GÜNAHA ULAŞMA ÖZGÜRLÜĞÜ
Çok az tartışılan konulardan biri de günaha girme özgürlüğüdür, yıllar önce bir arkadaşımla içki ruhsatlarının iptali üzerine tartışıyoruz, o iptalin gerekli olduğunu söylüyor ve bu gerekliliğin de alkolün insana ve topluma verdiği zarar üzerin den haklı olduğunu iddia ediyordu. Ben ise ona bütün günahları ortadan kaldırmamız durumun da insanın kendi iradesiyle günaha ulaşmasının engellenecegini ve bunun aslın da bir anlamda da şirk olduğunu söylüyordum ve arkadaşım bana kızıyordu…
Ben ise ısrar ediyordum kendi irademle uzak durmadığım günah benim için ne artı nede eksiydi, ne sevaptı ne de günahdı, ancak uzak tutana cüzzi sevap olabilirdi gibi tartışmalar üzerine ben yav arkadaş dedim, biraz anlatamamın kızgınlığıyla, sen beni içki içecek diye bütün alkolleri yasakla, zina yapacak diye bütün kadınları kapat, kadınları üstelik giysilerle kapatmayı bırak onlar için evlerden hapishaneler yap, günah olan her şeyi düşünmeme bile izin verme, Allah bu meyveye neden akol olma potansiyeli verdi o zaman.
Allah bana şu şuh kadını düşünme bununla birlikte olma hazzı ve potansiyeli bahşetti, kadının düşüncesine de erkegi nakşetti bunlara birlikte olunması hazzı verdi… Ben bunları söyledim o da en anlamaz haliyle cinsel özgürlükten mi bahsediyorsun herkes herkesle sınırsızca mı cinsellik yaşasın dedi… Ya arkadaş yapma bunun cezasını Kitabımız Kuran belirtmiş, biz buna sertlikler de ilaveler yapsak, yumuşatarak da eksiklikler yapsak yanlış yaparız dedim, bugün uygulamarın zina meselesinde de alkol meselesinde de çok sert olduğunu söyledim. Sen içikinin günah mı olmadığını söylüyorsun dedi, yok alkol de, zina da günah ama günümüz de pek çok İslam ülkesin de bu günah algısının ve cezasının Kuranın ön gördüğü cezaları fersah, fersah aştığını görüyoruz dedim… O uygulanacak tabiki dedi, ben yaptırım olsun ama Kuranın ön gördüğü seviyeler aşılmasın dedim… Hatta Laikliğin uygulandığı toplumlarda insan hak ve özgürlüklerinin sınırlarının biraz daha geniş olduğunu bunun da günahdan uzak durma konusun da bize irade kullanacağımız alan yarattığını bu nedenle de çok iyi olduğunu söylediğim de bana biraz daha kızdı… Sonra benim işlediğim günahtan kim sorumlu dedim, tabiki sen dedi, işlediğim günahtan ve sevaptan ben sorumluysam, benim irade sergileyerek günah ve sevap işlemem gerekmez mi dedim…. Biraz sessizlikten sonra haklısın galiba dedi… Ben Allah bizi özgür yaratmış, peygamberileri aracılığıyla da bize kurallar bildirmiş ve koymuş bizi günahların var olduğu ortama göndermiş… Yoksa varlıklara günah olma potansiyeli, bize de günah işleme özgürlüğü, vermezdi… Yalnız günah işleme özgürlüğü olması demek günaha girme özgürlüğü demek degildir, bunun karıştırılmamasını özellikle rica ediyorum… Günaha ulaşma özgürlüğü desek daha yerin de olur kanatindeyim… Üstelikte kamu, yani toplumu ilgilendiren durumlarda degil kendi kişisel alanlarımız da bu özgürlük gecerlidir.
Örnegin alkol için, onlarda sizin için fayda vardır yalnız zararı, faydasından daha çoktur diyerek içkiyi içmemeyi yasakladı, budan uzak durmanın sevap olduğunu önerdi… Bu önerisine uyanlar için ödül olarak cennetini vaat etti… Aynı şey kuralsız kaidesiz kadın erkek ilişkisi için de zina dedi, zina yapanları müslümanların huzurun da kırbaclayın emretti, zinadan vazgeçmeleri halin de ise başka bir şey yapayın önerdi…
Şimdi günah meselesin de bir kişi ve devletin yasaklarıyla engellenmesi, iki verilen cezanın Allahın emrettiği cezaları aşacak kadar, Allah adına sert verilmesi ve uygulanması ki ikisi de din konusun da aşırılığa gidilmesi demektir. Aşırılıktan dolayı da din de gönüllükten çok zorunluluk devreye girmiş ve Laikliğin oladığı ülkeler de günaha ulaşmak engellenmiş yada suç sayılarak aşırı cezalandırmalarla günahtan insanlar uzak tutulmaya çalışılmış ve çalışılmaktadır. Kendi irademle vazgeçmediğim veya kendi irademle gönüllü olarak işlemediğim bir günah ne kadar günah ve sevap ne sevaptır?
Oysaki insanları günah işlememeye zorlamak, günahları yasaklarla desteklemek yerine hangisinin günah hangisinin sevap olduğu, günaha girilmesi durumun da nelerle karşılaşılacağını, sevap işlenmesi durumun da nelerle karşılaşılacağı konusun da iyi bir egitimden geçirilmensinin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Yoksa Birileri Allah adına yasak kor ve bu yasakların da kaynagı olarak kutsal kitapları gösterirler ki dinin yardımıyla iktidarlarını pekiştirirler ki, İnsanlığın huzuru için gönderilen dinler insanlığın Zulmü olurlar… Üstelikte hüküm Allah'ındır ayetini bilmemize rağmen… Günah üzerine şöyle düşünmeye devam edelim, es geçilen günahlar, çok çok önemsenen günahlar üzerine duralım…
Öte yandan biraz da biz bazı günahları es geciyor, bazılarını abartarak uyguluyoruz gibime geliyor, dedim. Örnek ver dedi. Ben de faizi örnek verdim, faiz konusunda ki Ayetleri ve Hadisleri, hatta veda hutbesini hatırlattım, ne yazık ki ikimiz de faizine para cekmiş ev almıştık, yine bunu es geçtik… Sonra toplum da zekatın ne kadar yaygın olduğunu sordum, bilmediğini söyledi ben de bilmediğimi söyleyerek kaç kişi zekat veriyor çevremiz de dedim… İkimiz de çevremizde zekat veren örnegi bulmakta zorluk çektik… Allah bizi islah etsin, işimize gelen günahı büyük, işimize gelmeyen günahı es geçecek kadar küçük görüyoruz… İşin garibi bunları tartışmaya bile açmıyoruz… Bunların Namaz da hangi ayak başparmagının ne şekil de olacağını çok önemsiyor, abtes alırken burnumuza aldığımız suyun miktarı ne kadar olmalıyı önemsiyor, faizin ve zekatın ne derece hayatımız da yer aldığını düşünmüyoruz. Günah işleme özgürlüğünün başka bir boyutu ise Tövbe ve günah çıkarma durumlarıdır.
Dinler tövbe ve günah cıkarma imkanlarıyla zaten nispi günah işleme özgürlüğü vermişlerdir. Bu bir nevi insanları günahkarlıktan, kötü insan olma duygusundan arındırmak için bir sigorta görevi yapmaktadır. Hepimiz biliriz ki ne kadar dikkat edersek edelim küçük günahlara girer ve Allah dan af dileriz, bu küçük günahlardan pişmanlık duymak bizi daha büyük günahlardan korur aynı zaman da… Allah bizim günah işleyecegimizi biliyor ve bizi bile bile yarattığını meleklerin insanı neden yarattın onlar yeryüzünde günahkarlar olacaktır sözü üzerine Allah siz bilmezsiniz ben bilirim diyor.
Israrla günahları yasalarla, devletler zoruyla yasaklamaya çalışanlara bir önerim vardır, Allah melekleri neden susturmuş siz bilmezsiniz ben bilirim demiştir… Siz yoksa Allah dan daha iyi mi bildiğinizi iddia ediyor ve Allahın kullarına verdiği özgürlükleri kendi yasalarınızla biraz da iktidarınızı pekiştirmek için insanların elinden alıyorsunuz? Allah sizi affetsin bizi de günaha girmekten korusun, bize günahtan uzak duracak irade versin dilegimle selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani – www.vatandasfikri.com 4.4.14
|