KADERİN, KADERSİZLERİ!
Kader inanışı vardır, kader düşüncesi vardır, kaderin derler razı ol, bu zulme rıza göster derler, acaba kaderimmidir bu zulüm?
Ne kaderimdir, ne irademdir, ne sosyal şartların bana cilvesidir, gelin biraz üzerine düşünelim mi?
Bize bazı şeyler kaderin cilvesidir, ben bir ülkede, bir siyasal sistem içinde, bir ailede doğmuşum, kader mi, kader desek, demesek ne olur? Ben dogacağım yeri seçemiyorum, erkek, kadın olacağımızı seçemiyorum, hangi zaman diliminde doğacağımı seçemiyorum… Yani benim iradem dışında, o zaman kader, yazgım diyebilirim… Hele şu olasılık kader olsa gerek.., Toplam sperm sayısının 39-40 milyon olduğuna göre… Ben bu 39-40 milyonun arasından biriysem ve bu olasılık arasından cıkıp gelmişsem ve hiçbir iradem yoksa ben kaderin mucizesiyim diyebilirim… Buna dogal hayat ilkeleri denilebilecegi gibi, Allah’ın koyduğu düzenin, sünnetullahın ilkeleri de diyebiliriz.. Burada bizim irademiz yoktur, kaderimizdir diyebiliriz…
Kader: Genellikle kaçınılmaz kötü talih, kötü bir olayla karşılaştığında talihi suçlu bulmak. Talih kim, neci?
Yazgı : Bütün olmakta ve olacak olanları önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan doğaüstü güç, alınyazısı, kader, diye denilir..
Talih: Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığına inanılan doğaüstü güç, kut, şans, baht, felek, bizi talihli kılar, kılmaz…
Bu açıklamaları okuyarak devam edelim bakalım, kader nedir, genellikle kötü talih diyor birinci açıklama… İkinci açıklama biraz daha acıyor, rastlantıların doga üstü güç tarafından düzenlendiği ifade eder… Bu doga üstü güç nedir, kimdir? Üçüncü açıklamada iyi ve kötü durumların yazıldığı yazgı kader, kim yazıyor doga üstü güç… Bu doga üstü güç deyince neye işaret ederiz, Tanrı/Allah… BU açıklamalar üzerine kader anlayışımıza kısaca değinelim ve kader üzerine düşünmeye devam edelim…
Ben burada şunu hissediyorum, insanın sorumlu olduğu alanda, özellikle siyaseten yöneticilerin yanlış kararları sonucu oluşan yoksulluk, savaş, kıtlık, adaletsizliğin zulmü gibi durumlarda yönetim suçlanamadığından, eleştirilemediğinden kader kapsamına girsin girmesin, bu yaşanılanlar Allahın bizim için takdiri, alnımıza yazılmış kaderimiz, yazgımız denir geçilir… Doğrumudur, bu konuda ben yorum yapmayayım, Dinimizin en sağlam kaynağı kuran ne diyor ona bakalım mı?
“Sana gelen iyilik, Allah'tandır. Başına gelen kötülük de nefsindendir. Seni insanlara peygamber gönderdik. Şahit olarak Allah yeter. Nisa 79” Bu ayeti kader anlayışımızın neresine koyacağız?
Kader: Ölçmek, tahmin etmek, takdir ve tayin etmek gücü yetmek, Allahın olacak şeyleri ebede kadar zaman ve yerini, özellik ve niteliklerini, nasıl ve ne zaman olacağını bilip ve takdir etmesine denilebilir… (DİB Dini Kavramlar Sözlüğü)
“Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üslenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz. İsra 15” Şimdi dönelim başa irade sergileme varsa sorumluluk var, yoksa hesap günün de, sorumluluk da yoktur… Kısacası benim yaşayacağım her şey ister yazgı, ister kader, ister talih deyin bizim yaşayacaklarımızı bizim dışımızdaki bir güç yazıyorsa, bizi sorumlu tutmaması gerekmez mi? Bu soruyu yazdık bir kenara koyduk, şimdi bu tür soruları hileyi şerle, akıl mantık zorlamasıyla aşabilir, cevap verilebilir ama o sadece cevabı verenin cevabı olur… Devam etmek gerekirse… Bu insani sorumluluğu kaldıran kader anlayışını neden dini inanç içine soktu alimler?
Bu soruya benim cevabım, Kral, Padişah, Sultan, Emir her kimse devletin başında olan kişilerin baskısıyla olmuş olabilir mi? Bakın burada alimleri kurtarmaya çalışıyorum, ama kurtaramıyorum neden? Ben dinin temel kaynağına ters bir şekilde kader anlayışına neden olacak bir bilgi, yorum, düşünce ortaya atacağıma, onu gelecek düşünürlere, düşünülmek üzere miras bırakırdım. O zamanlar düşünme, sadece yukardakileri daha çok onaylamak, iktidarlarını daha çok güçlendirmek üzere ortaya konmaytaymış… İyide konu dini konu, bazı durumlar tartışılır, müteşabihtir, ama bazı durumlar tartışılamaz, mükem ayetler vardır… Bu kader işinde de durum budur… Ayetlere bakarak devam edecek olursak!!
“A’râf / 170 Kitab'a sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecrini(sevap, Ücret) zayi etmeyiz.” Şimdi namazı kılıp, kılmama iradesi kime ait, iyilik için çalışıp çalışmama iradesi kime sahip kişiye… Demek ki, Allah biz iyilik için çalışmazsak, kötülük için çalışırsak bize nasıl iyilik nasip edecek, etti diyelim ki, iyilik için çalışanlara haksızlık olmayacak mı?
Nereden bakarsak bakalım, kader, yazgı, talih, kaza her neyse, bir bizim irademizle cereyan eden tarafı var, bunu böyle kabul etmezsek edilgen bir kişilik ortaya çıkar ki! Hiçbir irade sergilemez, tembel tembel oturup Allahın kendisi için bir şeyler takdir etmesini bekler ki! Müslüman toplumların birçoğu şuanda bu durum da, yoksul, ekonomik eşitsizliklerin en çok olduğu toplumlar diyebiliriz… Bu kadermi, kaderse, bize yazılan bu sıkıntılar Japonlara neden yazılmamıştır?
Ben bilgi edinmedim, yeni bilgiler ortaya çıkarıp sermedim, bu bilgilere dayalı teknik, teknolojik araç ve gereçler yapmayı düşünmedim, kısacası aklımı kullanmadım Allah bana ne yapar ki? İşte cevap…
“Enfâl / 22 Şüphesiz Allah katında canlıların en kötüsü, düşünmeyen sağırlar (bilginin iyisini duymayanlar) ve dilsizlerdir, (İyi, Güzel Doğru olanı Bildikleri halde Susanlar).”
“Kamer / 40 Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?” Okuma anlama, bilme, düşünme ve davranış iradesi kendi alanımızda sorumluluk yükler.. Bu bizim, insanın yapabileceklerini yapması halinde daha iyi yaşamasının yolunun acık olduğunun göstergesidir… Aksi takdirde, kendi ihmallerimizi, yönetim makamlarının sorumluluk alanlarında ki eksiklikleri, yanlışları, kadere, talihe, yazgıya ve bunu yazana yükleriz ki… Buradaki Yazan Allah’tır, oysa o bilir, düşünür, çalışırsanız hayra ulaşırsınız der.. Aksi takdirde kötülükler gelir başınıza der, Müslümanların başına gelen kötülükler kimden? Allah mı yazdı, yönetimlerinin yanlış kararları mı, bu yanlış kararların kişisel ve toplumsal yaşamlarına yansımaları mı? Yönetimleri suçlamaktan korkan din adamları, işi kadere baglayarak, bu sizin sorumluluğunuz diyemez… İnsanlara sizin kaderiniz, siz bu sıkıntılarla sınanıyorsunuz derler… İşte burada bizim kadersizliğimiz başlar, Allah Kuran dışındaki ayetler sayılan, dogayı, maddeyi, hücreyi, atomu, iyi okuyarak bunların potansiyelinden insanı daha iyi yaşatacak enerji, araç, gereç ortaya çıkartmayı nasip etsin ki.. Kaderindir, Kadersizliğini Aşabilelim, Aşmak Dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Sıtdık Fani – vatandasfikri.com – 11.3.2022
Kaynaklar
1* https://sozluk.gov.tr/
2* http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
3* https://www.kuranmeali.com/
4* Dini Kavramlar Sözlüğü – DİB Yayınları
5* https://www.mynet.com/sperm-sayisi-1252052-mykadin#:~:text=Toplam%20sperm%20say%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1n
%20ise%2039,gereken%20azami%20miktar%2039%20milyondur.
|