Hanginiz MUHAMMED? (Hanginiz Efendi?)
Sorunun anlaşılabilmesi için, bu soruya kaynaklık eden rivayete, önce bir bakalım mı? Rivayet şudur ki… “Peygamberimiz bir gün sahabelere verdiği bir ziyafet sırasında, onlara hizmet ederken, uzaklardan geldiği anlaşılan bir atlı, Peygamberimizin meclisine yaklaşıp: ‘Bu kavmin efendisi kimdir?’ diye sordu. ‘Bu kavmin efendisini arıyorum’ dedi. Allah’ın Resulü ‘Benim’ demedi. O sırada sahabelerine su dağıtmakta olduğundan, atlıya şöyle cevap verdi: ‘Bir kavmin efendisi, ona hizmet edendir!” (Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2:463).
Siz bizim toplumda böyle bir lider görüyormusunuz, taraftarının, kitlesinin büyüklüğü küçüklüğüne bakılmaksızın hemen hemen, bir, iki istisna dışında herkes, kendi grubunun içinde lider olarak çok ayrıcalıklı, mağrurca, birçoğu kibirlice bir konumda… Ne hizmet etmesi hizmetin kralını taraftarlarına ettiriyor…
Dışardan gelen birisine bu soruyu, sorduran Peygamberin Dini öğretisine inandığımızı söylüyoruz ama bu öyle bir soru ki, sorulunca bütün kastlar yıkılması, hiyerarşiler yerle bir olması lazımken… Allah katında eşit kul olduğunun göstergesi olarak kullar arasında da birlikte aynı şartların gereğinin yaşanması gerektirmez mi?
Bu Peygamberin Ümmetinden Olduğunu İddia edenlerin, bizlerin mağrurlukla taşıdığı rütbeleri sökmeleri gerekmez mi, kibirli kasıntılı, küçük dağları ben yarattım büyükleri Allah yaratmış edasıyla dolaşmalarına ne diyebiliriz ki? Hey kibir abidesi, bu davranış, Peygamberin, onun getirdiği Dine inanların davranışı değil…
Bu nedenle bu soruyu “Hanginiz Muhammed?” sorusundan sonra Hangimiz Muhammedin öğretisine ne kadar uyuyoruz, üzerine çok düşünmeliyiz.
İçinde yaşadığı topluma karışıp gitmiş bir yöneticiye “Hanginiz Muhammed?” diye sorarken, toplumuyla benzeşmiş bir önder, lider, onlarla eşit, ama farkını, yaşam tarzına dayandırdığı ilahi mesajdan, yüksek ahlak, adalet ve karakterden almaktadır ve bu özellikleriyle herkesten ayrılmaktadır…
Bu farkıyla Peygamber mesajı yaşayarak, davranışlarında uygulayarak örnek oluyorken, günümüz ileri gelenleri, hali vakti iyi olanları, acaba hali vakti kötü olanlarla aynı mekanlarda ne kadar yaşıyorlar, varsıllıklarını, yoksulluklarla ne kadar paylaşıyorlar, toplumlarına karşı sorumluluklarını yerine getiriyorlar mı? Yukardaki rivayette olduğu gibi…
Dışarıdan bakıldığında hali vakti yerinde olanlarla, olmayanların farkı fark edilmeyecek kadar yakın durmanın toplum olmanın, vatandaş olmanın, ümmet olmanın gereği bilincini, bu sorumuzdan anlıyoruz…
Aslında hem Kuran Mesajından, hem de Peygamberimizin yaşayışından Mümin Müminin kardeşidir sık sık işlenmiştir, camide aynı kıbleye saf tutarken, hacda ihrama girerken, ölünce kefene sarılırken kimseye, ne kadar malın, paran var, hangi hiyerarşik üst makamdasın diye sorulmaz değil mi? Buralarda makam ve mevkiler yoktur, buralarda kim lider, kim makam sahibi belli değildir… Burada sadece imam bir adım öndedir, oda ibadetin gereğindendir… Normal hayatın içinde yaşarken birbirimize yakınlaştıkça karşılıklı sevgimiz ve saygımız artacak, içinde yaşadığımız toplum bizden, bizde toplumumuzdan razı olacağız ki…. Allah bizden razı olsun… Bunun için “Hanginiz Muhammed Sorusundan” “Hangimiz Muhammed’in” takipçilerine benziyoruz, onun getirdiği mesajı önemseyerek yaşıyoruz??? Nihai olarak… Toplumun alimi ilmiyle toplumun içinde yaşamazsa, yaşamıyorsa, zengini malıyla toplumda yaşarken, malsız mülksüzleri korumuyorsa, yöneticilere yönetilenler ulaşamıyorsa, yönetimler adaletten ve ahlaktan uzaklaşmışsa… Bu soru üzerine, her gün düşünelim yada her gün göreceğimiz yere bir küçük tablo olarak asalım… “Hanginiz Muhammed?” Sorusunu sordurtacak kadar toplumumuzun içinde olalım…
Para, Makam, Mal sevdasıyla hem ilahi mesajından, hem de toplumdan uzaklaşıyormuyuz? Bu sorulara samimi cevaplar verelim, uzaklaştığımız değerlere geri dönelim, önerilerimle, dileklerimle selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani – 31.10.18 – vatandasfikri.com
Kaynak : http://www.ihsaneliacik.com/2009/08/12/hanginiz-muhammed/
|