|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
HİCRET - MUHARREM AYI |
MUHARREM AYI - HİCRET!!
Bu günler de hicri takvime göre 1437 yılının ilk ayı olan Muharrem’in ilk günlerini yaşamaya başladık, bu hicri takvime göre yılbaşıdır.. Muharrem, bir taraftan yeni yılı, yeni şeyleri umutla yeniye doğru hicreti, yola çıkmayı olmayı hatırlatır. Bir taraftan da Kerbelâ’yı hatırlatır ki, bizi hüzne, acıya boğar. İmam Hüseyin ve yakınları Muharrem ayının ilk günü Kerbela’da tutsak edildiler. Fırat nehrine yakın bulunmalarına rağmen 10 gün su içmeleri yasaklandı. Muharrem ayının 10 günü de ise katledildi…
Tarih, yaşananları bize anlatır, ama yaşananları neden sonuç ilişkisine göre değerlendirerek ders almak ise günümüz de yaşayan biz insanlara düşer… Bundan ders almak için olayları gerçeğe yakın, gerçekçi değerlendirebilmeliyiz, bu olay da içtihat farklılıkları mı, mesepsel tarafgirlik mi, yoksa iktidar hırsına dayanan siyasal nedenler mi neden olmuştur? Bu soruları gerçekçi değerlendirmemiz durumun da tarihin derinliklerinden günümüze yansımaları bize ders niteliğin de olur. Aksi takdir de, bu katliam günümüz de yeni katliamlara gerekçe yapılabilir… İşte tam bu nokta da günümüz Müslümanları olarak bu tuzaklara düşmememiz lazım diye düşünüyorum…
Meshepler genel olarak faklı yorumlardan, daha çok da rivayete dayalı sünneti oluşturan bilgileri temel alır, bu farz olmayan bir durumun tartışılmasıdır ki, farz durumlar da bile öldürme hakkı diye bir şey yokken… Biz birbirimize mesepsel farklılıklardan dolayı nasıl kıyıyoruz anlaşılır şey değildir.
Bunun kaynağı fitnedir, fesattır, Adaletten ayrılan ve zulme düşen iktidarlardır, bunu dini bir neden gibi algılayarak bu fitneyi günümüze taşımak hiçbir topluma fay da getirmez. Bu olayı analım kınayalım, dersler çıkaralım ve günümüz de toplumsal barışımıza dayanak yapalım ki İslam aleminin içine düştüğü şiddet sarmalından kurtulabilmesine de vesile olmuş olsun…
Bunun için aramız da sevgiye saygıya neden olacak yorumlar yapalım ve bu yorumları toplumsal barışımıza hizmet ettirelim. Ayrıca İslam toplumların da görülen, çatışmaların büyük bir bölümünün mesepsel gibi görünse de iktidarı devretme ve devralma yeteneklerinin olmamasıdır diye düşünüyorum… BU yetenegi geliştirdikçe veya demokratik yöntemlerle iktidarı devretme ve devralma yelteği edindikçe aşılacak ve yönetim ilkeleri de laiklikle desteklendiğin de daha çok barış kendiliğinden gelecektir diye düşünerek yazımıza son verelim…
Kerbela şehitlerini öncelikle Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere bütün şehitlerimizi saygıyla anıyor, artık savaştan şiddetten barışa ve uzlaşıya, bu hicretin yaşandığı anlar da bizde göç edelim, barış yoluna koyulalım… Tüm İslam alemin ve insanlık olarak barış ve huzura ulaşalım dilerim… Selam ve sevgilerimle.
Sıtdık Fani --- Ekim 15 --- www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|