Fani – 2.3.18 – vatandasfikri.com
Kaynak : http://www.tdk.gov.tr
|