|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
MÜSLÜMANLAR NE KADAR MÜSLÜMAN?!?!?! |
BİZ MÜSLÜMANLAR NE KADAR MÜSLÜMANIZ?!?!?!
Bazı sorular bizi rahatsız eder, öte yandan bir o kadarda sorulması gerekir, biz Müslümanlar ne kadar Müslümanız, hiç sorduk mu, biz sormasak da, birileri bu sorular sormuşlar, karnemiz hiç de iyi değil…
İnsanlar bir dini neden benimser, ya içine doğdukları toplum bir dini benimsemiştir, yada başka dinlerle kıyas yapmışlardır iyi olduğu için bir dini seçmiş benimsemişlerdir… Din nedir desem ve bu soruyu cevapsız bıraksam, siz doldursanız ne cevap verirdiniz? Din toplumsallaşmamıza yardım edecek olan, peygamberler aracılığıyla bize vahiyle bildirilen kurallardır diye düşündüğümüz ve inandığımız bilgilerdir, bu bilgilerin ilkelerine uymak inananların sorumluluğudur… Şimdi inandığını söyleyen bizlerle, inanmadığını söyleyenlerin kıyasının yapıldığı bir araştırmayı sizlerle paylaşacağım, bu konuyu ikici kez yazışım, tekrar değil, bu konuya dikkat çekmek içindir… Bir araştırma yapılmış ülkeler ne kadar İslami kurallara göre yönetiliyor diye, ne yazık ki Müslümanların yaşadığı ve yönettiği ülkeler İslami çıkmamış, tabir caizse gavur dediklerimiz ülkeler daha çok İslami çıkmış…
George Washington Üniversitesi’nden Scheherazade S. Rehman ve Hossein Askari, ülkelerin İslam’a uygunluklarını ölçen bir çalışma yapmış. Halkının çoğunluğu Müslüman, halkı Müslüman olmayan ve adı veya anayasasında İslam ülkesi olduğu belirtilen ülkelerin tümü incelendiğinde, İslam ülkelerinin İslam’la neredeyse hiçbir bağının olmadığı tespit edilmiş ve biz yine tepkisiz kalmışız neden, biz dini kuralları değil, yönetenleri kutsal sayıyoruz, bu gibi konuların tartışılması yöneten liderleri sorgulamak gibi de ondan olsa gerek…
Bu çalışmaya göre birinci ülke Hollanda olurken, hiçbir İslam ülkesi ilk onda dahi yer alamamış. 2013'te 103. sırada olan ülkemiz Türkiye, 2015'te 65. sıraya yükselerek durumunu düzeltmeye çalışıyoruz...
Adları İslam ve Müslüman olsa da ama uygulamaları İslamî değil, davranışları Müslüman davranışı değil, İlk on da yer alan ülkeler ise şunlar…
2015 yılında yayınlanan raporda ilk sıralar da yer alan 10 ülke: Hollanda, İsveç, İsviçre, Yeni Zelanda, Danimarka, Finlandiya, Norveç, Lüksemburg, Avusturalya, Kanada şeklinde sıralanıyor. Listenin ilk 10 sırasında halkı Müslüman veya adında yahut anayasasında İslam yazan hiçbir ülke yer almazken, İslam'la bir bağı olmayan devletlerin üst sıralarda çıkması son derece şaşırtıcı değil mi? Ülkeler şu dört temel ilkede 45 alt başlıkta, 12 temel kıstas da incelenmiş ve söz konusu sonuçlar çıkarılmış…
: 1- İslamist ekonomi, 2- Yasal yönetim 3- İnsani ve politik haklar, 4- Uluslararası ilişkiler İslami endeksi
Mümkün olduğunca çok ülkeden bilgi ve veri elde etmeye çalıştıklarını vurgulayan akademisyenler, gerekli bilgileri sağladıkları takdirde “israftan kaçınma” oranları gibi ölçüleri de rapora eklemek istiyorlar. Raporda baz alınan ölçüler, kurallara uyan Müslüman toplulukları karakterize etmek için daha da alt birimlere ayrılmış. İşte ölçüt değerler…
Ekonomik İslamcılık// Ekonomik Fırsat ve Ekonomik Özgürlük //Cinsiyet eşitliği// Ekonomik Düzenleme // İş Yapma Kolaylığı //Ekonomik Özgürlük //İş Dünyası ve Pazar Özgürlüğü // Eğitim ve Sağlık hizmetlerine eşit erişim //Eğitim //Eğitimde Kamu Harcamaları //Eğitim Eşitliği //Eğitim Etkinliği //Sağlık kalitesi // Sağlık Hizmetlerinin Sağlanması // İş Üretme ve İstihdama Eşit Erişim //Eşit istihdam ve İş Yaratma //İş gücü özgürlüğü // Mülkiyet Hakları ve Sözleşmelere bağlılık ///Mülkiyet ve Sözleşme Hakkı //Yolsuzluğun Önlenmesi //Şeffaflık Uluslararası Göstergesi // Yolsuzluklardan kurtulma //Yoksulluk Hükmü, Yardım ve Temel İnsan İhtiyacı //Yoksulluk Etkililiği // Dünya endeksleri // Yabancılara yardım // Para bağışı // Gönüllülük zamanı // Vergilendirme ve Sosyal Yardım // GSYH'nın yüzdesi olarak vergi yükü // Vergi geliri // Sosyal refah // Destekleyici Finansal Sistem //Yatırım Özgürlüğü ve Mali Özgürlük // Finansal Piyasa Riski Göstergesi // Parasal Özgürlük // İslami Finansa Bağlılık // Faiz Olmaması // Merkez bankası iskonto oranı // Ticari banka birinci sınıf borç verme faiz oranı // Ekonomik refah // Makro Ekonomik Gösterge // Fiyat İstikrarı // Ekonomik performans // Ekonomik Adalet // Gelir dağılımı gibi 45 başlık altında ülkeler inceleniyor ve ne yazık ki ilk onda İslam ülkesi bulunmuyor…
Akademisyenler bunlarla yetinmiyor 12 başlıklı bir araştırma daha yapıyorlar… Akademisyenler İslam dininin ortaya koyduğu iktisadi ilkelerin temelinde iktisadi adalet ve sürdürülebilir büyüme, yaygın refah ve istihdam, İslami ekonomik ve finansal teamüllerin uygulanmasının olduğu tespitini yaparken, dünya ülkelerini sıralamak için kullandıkları 12 temel prensibi şöyle sıralamışlar…
1. Toplumun tüm üyelerine eşit iktisadi fırsatlar 2. İktisadi adalet 3. Sözleşmelerin ve mülkiyet haklarının korunması 4. Çalışmak isteyen herkese istihdam imkânlarının oluşturulması 5. Eğitim imkânlarının eşit sağlanması 6. Yoksulluğun önlenmesi ve temel ihtiyaçların karşılanması (gıda, yiyecek, elbise, sağlık gibi) 7. Vergilerin toplumun diğer ihtiyaçları için kullanılması 8.Tabii kaynakların toplumun bugünkü ve gelecekteki üyeleri düşünülerek yönetilmesi 9. Yolsuzluğun önlenmesi 10. Destekleyici bir finansal sistem oluşturulması 11. Faizin kaldırılması da dahil finansal temayüller 12. Devlet yapısının bu ihtiyaçları karşılayacak verimlilik ve etkinlikte olması durumları biraz da çapraz, sağlama yapmaya dönük olarak inceleniyor çıkan sonuç biz Müslümanlara öyle bir tokat atıyor ki, dünyada imajımız yerle bir olurken… Bizi Müslüman gibi yaşamaya döndürecek bir uyanışa neden olmuyor… Biz hala iktidarı kim ele geçirecek, meşru yol ve yöntem nedir, ele geçirenler toplumun kaynaklarını kendi gruplarına, mezheplerine, ailelerine doğru nasıl yönlendireceğiz düşünceleri, tartışmaları, çatışmaları içinde Müslümanlığımız can çekişip duruyor…
Bizim halimizi biz görmezden gelsek de, sorumluluğu kadere atsak da, olmadı başımıza gelen musibetlerin sorumlusu olarak bir yabancı toplumu, dış mihraklar gibi bir kaynağı göstersek de… Sonuç da bu olumsuzlukları yaşıyoruz… Müslüman toplumların haline içimiz parçalanıyor, Müslüman olamayan Müslümanlar hem vatandaşlarını, hem de dindaşlarının topraklarını terk ederek başka din mensuplarının ülkelerinde kurtuluş ararken, göç yollarında her yıl binlercesi ölüyor… Bütün bunlara rağmen iktidarların yanlışları sorgulanmıyor, kendi özeleştirimizi yapamıyoruz insan ve vatandaşlık hakları Müslüman toplumlarda toplumsallaşamıyor… Bu kısır döngü nasıl aşılır dersek…
Biz Müslümanlar, dinimizi ilk kaynağından bugün ki akılla, araçlarla, amaçlarla okumalı, dinimizin ilkleriyle, insanlığın ortak değeri haline gelen evrensel ilkeleri uyumlaştırarak… Dini algılarımız ve yorumlarımız üzerine tekrar, tekrar düşünerek, mevcut marufa hitap etmeyen fıkhî yorumları, anlayışları yeniden güne hitap edecek şekilde ihya etmeliyiz.. Dilek ve temennilerimle, Selam ve Sevgilerimle…
Sıtdık Fani --- 16.5.19 – vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|