Abit ve Zabit hırkalarını iki Müslüman’a giydirelim, Ahlak ve Adalet Hırkalarını giymezlerse bakın nasıl sonuç alıyoruz görün, görelim, bunun için bu kavramlar ne diyor bize buna bakmamız lazım…Sonra Ahlak ve adalet nedir, Ne kadar uyabiliyoruz…

Önce zabite bakalım, çünkü zabit Müslüman tavrı daha çok yaygın…

Zabit: Rütbesi teğmenden binbaşıya kadar olan asker, mecazen tuttuğunu koparan, dediğini yaptıran, dediğim dedikci tipler, kişi ve kişiler dediğimizde.. Askeri disiplin içinde kendi yaptığını başkasına yaptırmaya çalışan Müslüman tipine zabitler deseki, Kendi grubu, tahrikatı, mezhebi bir doğru bulmuş, kendi yetiştiği kültürel ortamda duyduklarını sorgulamanda kabul etmiş, bu ne kadar doğru, ne kadar dini, dini olanın kaynagı nedir? Gibi sorular sormadan sadece taklidi olarak uymuş ve uyduklarına uymayanları sürekli yargılamış, onlara iyi gözle bakmamış, hatta kimi durumlarda fitneye neden olacak şekilde onları dışlamış, dışlamakla kalmamış düşmanlığa varan şekilde tacizlerde bulunmuş ve dolayısıyla yaşadığı toplumda sürekli sorun olmuş bir Müslüman tipine zabite Müslüman tipi dersek.. Zahit ve abit Müslüman tiplerine bakarak nasıl bir Müslüman tipindeyiz, yada geriden nasıl görünüyoruz? Biz ya öz Eleştirilerle bunu görmeliyiz, yada dışarıdan bize ayna tutan birini dinleyerek bunun farkına varabilmeliyiz… Başkasını yargılama işi bizim işimiz mi, yoksa hesap günündeki mahkemede yaratıcının mı işi, bu soruya cevap ararken, Müslüman tiplerine bakarak devam edelim mi?

Zahit: Kendini ibadete veren, sürekli ibadet yapan, Şeytanın hile ve tuzaklarına, aşırı istek ve tutkulara karşı durabilen, dünya nimetlerine gereğinden fazla bağlanmayıp kendini Allah’a emirlerine ilklerine vermeye gayret eden; bu sayede ahlaken ve ruhen gelişen kimse. Şimdi bu zahit olma hali bizi dünyadan koparırsa, dünya ahretin günah ve sevap, Salih amel ve hayır hasenat tarlasıysa dünya hayatından koparak nasıl Salih amelle, nasıl ahlak ve adalet üzere örnek kişi, insan olacağız ki?!? İşte Denge de olma hali en Müslüman olma halidir dersek yeridir… Abit Müslüman tipine bakarak devam edelim mi?

Abit abdiyet: Allah’a –onun emirlerini yerine getirip yasakladığı şeylerden kaçınma hali, içtenlikle kulluk ve ibadet etme hali, mütevazı, alçak gönüllü olma haliyle hallenme dersek abit olma haline… Kişinin bir varlığa veya bir kimseye isyan etmeden, sadece zulüm yapanlara karşı mücadele eden, bir insan olma ve Müslüman olma hali abidiyet içinde olma hali diyebiliriz… Yaratandan, doğrudan, iyi ve güzel olandan ahlaki ve adaleti olandan yüz çevirmeksizin…. Karşılıksız olarak doğruya, iyiye, ahlaki olana, güzel olan inanç ve düşünceye itaat etmesi, kendi özgürlüğünü onun için sınırlayıp tam bir bağlılıkla onun, ilkelerinin emrine girmesi olarak tanımlayacağımız Abit Müslüman tipi, bize takva ehli bir Müslüman olarak yaşamamıza yardım edecektir, diyerek… Bana kalırsa İslam’ın şartları arasında olması gereken, daha çok başkalarında aradığımız, onlarda göremediğimizde zabitleştiğimiz, aşagıdaki özellikleri kendi özelliklerimiz, karakterimiz yaparak yaşamak önerisiyle, Ahlak ve adalete bakarak yazımıza devam edelim mi?

Adalet: Doğruluk, eşitlik, denklik, aşırılıktan uzak ve dengeli olma, her şeye, kişiye hakkını verme…. Bir işi yerli yerine koyma, hak sahibine hakkını verme, hak, hukuka, yasalara uygunluk hali… Her Cuma hutbe sonrası okunan ayeti buraya almazsak olmaz... “Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Ahlaksızlığı, çirkin şeyleri ve azgınlığı yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” (Kuran, 16/90) “Allah, size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle karar vermenizi emreder…” (Kuran 4/58) Dengeli bir kişilik ve ahlaka sahip olma, aşırılıktan uzaklaşıp her şeye hakkını verme. “Allah, adaletli olanları sever…” (Kuran 49/9) 6. Allah’ın yaratmış olduğu evrende onun istekleri doğrultusunda hareket etme.“Adaletli olun. Çünkü takvaya en uygun olan adil olmaktır…” (Kur’an-ı Kerim 5/8) 7. Haklıya hakkını verip suçluyu da işlediği suça denk bir ceza ile cezalandırma gibi içeriklere sahip olan adalet, üzere yaşayan Müslüman olma Kuran’a göre yaşamaya çalışan Müslüman olabiliriz umuduyla.. Son Olarak Ahlak üzere, yazımızı bitirelim mi?

Ahlak: Huylar, mizaçlar, karakterler, tabiatları etkileyen bunardan etkilenen, İnsanın yaratılışından gelen özellikleri ile insanların iyiliğini ve mutluluğunu hedef alan kuralların hayata geçirilmesi ile kazanılan iyi ve güzel davranışlara ahlak dediğimizde bir Müslüman bunlardan nasıl uzak durabilir ki!?!? Grupsal cıkarlar için nasıl ahlaksızlıklara göz yumar ki? “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Hadis) diyen Peygamberin ümmeti, takipcisi olan bizler güzel ahlak ile hem hal olamazsak nasıl iyi bir İnsan, bir Müslüman olacağız ki?!?! Davranışlarımızı İyi veya kötü olarak vasıflandırmamıza yardım edecek olan ahlaki ilkleri, kendi ahlak sistemimiz içinde yaşayarak, ayrıca evrensele de etik ilkeler olarak sunamaz ve yaşayamazsak biz hep yarım yamalak bir Müslüman olmazmıyız? İyilige Mutluluğa yol açan manevi nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya konulan iradeli davranışlarının bütününe Ahlak dediğimizde… “İnsanların en hayırlısı ahlakı güzel olandır.” (Hadis) Ahlak bilimi konusunda çalışan felsefi alan etik ile yapılan çalışmalara da ahlak, etik üzere de felsefeyle Ahlaki, etik ilkeler üretmek üzere çalışmalara da ahlak çalışmaları diyerek…

Biz Müslümanlar olarak zabit degil abit olmalıyız, zabit degil zahit olmalıyız Ahlak ve adaleti kuşanarak kişisel ve toplumsal hayata girmeliyiz, örnek olmalıyız… Dini düşünceyi ve inancı Ahlak ve adaletten ayırırsan dört ayagın ikisi olmazsa ve biz bu sefer başkalarını yargılama onları hızaya getirme işine odaklanırız ki.. Şuanda Müslümanların coğunluğu bu tip zabit Müslümanlardır diyerek.. Abit ve Zahit karakterleriyle Ahlak ve Adalet ilkeleri Üzere yaşama önerisiyle.. Selam ve Sevgilerimle..

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

M.Kemal Atatürk