İNANCIN, ÖNÜNE GEÇMEMESİ GEREKİRKEN GEÇENLER!
Dinin önüne geçenler deyince ne aklımıza geliyor, can mı yok, akıl mı, üreme mi, mutlu olmak mı, insan ihtiyacı için üretmek mi, ahlak ve adalet mi yok, o zaman ne dinin önün geçiyor?
Geçmemesi gerekenler, bunlar nedir, örneğin fitne siyaseti, fahiş fiyat, hak hukuk tanımama, içgüdülerin sınırsızca yaşanması, başkalarının hakkını yiyerek lüks içinde yaşamak benim gördüğüm dinin/imanın önüne geçmektedir…
Bizim oralarda, Kastamonu dolaylarında dini, imanı para olmuş diyerek, artık bu kişiye güvenilmemesi gereğin altı çizilir… Üzülerek söyleyeyim ki bu tip toplumda çoğalmıştır… Bu ne demektir, değerler sistemi bozuk biri hem kendi içi tehlikeli, hem de içinde yaşadığı toplum için tehlikeli hale gelmiş denektir… Yani bu tür kişiler değerini kaybetmiş, mizanı bozulmuş kişilerdir, Bize değeri ne verir?
Bize değeri akıl ve düşünme verir, yaratıcı/fıtrat biz akıl ve bu akla yüklediğimiz bilgilerle düşünme yeteneği vermiştir… Anlayalım, üzerine düşünelim diye peşinde vahiy göndermiştir… Biz araçlar ile amaçları değerler aracılığıyla ediniriz… Ne amaçtır, ahlak üzere, bu bildiğimiz sadece belini muhafaza et değildir… Elini muhafaza ettir, dilini muhafaza ettir, bunlar aracılığıyla haram yeme, başkalarının hakkını çalma, dilinle dedikodu yapma, belinle meşru olmayan bir ilişki, cinsellik yaşama… Şimdi meşru dediğimiz nedir değerler üzere yaşmaktır, vatandaşı olduğumuz toplumun yasaları üzere yaşamaktır… Yaşayabiliyormuyuz? Yok, neden?
Fitne siyasetini açalım mı, adam kendi partisi kazansın diye her türlü hileyi, hurdayı yaparsa ki, yaptıklarına tanık oluyoruz, bu kişilerin dinleri imanları siyasi kazanç olmuştur… Yönetime gelmek, toplumsal sorunları çözmek için aday alan patiler/partililer daha işin başında hile yapıyorlarsa, ya yönetime geldiklerinde, hazineyi kontrol ettiklerinde ne yaparlar? Hz. Yusuf gibi hazneyi korurlar, toplum yararına mı, harcarlar, yoksa Karun gibi sadece toplumun olanı kendilerinin mi sanırlar, yaparlar? Bu hazineyi belli kişilere, genelde kendi adamlarına tahsis edişlerine dayalı, yalanlara dayalı siyasetin ürettiği fitneyi hiçbir kişi ve kurum üretemez… Buna benzer bir fitne ise şudur?
Fahiş fiyatla mal/ürün satma bu ne demektir, bir ürünün maliyeti vardır, örneğin bir liradır, piyasaya 1.25 kuruştan verilir… Ama ister üretimde düşüşü, ister talepde ki artışı dikkate alarak bu ürünü 5 liraya satan kişi aslında fahiş fiyata satarken ekonomik fahişelik yapmış olmaktadır… Fahişelik nesli bozarsa ki, artık doğum kontrol yöntemleri aracılığıyla buna izin verilmemektedir… Fahiş fiyatta toplumun ticari ahlakını bozar.. Karşılıklı güveni öldürür, fahişelikten daha tehlikelidir… Buna bir örnek verelim mi, virüs yüzünden maskeye ihtiyaç artmıştır, hasta ve yaşlılar maske takmazlar virüs öldürücü olmaktadır… Bunu duyan kişiler maske temin etmeye çalışmakta ve fiyat bir lirayken aniden 5 lira olmaktadır… Çok üreterek çok kazanmak yerine ürünün fiyatını artırarak kazanmak… Ekonomik ahlaksızlıktır, ahlaksızlığın her türü fahişeliktir biline… Din ve iman ahlak üzere yaşamayı gerektirirken, biz yaşamıyor, toplumsal yaşayışı kolaylaştıracak araçları, toplumsal yaşayışı zorlaştıran araçlar haline getiriyorsak… Dinin temel felsefesi olan iyi olanı yap, yapılmasını sağla, kötü olandan kaçın, kaçınılmasını sağla prensibi yıkmış oluruz ki, Allah korusun iman evimiz yıkılır…
Dinimizin önüne bu araçları geçiriyoruz demektir, bunu müşriklerde putlarıyla yapıyorlardı, Allaha inanmalarına rağmen, putları aracı olarak düşünüyorlardı… Bizde siyaset gibi, para gibi, cinsellik gibi şeyleri, dinin gereği olması gereken aklın, bilginin ahlak ve adalet ölçülerini geri plana atıyor, bu saydığımız araçları dinin önüne geçiriyor.. Müşriklerin putçuluğundan daha büyük bir günah içine düşüyoruz… Allah feraset versin, bunu öncelikle biz, sonra tüm Müslümanlar, sonra tüm insanlık aşabilsin… Aşmak dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Sıtdık Fani – vatandasfikri.com 3.4.2020
|