MÜSLÜMAN DÜŞÜNCENİN DONMASI
Biz Müslümanlar bazı durumlarda lüzumdan fazla ısrar ederiz, mesela, düşüncemiz üzerinde yeniden düşünmek yerine o düşünceyle yeni sorunları çözmeye çalışırız… Ama bir türlü sorunları çözemeyiz, çözmemenin verdiği şaşkınlıkla düşüncemiz üzerine düşünmek yerine, daha eski düşüncelerle sorunumuzu çözeceğimizi sanırız… Ne yazık ki tarih, durum, olgular sorunlarımızı (Ekonomik, Sosyal, Siyasal, Bilimsel, Teknolojik) çözemediğimizi gösteriyor, görülüyor, görürüz görmesine ama çözemediğimizi kabul etmeyiz… Etmemekle kalsak, sorunlarla yaşamayı erdem saymaya başlarız, artık o noktaya geliriz ki bu dünya da, iyi, güzel, doğru, mutlu yaşamaktan umut kestiğimiz için, umudumuzu ahirete bağlarız… Şu soruyu sormadan geçemeyeceğim, bu dünya imtahan dünyasıysa, burada görevini yerine getirmeyen, sınavı nasıl kazanacak? Görevini yerine getirmek ise ahirette ulaşmak istediğimiz cenneti dünyada oluşturmaya çalışmaktır… Burada iyi ameller yapmayanlar orada nasıl iyi karşılanmayı umut eder anlamış da değilim… Korkarım bu düşünsel donma haliyle dünyamızı cehenneme çeviriyoruz ve ödül olarak da cehenneme ulaşacağız!! Umarın düşünsel donma halini aşarız, dünyayı cennete çevirerek ahirette de cennet ödülüne ulaşırız… Bunun için çok, hem de çok çalışmalıyız, ilk yapacağımız…
Bizi düşünsel donukluktan kuracak olan düşüncemiz üzerine düşünmektir… Düşünce üzerine düşünmek nasıl olur, olmalıdır, olacaktır… Bunlar öteden beri tartışılmaktadır, şimdi ise daha zaruri olduğu anlaşılmıştır, akademik, entelektüel seviyede ki tartışmalara siyasiler de katılmış, gelenekçilerin birçoğu tartışmadıkları bazı konuları tartışmaya başlamıştır… Biz Türklerin ciddi hatalarından biri de, ya o uçta oluşumuz, yada bu uçta duruşumuzla bilgilenmeden, düşünmeden, ani, aşırı, tepkisel davranmaktayız… İktidar gücü ne öneriyorsa bir kısım kişi ve gruplar balıklama atlayarak değişim, dönüşüm, güncelleme, reform, ıslah, ihya, içtihat, kelimelerini yeni keşfeder gibi yine en uçtan söylemler geliştirmeye başlamışlardır.. Bunları dinlemeliyiz mi evet… Ama asıl dinleyeceğimiz grup, yıllardır bu konu üzere bilgi üreten, bu güncelleme, reform, ıslah ne derseniz deyin kelimelere takılmayın, düşünce üzerine düşünen, tartışan grupları dinlemeliyiz.. Yoksa yine hata yaparız, lazım olanları da atarız, kültürel atışların dönüşü olmaz, ciddi yaralar acarlar… Kültür ne siyasete benzer, ne ekonomiye, kültür toplumun temelidir, diğerleri onun üzerine inşa edilir…
Siyasi nedenlerle kültür yok sayılamaz, siyasi nedenlerle kültür uyumlaştırabilir, bu düşünsel, egitimsel hazırlıklarla mümkündür… Ekonomik nedenler önemlidir, kültür önemsiz mi daha da önemlidir, bunun için ekonomik üretim paylaşım teorileri, politikaları düşünceye, kültüre dayanır… Şu sözü hiç unutmam, “Her hareketin Bir Enerjisi Vardır, Toplumsal Hareketlerin Enerjisi İse Kültürdür. Fikri Adil” Diyelim ki ekonomik olarak çok ürettiniz, diyelim ki teknolojik olarak çok geliştiniz, bu yeni durumlar için kültürünüz yoksa yine istenilen huzuru mutluluğu sağlayamazsınız.. Biz Müslümanların böyle bir sorunu var gibime geliyor…
Adam sünneti terk edemem diyor, misvak kullanıyor, adam sünneti terk edemem diyor sakal, sarık, tesbik elde, takunya ayakta dolaşıyor ama dolaşırken en son model en pahalı arabaya binmeyi, cep telefonunu kullanmayı da ihmal etmiyor… Ben Amişleri (ABD de bir Tahrikat) takdir ederim, adamlar, ne para, nede elektirik, petrol kullanıyorlar, 300-400 yıl önceki yaşam tarzını tercih etmişler yaşıyorlar çelişkileri yok en azından.. Hele bazı marjinal, lüzumlu lüzumsuz hedef gözetmeden saldıranlar var, biz sünneti uygulayacağız diyorlar, haberleşme cihazları ve şavaşta kullandıkları silahlar olmasa adamların giyiminden orta çağda yaşıyor sanırsınız… Her neyse sorun şu…
Peygamberimiz gününün araç ve gereçlerini en iyi kullanmış mı evet… Gününün ekonomik, teknik, siyasal düşüncelerini kullanmış mı evet… Kuranı günün içinde Almış, Okumuş, Anlamış Uygulamış mı, evet… Günün sorunlarını günün düşünceleriyle çözmüş mü, evet… Bir düşünce iyi ise o bize ait değil diye kullanmaktan vaz geçmiş mi, hayır… Ahlak, Adalet, İman, İyilik ve güzellik için, düşünsel, ekonomik, teknik, bilimsel çalışmış mı evet… Bize de İlim Çin de dahi olsa gidin alın demiş mi, evet… İlim Müslümanın Kaybıdır demiş mi, evet… Allah aşkına biz neyi tartışıyoruz, anlamış değilim, dinimizin ana hatları nedir, ondan ödün vermek isteyen varmıdır, onları yok sayalım diyen varmıdır? Yok böyle bir şey, tartışma imani alanda değil, içtihat, muamelat alanındadır… Bu değişimi, ıslahı tartışma ve yapma hakkı, bu toplum da vardır… Kimse öküz altında buzağı aramasın, tartışmalara olumlu katkılar veremeyecekse sussun, (Ya Hayır Söyle Ya Sus) izlesin belki alacağı bilgi ve düşünce olabilir… Amaç dini alanda da, bize verilen nimetler alanında da, dinden, düşünceden, bilimden, yararlanarak hayatı da daha iyi yaşamaktır, bu amaç için çalışanlara ALLAH yardım edecektir… Allah’ın Selamı ve Yardımı Üzerimize Olsun…
Sıtdık Fani --- 18.3.18 --- vatandasfikri.com
|