AKILLA, BİLĞİYLE YARIŞ
Biz Müslümanlar, akıl işini çok ihmal ediyoruz diye düşünüyorum, akıl kullanma rehberi felsefedir, onun alt dalı mantıktır, bunları zaten 1000 yıla yakındır ihmal ediyoruz.. Toplum din adına konuşanlardan etkileniyor ve onlarda aklı geri palana atıyor, bazıları aklı işlerken bile akıl ihmal ediliyor… Aklı ne için kullanacağımızı önerirken, ahiret için kullanın diyor, ahir (gelecek) için aklı kullanmak gerekir dense gelecek anlamında kullanma kast edilir ise sorun yok, ama öbür dünya anlamıyla ahiret için kullan demek veya bu anlama gelecek mesajları sürekli tek dünyaya yönelik vermek aklı sınırlandırmak demektir… Bize, aklı yaşamak için kullanmayı, akılla iyi olanı bulmayı bunun için insanlığın ulaştığı evrensel bilgilerle, diğer kişiler ve toplumlarla akılla, adalet ve barış için de yarışmayı, demek gerekmez mi? Bu yarışı da neye ulamak için yapmak gerek?
Yaratıcının insana lütfettiği en büyük nimetlerden biri de akıldır, şükürler olsun, Akıl, doğruyu yanlıştan, faydalıyı, zararlıdan, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayırt etmemizi ve biz insanların ve içinde yaşadığımız doğanın iyiliğine olanı yaparak yaşamak için verilmiş bir nimet ise ki öyle görünüyor… Bu akıl nimetiyle, bilgiyle düşünceyle yarışarak başkalarını geçmek değil daha iyi/güzel/doğru olana ulaşmaktır…
Amaç bu olursa, Dünya cennet olur, o zaman ahirette de cennet umut edilebilir… Acaba sadece Müslümanlar üzerinden düşünmeden, Hristiyanlar ne zaman Dünyalarını cennete çevirdiler, bence 1789 Fransız devrimiyle cennet tapusu satan, dini ruhbanların, kralların zincirlerinden laiklikle, demokrasiyle, kurtulunca, dünyalarını cennete çevirebildiler.. Onlar öyle kurtuldu biz nasıl kurtulacağız, sadece örneklik Kurtula, o dönem de o dönemin bilgilerinin akılla iyi kullanıldığından, dini düşünce ve ilkelerin kişisel fayda yerine toplumsal faydaya dönüştürülebildiğinden iyi bir örnek dönem yaşanmış.. Orada yaşanılan demokrasi, laiklik yok eşitsizlikler var ise de, dönemin normali olarak düşünülebilir… Biz Müslümanlar Hristiyanların yaşadığı, devrimi, aydınlanmayı, Rönesans’ı ne zaman ortaya koyabilirsek, akılla yarışa başladık demektir… Tahrikâtlar da, dini düşünce adına hareket ettiğini söyleyen cemaatler de düşünme akıl etme, mürşidin karşısında ölü gibi ol yerine, mürşitten daha iyi düşünce sunan mürşittir dediğimizde, akılla yarışa başlarız… Mürşit üzerine kısaca düşünerek yazıya son verelim mi?
Mürşit: Doğru yolu gösteren kimse, kılavuz, değerler, ilkeler, düşünceler diyebiliriz… İkinci anlamı ise Müritlerine tasavvufu öğreten, sırları ve gerçekleri gösteren tarikat şeyhi diyebiliriz… Biz ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu, M. Kemal’in Mürşit ile ilgili şu sözüyle "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." Mürşidimizi (rehberimizi) akıl, bilgi, düşünce yaparak, kendi toplumsal barışımızı adalet (ekonomik, Sosyal, Siyasal) üzere tesis ederek, akıl önce olmak kaydıyla nakli bilimi, dini düşünceleri asra göre okuyarak akılla yarışa başlamak dileğiyle.. Selam ve Sevgilerimle..
Sıtdık Fani – 22.1.2021 –vatandasfikri.com
Kaynaklar
Akl%C4%B1n%20%C4%B0badeti%20Tefekk%C3%BCr.pdf
4* http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
|