|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
TEVAZU |
TEVAZU
Tevazu nedir, kime yakışır, ne için gereklidir gibi sorularla tevazu üzerine düşünmeye başlarsak daha iyi olacağını düşünüyorum… Tevazu nedir, alçakgönüllülük, gösterişsizlik, doğal halimizin davranışlarımıza yansımasıdır diyebiliriz… Niçin gereklidir, tevazuunun karşıtı nedir kibir, kibir kimin sıfatıdır?
Tevazu kime yakışır, makam ve yetkileri elinde bulunduranlara, maddi acıdan zengin olanlara tevazu yakışır, zaten fakir, yetkisiz kişi kibirli olursa zaten komik olur… Tevazuyu iyi anlamak için kibiri iyi anlamak gerek, kibir, büyüklük, ululuk taslama, kendini büyük görme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme diyebileceğimiz gibi insan duygusu ve davranışıdır…
Tevazu başka canların hakkına, hukukuna, sınırlarına saygı duyarak yaşmaktır, biz böyle yapabildikçe kibirden uzak tevazu içinde yaşamış oluruz, yalnız burada bir tehlike vardır… O şudur…
Tevazudan, alçakgönüllülükten anlamayan biriyle karşılaştığımızda, bizim hak hukuk, sınırlarımızı aşan biriyle karşılaştığımızda onu önce sınırlarını aştığı konusunda uyarmalıyız, bu uyarıyı dikkate almıyorsa tepki göstermeliyiz… Bu tepkilerimizi dikkate almıyorlarsa hukuki olarak hakkımızı aramalıyız..
Kurana göre kibir kimin vasfı diyerek devam edelim mi? O zaman bir ayet örneğiyle yazımızı bitirelim ne dersiniz? “Müddessir / 24 - Sonra baktı. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi de: «Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir. Bu, insan sözünden başka bir şey değil.” Burada Kuran mesajını yok sayma, gerçeği, doğru olanı kabul etmeme anlamındadır..
“Yûnus / 75- Sonra onların ardından da Firavun ve toplumuna Musa ile Harun’u mucizelerimizle gönderdik, fakat onlar kibirlendiler ve günahkar bir toplum oldular.” Burada fravunun sıfatı olarak yine doğru olanı kabul etmeme anlamındadır… Kibrin içinde biraz da alaya almak vardır, bununla ilgili ayetlerle yazıya devam edelim mi? “Hucurât / 11 - Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir. “ Alaya alma, diğer bir acıdan tevazu sahibi olamamak şımarıklık demektir…
“Sebe’ / 34 Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkar ediyoruz, demişlerdir.” Şımarıklık tevazu sınırlarının aşılması, kibrin davranışlar yansımasıdır, Allah esirgesin…
Aslında kendini beğenmişlikte abartmada diyebileceğimiz kibir, tevazu sınırlarının aşıldığında ulaşılacak bir olumsuz davranışlar sinsilesidir… Bundan uzak durmak kişi olarak görevimiz olduğunu kadar dini olarak da inandığımız dinin emridir, önerisidir, öğütüdür… Bizim tevazu içinde olmak daha çok saygı görmemize ve daha çok sevilmemize neden olacaktır… Toplumda daha çok saygı ve sevgi yaşansın istiyorsak kendimizi sevilir hale getirmeliyiz, buda tevazuyla mümkündür… Getirmek dileğiyle sevgi ve saygılarımla…
Sıtdık Fani – 20.9.19 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|