KADER
Yaşanılanlar Kaderimiz mi, Yoksa İradesizliğimiz mi?
Kader nedir, ne değildir derseniz ben size bir kadın ismi derim, yanlış mı, değil… Kader nedir dersek, yazgı diyebilirim, doğru mu, evet… Kader takdir edilmiş bir evren düzeni desek doğru demiş oluruz, kim takdir ediyor? Allah’ın yarattığı düşünülen varlıklara biçtiği rol diyebilirmiyiz, evet… Başka ne diyebiliriz, Allah’ın sünnetullahı…
Bu nedir? Allah’ın koyduğu sınırlar, bu ister varlığın, ister doğanın, ister bizim sınırlarımız olsun… Diğerlerini başka bir yazıya bırakalım, bizim sınırlarımız olan, kader ve sünnetullah üzerine düşünelim mi? Allah yaratıklarına bir rol, bir rota çizer, onlar için yaşadığı ortamlar hazırlar varlıklar buna uyar, bu anlamıyla kader bir yazgıdır.. Yani bizim cabamızla değiştiremeyeceğimiz şeyler, daha genel hatlarıyla yazılan bir yazgıdır… Bu bizim için nedir?
Örnegin doğduk, bebek, çocuk, genç, orta yaşlı, yaşlı olarak insani evreleri, yazgıları yaşadık ve öldük, bütün bunlar bizim irademizin dışında olan olaylar… Bu evreler bir yazgıdır, kaderdir ama bu arada yapıp ettiklerimiz, yapmayıp etmediklerimiz, iyiliklerimiz, kötülüklerimiz, mutlu ettiklerimiz, mutsuz ettiklerimiz, günahlarımız ve sevaplarımız ise iradeye dayanır… Akıl, Düşünce ve buna bağlı İrade ise bize sorumluluk yükler… Bunlar olmazsa, sorumluluk olmaz, sorumluluk olmazsa ahlak olmaz… Yani inanan, bilen, düşünen, irade bizi, iyiye güzele, doğruya, adalete, ahlaka, mutluluğa yönlendirir ve sevap kazanarak büyük ödüle ulaşabiliriz.. İradesizlik ise bunların tersine neden olur… Yani iyilikle kötülük yapma tercihi bizim irademize bırakılmıştır, bu tercihler sonucu sorumlu tutulacağımız unutulmamalıdır… Sorumluluk yoksa ahlak nasıl olur, sorumluluk yoksa suç ve ceza nasıl verilebilir? İşte bu nedenledir ki…
Kader vardır, bizim içinde yaşadığımız dünya düzenidir, bizim için takdir edilen doğum, yaşam, ölüm gibi insani evreleridir… Bunlarda bizim kontrolümüzün dışındadır ve kaderimizdir, yazgımızdır… Bizim irade ve sorumluluk alanımızda, olup bitenler ise bizim kendi irademizle, yazdığımız yazgımızdır… Bizim kaderimizin üzerinde irademizle etkilediğimiz alandır ki… Allah çalışırsak refah nasip eder, çalışmazsak etmez, Çalışır, bilgiler edinir sınava girersek başarılı oluruz, çalışmaz konuyla ilgili bilgiler edinmezsek başarısız oluruz.. İyi yaparsak iyilikler olur, kötü yaparsak kötülükler olur… Allah ise bize çalışmayı, iyilikler, doğruluklar, güzellikler yaparak adalet ve ahlak üzere irademizle... Kaderimizi yazmış oluruz… Allah yarattıklarının kötü yaşamasını istemediği için kötülük bizim iradesizliğimizin sonucu işlediklerimiz olabilir… Son olarak yanlış kader anlayışının Müslümanlara verdiği zararla, yazıya son verelim…
Yanlış kader anlayışı insanı, Müslümanı iradesizliğe mahkum eder, sen ne yaparsan yap, yazgını değiştirmezsin der, buna inanan insan, Müslüman sorunlara karşı savunmasız edilgen bir duruma düşer ki… İnsanın aklı, düşüncesi, iradesi, yapabilme gücü akamete uğrar… Yanlış kader anlayışını beceriksiz siyasetçilerde beslemiş, yaşanılan sorunların ve kötülüklerin kaderimiz olduğu inancını toplumlara yerleştirdiler ki.. Yaşanılan olumsuzluklardan kendileri sorumlu tutulmasın, o zaman kim sorumlu tutulmaktadır… Allah bizi yanlış düşüncelerden korusun, Allah’a iftira eden bir kader anlayışı bence yanlış bir kader anlayışı olmadır diye düşünüyorum.. Biz Müslümanların bu konu üzerinde derinlemesine düşümeleri gereğinin altını çiziyorum… Kader çizgimizi bize verilen akılla, iradeyle dünyalık bölümüyle iyi çizmemizin gereğini öneriyorum.. Allah çalışırsak yardım edecektir… Selam ve Sevilerimle…
Sıtdık Fani --- 16.8.18 --- vatandasfikri.com
Kaynaklar
-
Diyanet işleri Başkanlığı Dini Kavramlar Sözlüğü
-
file:///C:/Users/PC/Downloads/KADER%20ETRAFINDAK%C4%B0%20TARTI%C5%9EMALAR%20(2).pdf
-
TDK Sözlüğü - http://www.tdk.gov.tr/
|