Bizler insanlar, Müslümanlar için ayrı bir kıymeti olan üç ayları idrak ediyoruz, önümüzdeki Pazartesi gününü Salı’ya bağlayan gece, hikmetli ve verimli olduğunu düşündüğümüz, berat gecesini, kandilini kutlayacağız… Çevremizi rahatsız eden, dünyamızı kirleten, ruhumuzu inciten her türlü hatadan, yaratılış gayemize dönmeye… Birlikte Yaşadıklarımızın ve Allahın rızasından bizi uzaklaştıran her türlü fesattan/fitneden, kötülükten, kısacası günahtan berat ederek Allaha sıgınacağımız bir geceyi verimli geçirmek önerisiyle… Bu mübarek (verimli) geceyi, deprem sebebiyle mahzun olan gönüllerimize, gönüllere acıyla kavrulan yüreklerimize, yüreklere bizat orada depremi yaşayarak büyük bir sınav yaşayan vatandaşlarımıza bir teselli, bir ferahlık, geleceğimize yönelik bir umut vesilesi kılınsın duaşarıyla ve kılmak maksadıyla yaptığımız yardımlarla… Bizlerde birbirimizin umudu olmak adına, bu depremi yaşayanların, yaralarını sarmak maksadıyla, yardımlarımızı, dualarımızı esirgemeyelim… Bu zamana kadar gördüklerim, vatandaşlarımızın, yaraları sarmak için seferber olduklarıdır, bu sorunla karşılaşan vatandaşların sorunlarını aşıncaya kadar, bu şu demektir, orada eski düzen, hatta yeniden daha iyi düzen kuruluncaya kadar, o bölgeye yardımlarımız devam etmelidir… Bu yardım anında, devletin kurumları arasında, vatandaşların kurduğu sivil toplum örgütleri ve cemaatler arasında ayrımcılık yapmadan… Sadece vatandaşların yaptıkları yardımlar, bu sorunu yaşayan vatandaşlara ulaşıyormu, ulaşmıyormu bunun denetimi yapılarak, tüm yardımların önü açılmalıdır… Diger yardımlar engellenerek prim toplanacağı düşüncesi, varsayımı varsa, bundan acilen vazgeçilmelidir…Bu felaket karşısında umutsuzluğa düşen vatandaşlarımızın, hem merkezi devlet kurumlarıyla, hem yerel yönetim devlet kurumlarıyla, biz vatandaşlar yardımlarımızla orada yaşayanlara umut olunmalıdır.

Degerli Vatandaşlar!!!

Kutsal kitabımız Kuran, bir ayetinde bize şu mesajı vermektedir:””O, (insanlar) umutlarını kestikten sonra, yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, hakiki dosttur, övülmeye layık olandır. Şûrâ-28”” O rahmetiyle umutsuzlukları örtecektir, biz buna inanır ve buna göre umutla yaşar, olağan üstü durumlarda olaki umutsuzluga düşülme noktasına gelen kişilerin umudu olmaya çalışırız… Biliriz ki umuttur insanı yaşatan, iyi ve güzel olanı ummaktır bizi hayata bağlayan, iyi güzel olanı yapmaktır insana yakışan…Temelsiz düşünmek degil, yaşanılan gerçeklerden kaçış hiç değil, bizzat sorunları aşma enerjisidir umut… Acıların, sorunların, verdiği sıkıntıları aşmak için umut olması gerekir ki kararlılıkla yeniden ayağa kalkmak, gelecege doğru, kişi ve toplum olarak emin adımlarla ilerleme mücadelesinin adıdır umut…

Aynı Ülkenin vatandaşı, Aynı Peygamberin Ümmeti, aynı Kitabın iman edeni, aynı kıbleye yönelenler olarak birbirimizin umudu olmalıyız. Şu soruyu zaman zaman kendimize sormalıyız, eşe dosta hatırlaymalıyız biz kimin umuduyuz, olası bir zor şartlararımızda kim bizim umudumuz olacaktır? Bu bilinçle darda kalanların yanında bir şefkat eli, ona kol kanat geren bir koruyucu bir umutvarı olmak bizim sorumluluğumuzdur…

Bu sorumluluk bilinciyle hem kendimiz umutsuzluga düşmemeliyiz, hem de yaşadıkları zor şartlar nedeniyle umutsuzluk ve umut arasında kalan vatandaşlarımızı umut dairesinde kalmalarını sağlayacak infak, yardım, fitre, zekat, gibi nakdi ve ayni yardımlarla, bağışlarla, dayanışmalarla onların yaşadıkları sorunları aşmalarına yardımcı, umut olmak dilegiyle.. Selam ve Sevgilerimle…

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

M.Kemal Atatürk