|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
DİNİN YANSIMASI |
DİNİN KİŞİYE/TOPLUMA YANSIMASI
Din, yaşandığı kişi de ve toplumda bazı yansımaları olması beklenir, dinin yaşandığı topluma barış ve mutluluk, huzur getirmesi beklenir, bu anlam da kişiye ve topluma din nasıl yansımaktadır/yansımaktadır?
Bana göre din kişiye ve topluma şöyle yansıması lazımdır, kişiye ibadet ve ahlak adalet olarak yansıması gerekirken, topluma da Adalet ve ahlak olarak yansıması beklenir… Din yaşandığı toplumları, kişileri barışa, huzura, paylaşmaya, birliğe, kardeşliğe davet eder kişiler ve toplumlar da bu davete iman ederek icap ederler. Davete icap eden kişiler ve toplumlarda dinin etkisi görülmesi beklenir, bizde ne kadar etkisi görülmektedir, yada nasıl görülmektedir?
Din kişiye ibadet, adalet/ahlak olarak davranışlarına yansır, yada yansıması beklenir bizde ister kişisel, ister toplumsal alan da ahlak/adalet sanki uzun dönemdir tatile gönderilmiştir. İmani sorumluluklar adalet ve ahlak alanına yansıtılamamıştır… İbadet tarafın da ise din sadece ibadet olarak anlaşılmaktadır, öte yandan din gün de bilmem kac defa üç beş kelimeyi tekrara indirilmiş, elinde zikir matikle söylediği kelime sayısıyla övünen Müslüman tipi ortaya çıkmıştır… Oysa ki müminlerden adalet ve ahlak davranışı sergiledikçe zikir matigin düğmesine basması beklenmektedir… Dindar görünenler aracılığıyla din alanın da yaşanılan bu olaylar toplumun dini duygularını erezyona uğratmaktadır. Hepimiz biliriz ki din barış önerir hem müminler arasın da hemde anlaşma yaptığımız toplumlar arasın da, barış içindemiyiz? Din sevgi ve saygı önerir biz seven ve sayan mıyız, yoksa nefret ve kin mi duyuyoruz? Bu soruları siz cevaplayın ben cevaplarken utanıyorum… Kişi ve toplum olarak ister kişisel ilişkiler de dinin farz ettiği ahlak ve adalet aşamalarının neresindeyiz? Toplumu incelediğimiz de kanıksanmış adaletsizliklerle karşılaşırız… Bir iş yeri sahibisiniz, asgari ücretle kişileri çalıştırıyorsunuz, ama kendiniz, karınız, çocuğunuz neredeyse ev halkının hepsinin bindiği araba fiyatları 2000 asgari ücretlinin maaşı kadar tutuyor… Din emeğe saygıyı farz ederken, çalışan herkesin ödül alacağından bahsederken, siz ödülleri, nimetleri sadece kendinize, külfetleri ve zahmetleri ise asgari ücretle çalışanınıza yönlendiriyorsanız, bu paylaşım ne kadar adil, ne kadar ahlaki? İbadetle, tövbelerle bunların affedileceğini bekliyorsanız, düşünüyorsanız rutine bağladığınız adaletsizlikler ve ahlaksızlıkların affedilmesi Allah’ın adaletine ters düşeceğini düşünmenizi öneriyorum… Bugün tövbe ederken aynı davranışı yarın yapacağınızı sizde, Allah da biliyorken bu tövbenin nasıl kabul olacağını bekliyoruz, bekliyorsunuz? Allah adaletsizleri ve ahlaksızları islah etsin çalışanları kölelikten kurtarsın… Din köleliğe karşı değil mi hala günümüzde köleler mi var, yasal anlamda kölelik yok ama ekonomik anlamda kölelik devam ediyor… Hatta ekonomik anlam da en alt gelir grubundakilerin durumu kölelikten daha kötü olduğunu iddia ediyorum ve gerekçelerim… Bir, kölelerin barınak, belenme, giyim sorunlarını köle sahipleri çözmek durumundaydı, şimdi ise 1050 lira vererek bu sorumluluklardan kurtulduklarını düşünüyorlar… Zekat seviyesinde ücret ödendiğini söylesem abartmış sayılmayacağımı düşünüyorum.. 1050 lirayla ne yapılabilir, karnını doyuracak, barınma ve giyim sorununu çözecek, elektrik, doğal gaz gibi yakıt sorunlarını çözecek, su ve telefon faturalarını ödeyeceksin, çocukların eğitim ve sağlık giderlerini halledeceksin ve hepsini bu 1050 lirayla yapacaksın köleler bile bugün ki asgari ücretliyi görmüş olsalardı üzülür ve onlara göre şanslı olduklarını düşünürlerdi… Adalet nerede, Ahlak nerede dinin temeli ne dersek, din topluma nasıl yansımalı dersek? Ne diyeceğiz şaşkınım…
İmanlı birinden beklenen, yaşadığı ortamlarda ve toplumlar da ahlak ve adalet üzere, iyiliğe, güzelliğe, doğru davranışlara neden olacak şekil yaşayarak, kişilerin mutluluğuna, toplumların huzuruna neden olacak şekilde yaşama sorumluluğu vermesi beklenir dinimizin… Din bizde ne gibi değişikliklere neden oldu? İbadetler bizde ne gibi değişimleri tetikledi? Din sadece öbür dünyayı mı düşünmektir?
Din yaşanılan hayatın içinde yaşanır ve Ahlak Adaletsiz din de olmaz, biz yapar ve yaşarsak Allah buna razı olmaz, Allah adalet ve Ahlak üzere yaşayan imanlı kullarından olmayı nasip etsin ve bizden razı olsun… Selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani – Aralık 15 – www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|