|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
KERBELA KATLİAMI / MUHARREM AYI - 1 |
KERBELA KATLİAMI / MUHARREM AYI - 1
(Hicri -10 Muharrem 61)
KERBELA OLAYINA DA NEDEN OLACAK OLAYLARIN BAŞLAMASI
Hz. Muaviye'nin ölümünden sonra Yezid'in halife olmasına başta Hz. Ali'nin yönetim merkezi seçtiği Küfe'deki halk olmak üzere Müslümanlar tepki göstermişti. Şura ve seçim sistemine dayanmayarak Yezid'in halife olması Müslümanlar arasında ayrılıklar çıkacağına bir işaretti. Öncelikle Hz. Ali'ye bağlılıkları ile bilinen Küfe halkı Hz. Hüseyin'e bir mektup yazarak onu Küfe'ye davet etmişlerdi. Emeviler döneminde Şam'ın başkent seçilmesi, fetihlerin merkezinin bu şehrin olması eski başkentin gelirlerinde azalmaya yol açmış ve siyasi önemini kaybetmişti.
Hz. Ali'ye bağlılığı ile bilinen Müslim bin Akil ve Hani bin Urve'nin Küfe'ye yeni atanan Emevi halifesi Ubeydullah tarafından öldürülmesi tepkilere neden olmuştu. Hz. Hüseyin başta Abdullah bin Abbas tarafından Küfe'ye gitmemesi konusunda uyarılmış hatta tarihi kaynaklara göre devrin şairi Ferazdak "Küfe'ye gitme, onların gönlü seninle fakat kılıçları Ümmeyye oğullarıyladır" demişti.
Olay kendisinden sonra Mu'aviye oğlu yezit'i velihatlığına atamak için Suriye halkını yezit'e biat'a davet etmesiyler başlar. Bunun üzerine Mekke de Mervana Mektup yazar. Bu mektubu alan Mervan şöyle bir Hutbe verir, Emrü'l Mü'minin Ebu Bekir ve Ömerin sünnetine dayanarak oğlu yezit'i size halife tayin etmeyi uygun gördü, derken Ebü Bekir'in oğlu Abdü'r-Rahman ayaga fırlayarak, "Bilakis bu Kayzerlerin ve Kisraların adetidir; Ne Ebü Bekir ne de Ömer evlatlarını ya da akrabalarını halife tayin etmiştir" diyerek ilk itirazı yapmıştır…
51 senesin de Mü'aviye hacca gitti ve oğlu için söz aldı… Sonra Ömer'in oğlunu çagırttı ve şahadet getirdikten sonra şunları söyledi…"İmdi Ey İbni Ömer, Sen bana bir emir olmadan tek bir gece gecirmek istemediğini bildirdin. Bu yüzden müslümanlar arasında ayrılık cıkarıp huzurlarını bozmaman husunda seni uyarıyorum…
Bunun üzerine İbni Ömer…
Senden evel de oğulları olan halifeler oldu, senin oğlun da onların oğullarından daha iyi degildir. Lakin onlar senin evladına layık gördüğünü evlatlarına layık görmediler… Bilakis Müslümanlar için kimin hayırlı olduğuna inandıysalar, Onu seçtiler. Şimdi beni sen mi Müslümanlar için fesat cıkarırım diye uyarırsın? Haşa benim böyle bir niyetim olmaz. Ben Müslümanlar için sade bir adamım: Eger onlar bir mevzuda anlaşırlarsa, şüpesiz ki ben de onlara katılırım…
Mü'aviye "Allah sana rahmet versin dedi" ve İbni Ömer gitti…
Sonra Mü'aviye Ebü Bekir'in oğlunu Cagırttı… Sonra konuşmasına başladı, lakin Ebü Bekir'in oğlu lafı kısa kesti ve Müaviyeye şunları söyledi…
"Senin arzu ettiğin, oğlun için yaptığın şey için seni Allah'a övmemdir. Fakat bunu yapmaya hiç niyetim yok. Yemin olsun ki, bu meseleyi Müslümanların Şürasına götürecegim, ya da bunu tekrar, tekrar senin önüne getirecegim… Sonra kalkıp tam gidecekken Mü'aviye "Allah'ım bildigin gibi yap, beni ondan koru" dedi ve şöyle devam etti..
" Yavaş ol bakalım delikanlı! Taki ben akşam vakti onlara senin biat ettiğini söyleyene kadar, sakın ola Şam halkının gözüne görünmeyesin; zira benim sana hak ettiğin gibi davranmamı beklemelerinden korkarım. Sonra nasıl istersen öyle yaparsın…
Sonra Zübeyr'in oğlunu cagırttı ve ona şunları söyledi…
"Ey İbni Zübeyr, sen bir delikten digerine sıçrayan, pek maharetli bir tilkisin, bu ikisine de akıl öğreterek, cesaretlendirerek, onları kendi kanaatları hilafında yürüten de sensin"
İbni Zübery şöyle dedi… "egerki iktidardan yorgun düştüyseniz, o vakit bırakınız ve başımıza oğlunuzu getiriniz ki, ona biat edelim. Eger hem size hemde oğlunuza beraber biat edecegimizi düşündüyseniz, ikinizden hanginizi işitmeli ve itaat etmeliyiz? İkinize birden asla biat edilemez" dedi çekip gitti…
Böylece Mü'aviye minbere çıktı, Allah'a hamdüsena ettikten sonra, şöyle konuştu: " Hepiniz İbn Ömer'in, İbn Ebü Bekir'in ve İbni Zübery'in Yezit'e biat etmediklerini itdia eden, yanlış yola sapmış olanların sözlerini işittik. Şüpesiz ki onlar işitmişler ve yezit'e biat etmişlerdir.
Lakin Şam halkı, "Vallahi şahitler huzurunda biat etmedikleri sürece biz bu işe razı olmayız, yoksa gider boyunlarını vururuz dediler". Bunun üzerine Mü'aviye "Süphanallah insanlar Kuveyşin şerri için ne kadar da hızlı dedi." Sonra da bu lafı hiç birinizden işitmeyeyim" diyerek minberden indi…
Cemaat, "İbn Ömer, İbn Ebü Bekir, İbni Zübery biat etmişlerdir" dedi. Fakat onlar "vallahi biz biat etmedik dediler" Lakin cemaat bilakis etmişsiniz" dedi… Böylece Mü'aviye ne istişare, neden şaitler önün de biat almadan (bir kimsenin egemenliğinin tanınması) ne meşveret yapmadan oradan ayrıldı, Şam'a doğru yola cıktı… Sanki onay havası almış havasını yalanlarına dayanarak devam ettirdi. Allah bizi iktidar hırsından, yalan yere tanıklık yapmaktan korusun dileklerimizle bu konuya devam edecegiz, selam ve sevgilerimle…
(Ortak sevinçler, ortak hüzünler, ortak bir toplumsal bilinç geliştirir. Fikri Adil)
Sıtdık Fani – Kasım 2014 (10 Muharrem 1436) www.vatandasfikri.com
Kaynaklar
1- Celâlettin Suyüti- Halifeler Tarihi - Ötüken yayınları ( Çeviren Onur Özatağ) Sayfa 200-216
2-http://www.dunyabulteni.net/tarih-dosyasi/236236/kerbela-katliami-nasil-gerceklesti
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|