Mutmain

Mutmain, olmak ne demek diye düşündüğümüz de bir şeye bütün düşünceyle, davranışlarla, bir bütün olarak inanmak desek abartmış olurmuyuz? Sanmıyorum…

Birini seviyormuyuz, evet bütün kalbimle… Bir şeyi seçttik, neden seçtik doğru olduğu için, iyi olduğu için, güzel olduğu  ve çevreye zarar vermediği için, benim ve içinde yaşadığım toplumun yararlarına olduğuna inandığım için…

Bir şeye inanıyorum neden?  Bu şeyin var olduğuna ve bu varoluşun da benim farkın da olduğumun göstergesidir…

Şimdi bütün bu ifadelere baktığımız da ise şunu görüyoruz… Mutmain şekil de inanmak, mutmain şekil de seçim yapmak biz insanların görevidir…

Bir yönetici mi seçegiz, bu bu işin ehli mi yapabilir mi? Bu yapacagı işi işin ruhuna göre yapabilir mi? Kamu işine seçtiğimiz insanların kamuyu mu kendilerini mi düşünecekleri gibi bazı ölçülerimiz olmalı degil mi?

Mutmain olmak aslında bütün bunları kapsamakla birlikte imani meseleler de karşımıza da çıkmaktadır…

Biz inandığımız şeylere, ne kadar inanıyoruz? Ya da soruyu şöyle soralım ne kadar mutmain olarak iman ediyoruz? Yani hiç imanımızı sorguladık mı? Evet mutmain olmak ben ne kadar inanıyorum diye sormakla başlar… İman eden nasıl bir tavır ve davranış için de olur? Sorusu aslında bizim ne kadar mutmain olarak yaşadığımıza ve yaşamadığımıza bizi götürür… İnandığınızı düşünüyor ve bu inancın ilkelerini davranışlarımız haline getiremiyorsak!

İman ediyoruz neye, niçin, iman ediyoruz, imanlı biri nasıl davranır? Evet mutmaince iman etmek neyi gerektirir ki? İnandığımız, iman ettiğimiz ilkelere ve degerlere göre yaşamayı, yaşamıyorsak… İnandığımız ilkeleri ve degerleri bilmiyormuyuz yoksa? Aman Allahım san ki öylesine mi iman ediyoruz? Evet buna taklidi iman derler öteden beri ki, bunun için mutmain olmaya gerek yok Anan, baban, aile ve içine doğduğun toplum böyle inanıyor diye inanmak…. Aman Allah'ım ne zayıf inanmadır, bizi bu tarz inanmadan koru… Artık taklidi imanı aşacak kadar bu konuda bilgilere sahibiz, diye düşünüyorum…

Mutmain olarak inanıyorsak, inandığımız ilkeleri biliyoruz demektir, bu ilkelere, ögütlere emirlere inanmamızın gerekcesi bunların yaşadığımız da daha iyi yaşamamızı sağlayacagı ve bu ilkelere göre yaşadığımız da ise, ilahi olarak da ödüllendirilecegimize inanıyorsak ki öyle olduğunu düşünüyor… Ama hayata yansıyan yanı ile imani zayıflıkları görülüyor…

Normal hayatta neden bu kadar kolay ahlaksızlıklarımızla, adaletsizliklerimizle, merhametsizliklerimizle, sevgisizliklerimizle inanç dışına çıkıyoruz? İşte başa dönüyoruz…

Biz mutmain olarak inanıyormuyuz? Bu sorunun cevabını gercege en yakın şekil de vermeliyiz, inanan insan ne yapar diye sormalıyız der, mutmain olarak inanıyorsak inancın gereklerini yerine getirmeliyiz düşünceleriyle selam ve sevgilerimle…

Sıtdık Fani ---- Aralık 14 --- www.vatandasfikri.com