ÖLÜMÜN RENGİ
Can yaşar, can ölür, dünyanın her yerin de düzeni budur, önemli olan yaşadığımız zaman(ömür) içinde iyi yaşamaktır… İyi yaşamaktır dediğimizde hemen aklımız bizim iyi yaşamamız gelir, gelmeli de önce biz bizden sorumluyuz değil mi? Şimdi iyi yaşamak vardır, bir marka giyersin, istediğin lezzetli yemekleri yersin daha gösterişli evlerde yaşarsın daha gösterişli arabalara binersin, daha pahalı tatil yerlerinde tatil yaparsın bu yaşamın içinde sadece ben/sen yaşıyorsak kendimizce iyidir bunlar… Asıl sorun şurada!!
Ya başka canlar bizim iyi yaşamamız için kötü yaşıyorsa, biz bencillikle başka haklara tecavüz ederek, onların kötü yaşamasına neden oluyorsak… Biz lüks içinde yaşayalım derken birlikte yaşadığımız kişilerin kötü yaşamasına neden oluyorsak… Bu konu üzerine ölmeden iyi düşünmemiz gerekir diye düşünerek!!!!??? Ölüm üzerine düşünmeye devam edelim mi? Ölüm kaygısı olanlar varmış, haklılar ama zorunlu sonuç için bu kadar kaygılanmaya değmez, ne yaparsan yap, ne kadar düşünürsen düşün sonuç belli ise daha rahat davran… Bizim için ölüm varsa biz yokuz, ölüm yoksa biz varız ölüm için kaygılanmaya gerek yok, hazırlanmaya gerek vardır.. Bu nasıl olur derseniz, bence şöyle…
Ölüm dünyanın her yerinde iyi karşılanmaz, sadece yüksek idealler için ölenlerin Tanrı katında iyi karşılanacağı varsayıldığı, inanıldığı için azda olsa acımız hafifler… Ölümün rengi her kültürde aynıdır derken, insan için acı, acıdır, acıtır, bu nedenle ölüm bize aynı dille konuşur, bu dilin adı Acı’dır… İşte tamda bunlara dayanarak iyi yaşanmalıdır, bu iyi başka bir iyidir, can için iyidir, insan için iyidir, içinde yaşadığımız toplum için iyidir, daha dar bir alanda düşünürsek ailemiz için iyi olandır, toplamda bu kadar iyi olan bize de iyi olarak yansıyacaktır… İyi olan nedir, bunu genel olarak kültür belirler, bizim içine doğduğumuz toplumun iyileri iyi, kötüleri kötüdür dersek, bunların yerel iyiler olduğunu bilerek… Birde genel evrensel iyilerin olduğunu mesela insan hakları, vatandaş hakları gibi iyiyi bilerek iyi yapmak, kötülüğü bilerek uzak durmak ilk önce insan sonra, Müslüman olarak görevimizdir..
Biz bizim dinimizin iyi dediklerini iyi kabul edecek olursak, bir insanı öldürmenin tüm insanları öldürmek gibi günah, (Günah kötü olandır) bir insanı yaşatmanın da bütün insanları öldürmek gibi sevap(Sevap İyi olandır) olduğunu düşünürsek iyi nedir kötü nedir bu alanda ölçümüz olur… Yolda kalmışa yardım et, yoksulu doyur, doyurulmasını teşvik et, çalışanlarınızın hakkını ver, birlikte yaşadıklarınıza iyi davran gibi… Bütün bunların ve daha fazla iyiliklerin yaparak yaşanabilmesi için de içinde yaşadığımız toplumu (aile, mahalle, ilçe, ülke) vatandaşları sevmemiz, saygılı davranarak da kendimizi sevilecek hale getirmeliyiz ki iyi yaşamış olabilelim değil mi? Son olarak..
İman etmek ölerek gittiğimiz yerde bir hesap günü olduğuna inanmaktır, iman ederek yaşamak da o hesap günü için iyi yaşamaya karar vermek ve yaşamaktır… Aşağı yukarı iyilik nedir, kötülük nedir hepimiz biliyoruz, bile bile iyilik mi yapacağız, kötülük mü? İşte burada irade ipi elimizde karar vermek bizde, bence ölüm bizi çağırmadan, mezar bizi almadan, iyiliklerimizle yaşayalım ve dünyada yaşayanlar bizi iyi ansın, ahirette de iyi karşılanalım öneririm, dilerim… Selam ve sevgilerimle…
Sıtdık fani – 19.1.19 – vatandasfikri.com
|