KERBELÂ
İSLAM Toplumlunun Yaşadığı En Büyük Kırılma, Kerbela!
Muharrem ayındayız, bu ay için Peygamberimizin söylediği rivayet edilen sözler var, bunlardan biri “hürmete şayan bir aydır” demiştir… Sayısız lütuf ve hikmetlerle dolu bir ay olduğunu biliyoruz. Ama asıl bizi ilgilendiren yanıyla, canımızın yandığı aydır… Ne yazık ki Muharrem ayı, iktidar hırsıyla hareket eden Muaviye’’nin neden olduğu, yüreklerimizde derin yaralar açan e, ayrılık fitnesine neden olan, can yakan Kerbelâ hâdisesinin yaşandığı bir aydır da aynı zaman da…
Hz. Hüseyin, Peygamberimizin torunu ve yakın akrabalarından oluşan 70 kişi, Kerbelâ’da hunharca katledilerek hak, adalet yolun da şehit olmuşlardır… Peygamberimizin, ciğerparem dediği, torununun şehadetinin 1336. Yılın da Hz. Hüseyin ve birlikte Kerbelâ da şehit olanların, ne için şehit olduğunu hepimiz biliyoruz ve yeni nesillere anlatmaya devam etmeliyiz.. Kerbela şehitlerinin hak, hakikat, adalet, ahlâk ve fazilet için; din, iman, için canlarını verdiklerini unutmamalıyız… Allah, şehitlerimize rahmet eylesin! Amin…
Bu olay ümmetin, asırlardır dinmeyen ortak hüznü ve kederi olmuş, İslam’ın yaşandığı her yer de tüm Müminlerin ortak acısı olmuştur.
Bugünün anısı için bize düşen, Kerbelâ’yı doğru okumak, doğru anlamak, tarihte yaşanmış bir olay gibi, sıradan bir hâdise gibi düşünmemektir, biz toplum olarak bunun bilincindeyiz… Bu olaydan günümüz için ders çıkarmamız gerekmektedir. Kerbelâ’yı iyi anlamak, her şeyden önce Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının, ne uğruna canlarını verdikleri iyi anlamak olacaktır… Bu Kerbela yolunun yolcuların yolu, Kur’an’ın yolu, Peygamberimizin yolu olduğunu bilmektir. Onların yolundan günümüzde de gitmektir, Kuran yoluyla yolumuzu onlar gibi aydınlatmaktır… Onlar gibi hak ve hakikatle, ahlak, adalet ve erdemle, onurla yaşamak olmalıdır amacımız….
Günümüz de Kerbelâ, olayı üzerinden aramıza ayrılık-gayrılık sokmak degil, bu olaydan dersler çıkararak birlik ve beraberliğe vesile etmeliyiz. Kuran’ın emrettiği gibi “Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize bir korku düşer de heybet ve kuvvetiniz elden gider.” Mesajını özellikle günümüz de iyi okumamız gerekir… İşte bu okumalara dayalı olarak Kerbelâ, bizi birbirimize sımsıkı kenetleyecek bir olay olduğunu düşünüyorum... Bugün bizlere düşen, mahtemimizi yaşarken, olayları anarken, yorum farklılıklarını yaşarken yeni ayrımcılıklara, yeni olaylara neden olmamak gerekmez mi? Günümüz de Kerbelâ olayının bizlere yüklediği görev ve sorumluluk, gönül kapılarımızı ardına kadar birbirimize açmak, kardeşlik hukukumuzu korumak olmalıdır… Böylece yeni Kerbelâların önüne geçebileceğimizi bilmeliyiz… İslam toplumlarına baktığımız da Müslümanların nasıl bir birine kıydıklarını görüyor canımız yanıyor… Oysa Kerbeladan ders çıkarabilmiş olsaydık bugün bu yaşanılanlar yaşanmayabilirdi…Biz Peygamberimiz in “Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun!” sözüne dayanarak kardeşlik hukukunu tesis etmek zorundayız… Bu hukuk bizim barışımızın da garantisi olacağını görmeliyiz…
Kardeşlik hukukunu geliştirmediğimizi, İslam coğrafyasın da yaşanılanlardan anlıyoruz, Allahüekber diyerek karşılıklı saldırılara tanık oluyoruz… Enkaz altından çıkarılan çocukların, kadınların, masumların bedenleri, aslında bizim, kardeşlik hukukumuzun enkaz altında kaldığının göstergesidir… Müslümanlar ve diğer topluluklar bu vahşeti, dehşeti, katliamları sessizce, bazen de sinsice izlediklerine tanık oluyor nasıl Kerbela olayının kahrını yaşıyorsak, bugün de bu yaşanılan olaylar karşısın da aynısını hissetmeliyiz… Bunun için inancımız ve degerlerimiz üzere, dinde kardeş, sevinçte, kederde hep bir olduğumuzu bu vahim olayın senei devriyesin de bir kez daha yüksek seslerle ilan etmeye ihtiyacımız vardır. Yazımı Hz. Hüseyin’in şu duası ile bitirerek “Allah’ım! Sana hamdlerin en güzelini arz ediyorum. Allah’ım! Atamızı peygamber kıldığın için sana şükrediyorum. Allah’ım! Bize Kur’ân’ı gönderdiğin ve onun derinliğini öğrettiğin için sana hamd ediyorum. Allah’ım! Bize hakkı gören göz, hakkı duyan kulak ve hakkı düşünen kalp verdiğin için sana şükrediyorum. Allah’ım! Bizi sana şükreden kullarından eyle! Bizi zalimlerden berî, müminlere velî eyle! Amin, Amin… Allah’ım bu sesi tüm Müslümanlar duysun, bu ses kardeşliğimize ve barışa vesile olsun… Selam Ve saygılarımla…
Sıtdık Fani --- 6.10.16 --- vatandasfikri.com
Kaynak: http://www.diyanet.gov.tr
|