CEMAATLERİN EGİTİMDE YAPTIKLARI HATALAR

(Darul Harp, Kafir Devlet)

Devletin verdiği dini eğitimini yetersiz bulan cemaatler merdiven altı eğitimle kendi eğitimlerini vermeye öteden beri devam ettiler… Bu eğitimle kendi anlayışlarına dayalı dini bilgileri verirken, aynı zamanda toplumsallaşmaya dinamit koyan iki bilgiyi de verdiler ki… Gercekten de nasıl bir dinamit konduğunu 15 Temmuz da gördük, bu dinamit tehlikesi devam ediyor, çünkü bu merdiven altı eğitimden gecelerin sayısı az olmasa gerek.. Bu eğitim devam etse gerek, eğitim toplumsallaşmaya  neden olması beklenir, istenir ama şu iki kelime ve alttan alta verilen dinin en iyi yorumunu bizim cemaat yapar, devlet kafir devlettir, demek düşman demenin başka yoludur, bizim cemaat dini en iyi  anlar demek, başka cemaatlerin dini anlayışının sakatlığına işaret eder, bu işaret ise onları birazda zorlamalarla din dışı bile ilan etmeye kadar gidilebilir… Gidenler varmıdır, yokmudur, siz İslami cemaatler üzerine küçük bir araştırma yapın öğrenin derim.. Şimdi dönelim kafir devlet, darül harp kavramlarına ….  

Darul Harp, İslam hükümleriyle idare edilmeyen ülke, Müslümanlara Zulüm edilen ülke, Müslümanların can, mal, Nesil, Akıl, Din kaygısının olduğu ülke ve ülkeler diyebiliriz… Bunlara zorlama yorumlar yaparsanız, bu kuralların birinden  birinin mutlaka ihlal edildiğini aşağı yukarı her ülkede göreceksiniz..  O zaman dünyada Darül İslam ülkesi varmıdır dersek, yoktur diyebiliriz… Her ülkede özellikle de İslam topluluklarının yaşadığı ülkeler de özellikle can ve mal emniyeti yok, akıl ise düşünmedikten sonra ulaştığı düşünceleri ifade edemedikten sonra olsa ne yazar olmasa ne yazar…  O zaman Bu iddiaya ben cevap veriyorum Türkiye dışında ki her İslam Ülkesi İslam İçin darul harptir…

Kafir devlet ise Müslümanların inancına saygı duymayan devlettir, bu devlet nerede vardır, laik devletler inançlara saygı duyar, inançların çatışmaması için laiklik tercih edilmiştir… Yani dini inançların kendi aralarında çatışmaması yada devleti, iktidarı ele geçirme için çatışma çıkarmamaları için oluşturulmuş bir siyasal kavramdır… Şimdi a meshebi devletin iktidarını ele geçirirse, b, meshebine baskı ve zulüm uygularsa ne olacak? Burası bir meshep için darul İslam diğeri için darul harp olacak…  Genelde de böyle olur, biz hangi grubun devleti ele geçirmesine izin vereceğiz… İktidarı ele geçirme söz konusu olunca, hiç birinin bir digerine saygısı yok, siyasal iktidarı ele geçirme çatışması ta Kerbeladan da önce vardı, günümüzde de var… Bu nedenle bu çatışmayı siyasal olarak barışçıl bir şekil de tutmak istiyorsak… Anayasal hakları devletle yapılan sözleşme sayacagız ve bu sözleşmeye uyacagız, başka türlü fitne nedeni oluruz... Demokrasi ve laiklik üzerine iyi durmamız lazımdır…

Böyle kafir devlet, zorlamayla, darul islam, darul harp gibi uç yorumlar yerine hayatın iç içe geçtiği, toplulukların birbirinin inancı ve düşüncesine saygı duyduğu demokratik hukuk kurallarının uygulandığı sistemleri akıl yoluyla da bulabiliriz… Bulduğumuz sonuçlar, ulaştığımız sosyal seviye toplumsal barışa uyuma hizmet ediyorsa kafirlik deyip uzak mı duralım?  İnsanların barışı ve huzuruna, refahına katkı sunmak için ortaya çıkarılmış Siyasal kavramlara ve devletimize siyaset yöntemlerine, bu sıfatları yakıştıranları kınıyorum… Bu vatan kimin, bu devlet kimin biz Müslümanların değil mi? Dâru'l-karâr alarak,  Türkiye’mizi Dâru'l-Müttekîn yaparak, Darul barış için de yaşamak dileğiyle selam ve sevgilerimle…

Sıtdık Fani --- 20.10.16 – www.vatandasfikri.com