|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
ÜMMET BİLİNCİ |
ÜMMET BİLİNCİ
(Ümmet Bilincinin Önünde ki Engeller)
Her zaman ki gibi iman ettiğimiz Kitabımız Kuranın bu konuda ki mesajı nedir diye kitabımıza bakacağız, bundan önce Ümmetin birliğinin önüne ki engellere bakalım nedir bunlar dersek…
Bence, Siyaset, içtihat fakları, aşiretçilik boyutun da dar kavmiyetçilik, Kurandan uzaklaşmak diyebiliriz..
Siyasetin neden olduğu birinci engel, iktidarı ele gecirme ve zamanı gelince terk etme sorunu, bunu birçok ülke demokrasiyle çözmüş, demokrasi bir çok özgürlüklerin yanı sıra asıl önemli işlevi iktidara gelmeyi ve gitmeyi seçimle yapabilme imkanı sunması siyasal çatışmaların ilkini bertaraf ediyor… İkincisi ise Ümmetin ayrı devlet sınırları için de yaşamasıdır ki, buna günümüz de yapacağımız bir şey yok, yani sınırları kaldıramayız… O zaman bu sorunun çözümü nedir, dersek, imani konular da siyasetin koyduğu sınırları aşmamız gerekir ki bunun için sınırların kalmasına gerek yoktur, bu sınırlar kültürel olarak ümmet bilinciyle aşılabilir… Bunu aşmanın yolu ise imani meseleler de Kuran da birleşmek, ictihadi meseleler de ise ümmeti serbest bırakmaktır… Bunun aksine imani meseleler de , içtihatlar da birleşiliyor, tahrikat şehlerinin sözlerinde birleşiliyor ve bu kendi kabülü olan içtihadı herkese doğru bu diye dayatılarak hata yapılıyor… Kuran’ı kim vahiy etti, Allah, İctihatları kim yaptı kul…. Bizim kimi dinleyeceğimiz belli, ayrıca yönetimlerin de içtihat dayatması, bizi yönetenlerin ahlak ve adaletten ayrılması gibi durumun da buna sessiz kalmamamızın gerektiğini, fitneye fesata düşmeden tepki gösterilmesi gerektiğini anladıkca, ümmetin İslam ilkeleri doğrultusun da ümmet bilincinin geliştiğini göreceğiz, diye umut ediyorum… Allah yardım etsin, birligimizi saglayalım ve muhafaza edebilelim…
Şimdi Kuran dan ayetlerle konumuza devam edelim mi? Evet diyenler takibe devam etsinler…
İlk ayetin bize ne gibi sorumluluklar yüklediğini üzerin de düşündükce sorumluluğumuzun ağırlığını daha iyi anlıyorum. Bu ağır sorumluluğumuzun hakkıyla yerine getirmek için ciddi, disiplinli, fedakarhane çalışmamız gerekmektedir… Bize sadece ümmetin sorumluluğunu yüklemiyor bu ayet insanlığın sorumluluğunu da yüklüyor… Allah yardımcımız olsun ve biz de fedakar hane bir şekil de çalışalım ve sorumluluğumuzu yerine getirmelim.. Ayeti lütfen üzerin de dura dura okuyalım….
“”Âl-i İmrân 110 - Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.””
Siz, insanlığın iyiligi için ortaya çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz ne demek? Bizi başka ümmetlere karşı bile sorumlu tutan bu ayet üzerine düşündüm, biz ümmetdaşlarımıza karşı bile sorumluluk hissetmiyoruz, Allah affetsin, Allah islah etsin… Bize Kuran başkalarının inançlarına saygı duyun diye emrederken, biz kendi aramız da içtihat farkları yüzünden mezhep çatışmaları yaşıyoruz, şimdi okuyacagımız ayet ise, bırakın içtihatı, kimsenin putuna sövmemeyi öneriyor… “”En’âm 108 -Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.””
Biz ne yapıyoruz, bırakın başka ümmetleri, kendi aramız da küfürü bıraktık, can almaya başladık, gerekçelerimiz ise genellikle şunlar… Ülke sınırlarımızı korumak bu bir yere kadar haklı bir gerekce, içtihat farklılıkları, iktidarı ele geçirme ve iktidarlarımızı korumak, kendi kabilemizden olanları iktidara getirmek ve ayrıcalıklar yaratmak için adeta kuralsızlık içindeyiz gibime geliyor… Kabileciliğimizi Kuran , ilklerini yok saymayacak, toplum da fitneye neden olmayacak seviyeye getirmek zorundayız . Yoksa Müslümanlar Kuran daki ilkelerden kendini sorumlu tutmuyor mu? Allah korusun imansızlığa düşmek üzereyiz diye düşünmeye başladım… Allah imanlarımızı korumaya yardım etsin, bizde Kurana göre yaşayarak imanımızı canlı tutalım ki ümmet bilincimiz de canlı tutulmuş olsun. Şimdi müminlerin Allahüekber diyerek birbirlerini öldürdüğü, aslında birbirini öldürürken de aslın da ümmet bilincini öldürdüğü bugünler de şu ayetleri çatışan Müslümanların yüzüne yüzüne vurmalıyız… “”Nisâ 92- Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lazımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lazımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.””
“”Nisâ 93- Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.””
Aşağıda kaynak bölümün de Kuran daki bütün ümmet ve mümin bilinci verecek ayetlerin bağlantılarını verdim, lütfen interneti olanlar bu bağlantılardan söz konusu ayetleri incelesinler.
Sınırları kaldıramayacağız, o zaman kültürel bir Ümmet birliginin önünü açmalıyız, ortak sorumluluklar ortak davranışlar gerektirir bilinciyle…
İçtihat farklılıklarını çatışma nedeni degil farklı yorumlar olarak düşünerek, bu farklılıkları toplumların İslam’ı anlama katkıları olarak düşünerek bu çatışmaları da aşmalıyız… Bunun için laiklik önemli bir ilkedir, bunu üzerin de Kafirun süresini okuyarak laiklik meselesini düşünelim…
İktidarı devralma ve devretme yetenekleri için ise demokrasi şart, yoksa kabilecilik devreye giriyor, senin kabilen benim kabilem yönetecek derken çatışıyoruz… Yönetimi işin ehline verebilmemiz için seçim yaparak devleti kim yönetecek diye toplumun onayına sunulacak demokratik adil ahlaklı seçimlerin de iktidar çatışmalarını engelleyeceği ve ümmet bilincine katkılar sunacagı düşünceleriyle, tüm insanlığa ve ümmetdaşlarıma selam ve sevgilerimi sunarım…
Sıtdık Fani --- Eylül 15 – www.vatandasfikri.com
Kaynak:
2- http://www.kuranmeali.com/arama.asp?kelime=%C3%BCmmet&meal=diyanetvakfi&sure=hepsi&OrderBy=sira
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|