FIRANSA DAN TALİHSİZ BİR KÜLTÜREL YARGILAMA ve ACIKLAMA
Fransa’da Kur’an-ı Kerim içinde düzenleme öneren açıklamayla ilgili ne diyebiliriz, sizin kutsalınız yok, sabiteleriniz yok, bizim Kutsal kitabımıza da aynı şekilde yaklaşıyor olabilirsiniz… Bu sizin İslam Dini ile ilgili bilgilenme anlayışınız olabilir, Kendi okullarınızda ders müfredatlarınızı da düzenleyebilirsiniz… Biz sizin eğitim ve kültürel alanlarına karışamayız… Biz, biliyoruz ve inanıyoruz ki, bu kitap bizim için kutsal, sizin için kutsal olmayabilir… O zaman bırakın biz kutsalımızı kendimiz okuyalım, anlayalım, yorumlayalım… Siz nasıl yüz yıllardır konsülleri topluyor dine istediğinizi sokuyor, istediğinizi çıkarıyorsanız, bizden de aynı şeyimi bekliyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz, haddinizi aşıyor, bizim dinimizi nasıl anlayacağımıza müdahale ediyorsunuz… Oysa biz şöyle inanıyoruz, “Bu ilahi kelam, hiçbir harfi değişmeden günümüze kadar gelmiştir, kıyamete kadar da değişmeyecek ve değiştirilemeyecektir” değiştirmeyeceğiz de… Bizim inanç konumuza yaklaşırken, kendi ölçünüzle değil, bizim ölçümüzle yaklaşırsanız seviniriz…
Kuranı Kerimi ve Müslümanları Yahudi düşmanlığıyla suçlayacak kadar işi ileri götüren Fransa da bazı kişi ve kurumlar, acaba şunu nasıl es geçtiler… En çok Yahudi düşmanlığını Avrupalılar yapmıştır.. Dini konularda karşılıklı öyle veya böyle rencide edecek ifadeler kullanmak istemiyorum, ama tartışmayı siz başlattınız bunu hatırlatıyorum… Sizin kutsal kitabınız çok barışçıldı da, onu yanlış anlayarak, Yahudilere en çok zulmü yine siz, yapmadınız mı?
Yada Yahudilerin Kutsal Kitabı çok barışçıda bizim ki barış da hayır vardır demesine, savaşa izin verirken bile adalete, ölçülülüğe vurgu yaparken, davet ederken bunları görmeyerek inanç ve kültür alanında böyle bir müdahale hakkını kendinizde görmeniz… Sanırım emperyalist alışkanlıklarınızdan, kibrinizden olsa gerek..
Şu ayetin mesajına bakın, “haksız yere bir insanın öldürülmesi bütün insanların öldürülmesi; bir insanın yaşatılması ise bütün insanlığın yaşatılması gibidir” mesajı canı, canlıyı yaşatma cabamızın göstergesidir… Çatışma içinde ki, yurdu işgal edilmiş ülkelerin de can hıraş saldırılan Müslüman, sadece karşı saldırılarını dünya kamuoyuna taşıyarak Müslümanların Dinlerinden kaynaklı bir durum gibi sunmayı ahlak yoksunluğu olarak gösterebiliriz… Yurdu işgal edilen toplumların saldırganlıklarını görürken, o ülkelerde işgalci olarak bulunanların başvurduğu işkenceyi, katliamları, neden görülmüyor ve onları barışa davet etmiyorsunuz anlamış da değilim…
Tarihi vesikalar, Yahudilerin ve başka farklı inançlara mensup insanların, ayrımcılık ve zulme maruz kaldığında Müslüman toplumlara özellikle daha çok Yahudilerin sığındığını da hepimiz biliyoruz, siz daha iyi biliyorsunuz…
Kendi Önyargılarınıza Dayalı Olarak, Müslümanların Temel Hak Ve Hukukunu Tehdit Edecek Kadar Sınırsızca, Bizim İnanç Ve Kültürü Alanımızda Değişiklikler Yapmak Ve Önermek, Kültürel İç İşlerimize Karışmanın Uç Örneğidir… Kültürümüzü Bize Bırakın, Biz Okuyalım, Biz Anlayalım, Biz Yaşayalım, Bize Barışçıl Yaklaşanlara Karşı Barışçıl Yorumlayalım, Bize Düşmanca Yaklaşanlara Karşıda Düşmanca Yorumlayalım… Biz Müslümanlar Barış İsteyeceğiz Ama, Ülkelerimiz Topraklarında Yabancı Askerler Kol Geziyor, Biz Müslümanlar Barış İsteyeceğiz Ama, Ülkemizin Zenginlik Kaynakları Sömürülüyor, Bu Şartlar Altında Nasıl Barış İsteyeceğiz Ki? Bu Yaşananlar Bizi Üzüyor, Sizin İnancımızı Kafanıza Göre Yorumlamanız Da Bizi Üzdü, Dünya Barışını Bozacak Bu Tür Provakatif Eylemleri Şiddetle Kınıyor Ve Öncelikle Fransa Kamuoyunu, Devamın Da Tüm Dünya Kamuoyunu Daha İnsaflı Ve Hakkaniyetli Olmaya Davet Ediyoruz.
Sıtdık Fani ---7.5.2018 ** vatandasfikri.com
|