|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
İSLAMİ FOBİ VE NEDENLERİ |
İSLAMİ FOBİ VE NEDENLERİ
İslam insanlığa, adalet, ahlak ve dolayısıyla huzur getirmesi için Allah tarafından vahiy edilmiş bir dindir. Ne yazık ki ne mensupları, nede mensup olmayanlar İslamı anlamamış yâda anlayanların sayısı çok az sayıda kalmıştır. Mensup olmayanların ise tavrı kendi inanç sistemlerini savunmaya yönelik bir zihinsel yapıyla, zaman zaman savunmayı aşan saldırğan bir ruh hali ile gerçek dışı bir karalama kampanyasına dönüşmüş, bu karalama kampanyası emperyalist emellerle, siyasetinde destegiyle, batı tolumlarında bir İslami fobiye dönüştürülmüştür. İslamofobi kelimesi anlam olarak "İslam korkusu (fobisi)" demektir. Bu terime, İslam'dan ve Müslümanlardan korkma, çekinme içgüdüsünün ifadesi bu yüklenmiştir. Bunu yüklerken dini kaygılardan çok siyasi kaygıların ön plana çıktığı izlenimi edinmekteyim.
Din siyaset ayrı alanlar olması gerekirken, üstelikte laik devletlerinde destegiyle kendi inançlarını savunmayı aşmış, saldırgan, kendi halklarını, kendi inançlarının çercevesi içinde tutmak için İslam’a uyudurma hikâyelerle saldırıya geçmişlerdir. Din gibi toplumsallaşmanın en önemli ayağını oluşturan inanç sistemini siyasete kurban etmek her iki toplumada yeni sorunlar içat etmektir.
Biz İslam dininin mensupları bu durum karşısında tavrımız ne olmalıdır, saldırmak diyenleri duyar gibiyim, hayır güçlü savunma içinde olunmalıdır.
Öncelikle İslami fobinin nereden kaynaklandığına isterseniz bir bakalım, başlangıcını İsterseniz, Türklerin ilk Anadoluya girişiylede başlatabiliriz, Haçlı seferleriylede başlatabiliriz, İstanbulun Fethiylede başlatabiliriz: Türklerin ve İslamın Balkanlarda yayılmaya başlamasıylada başlatabiliriz. Nereden başladığından çok ne amaçla ve hangi uydurgaç düşüncelerle yapıldığı bence daha önemlidir.
Birinci amaç hâkimiyetlerini kaybetme korkusu yaşayan Derebeylerin ve Kilisenin uyudurduğu vahşi, barbar, İnsana benzeyen ama insani duygular taşımayan, kadınları hapis ederek zorla ilişkiye giren, sünnet eden, savaşta çoluk çocuk, kadın kız, yaşlı demeden saldıran, kısacası insani hiçbir ölçüsü olmayan sadece işgal, sadece zalimlik üzerine hareket eden ve adlarının Türk diye anılan bu vahşileri insanlık adına durdurmamız gerekmektedir. Korku ve nefrete dayalı ruh yapısını çocuklar ve ilk gençlik çağındaki bütün Avrupayı kapsayan şekilde yayan Derbeyler ve kilise ruhban takımı istedikleri başarıya ulaşmışlar İslam ve Türk fobisini iyi bir şekilde toplumlarına yaymış, yerleşmiştir. Bizim çabamız bunun yanlış olduğunun ispatı olmalı, bizi tanımalarına fırsat vererek, iletişim ve haberleşme imkanlarınıda kullanarak bu yanlış anlaşılmaları güçlü savunmalarla aşmalıyız.
Bunu nasıl yapabiliriz, bunu Avrupalıların 1600-1700 yıllarındaki yaşamlarını onlara göstererek yapabiliriz. Onlar daha 100-150 yıl öncesi köleleği savunur ve kullanırken, onların insanlık için tehtit gördüğü İslam köleliği kaldırmaya 1400 yıl önce başlamıştır. Onların 400-500 yıl önce kadınlar insanmıdır, çadımıdır tartışmaları yaparken İslam kadın haklarını İnsanlığın gündemine taşımıştır. Çok evliligiğe izin veren ayet bile, iyi okunduğunda görülecektir, çok evlilik kültürü olan bir toplumu sınırlandırmaya yönelik bir ayettir. Savaşta vahşete gelince İslamın kitabı Kuran şavaş ayetlerinde bile barışı tercih etmenin altını çizerken, saldırılarınızda aşırı kaçmayın uyarıları var olduğunu siz batılılarda biz islam dini mensupları da görüyoruz. Biz Türklere gelincede savaşlarda abartılı barbarlık uyğulamadık, bizim ırkcılığımız olmazdı zaten dinimiz ırkcılığa da izin vermiyordu. Ama aynı dini paylaşan, aynı dili konuşanların dayanışma içinde olmasından daha dogal ne olabili ki. Kölelik ve sömürü düzenini en son terk edenler başkalarını barbabarlıkla ve insan sevmezlikle suçlaması ne kadar gercekci olabilir. Şu ayetin bile tek başına insanlar arasında sosyal hayata katkı sunabilecegini görüyoruz, bu ayeti gercekleştirmeye çalışan İslam dini mensublarının yaşama nasıl katkılar sunabilecegini sanırım düşünebiliriz.
Diyanet İşleri Meali “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” Bakara-177
Artık mızrak cuvalı delmiştir, siz güneşin balcıkla sıvanamayacağını anlamış olmanız lazımdır, yoksa luzumsuz düşmanlıklar yaratmaya, sömürmek için uyuduruk haberler, filmler çevirmeye nereye kadar devam debilirsiniz ki, İslamofobi sizin emperyalist emellerinize için halkınızı kandırmanızdan başka bir şey degildir. Ülkesi işgal edilmiş toplulukların sizi çicek demetleryile karşılamasını bekliyorsanız yanlış beklenti içindesiniz. Bundan sonraki fobiniz artık sömürme dönemi sona eriyor siz onu düşünün…
Dünya barışını bozan, ne İslamdır nede sosyalizİmdir, sömürü sisteminin organizatörü kapiatalizmdir. Sıtdık Fani
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|