GERÇEK DİN
Gerçek din nerede, Allah katından elçiler aracılığıyla bize bildirilen bu gerçek dinin sadeleştirilmiş anlaşılır kılınmış halidir, bize ulaşanlar… O zaman gerçek din bize bildirilen vahiydir, vahiy’in kaynagı ise Allah katındaki bilgiler kitabı levhi mahfuzdur, bununla ilgili kitaplar alimler ne der?
“Sözlükte “yazı yazmaya uygun yassı ve düzgün yüzey” anlamındaki levh ile “korunmuş” mânasındaki mahfûz kelimelerinden oluşan levhi mahfûz “üzerine yazı yazılan, silinmekten ve değişikliğe uğramaktan korunmuş düzgün satıh” demektir.” Her şeyin yazılı olduğu en büyük kader levhası denilmektedir… Kuran bu kitap konusunda ne diyor, birde ona bakalım ki, bizim bu konuda bilgimiz ve bilgiye dayalı düşüncemiz olsun…
“”Hûd / 6 Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. (Bunların) hepsi açık bir kitapta (levh-i mahfuz'da) dır.””
“Hac / 70 Bilmez misin ki, Allah, yerde ve gökte ne varsa bilir? Bu, bir kitapta (levh-i mahfuzda) mevcuttur. Bu (eşya ve olayların bilgisine sahip olmak), Allah için çok kolaydır.”
“Zuhruf / 4 )O, katımızda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır.”
Kuran da dokuz yerde levh-i mahfuz geçiyor, ben bunların üçünü buraya aldım, şimdi bu konuyla ilgili bilgilerimiz oldu, bazı din düşüncesi sunan ilahiyatçılara baktık… Sözlüğe baktık sonuç da o kitap ana kitap bizim peygamberimize bu kitaptan bazı bilgiler verilmiş, Peygamberimizde bize bu bilgileri aktarmış, ilk uygulayıcısı olarak bize örnek olmuştur. Gelelim bu konuyla ilgili bizim düşüncemize… Gerçek din nedir?
Gerçek din iki kaynakta mevcuttur, birinci kaynak levh-i mahfuz, ikinci kaynak ise Kuran’ı kerimdir, biz birinci kaynagı göremiyoruz, o zaman elimizde ikinci kaynak Kuran, var.. Bu kaynaktan yararlanarak geçmişte yapılan yorumlar var, bu yorumların da ışığında biz gerçek din kaynagımız Kuran’ı günümüz aklıyla, bilgisiyle, düşüncesiyle yeniden, yeniden okuyarak yorumlayarak, cağımızın anlayışına göre okumamız, yaşamamız, sunmamız (teplig) gerekiyor diye düşünerek devam edelim mi?
Mehmet Akif Ersoy “Doğrudan doğruya Kurandan Alıp İlhamı, Asrın İdrakine Söyletmeliyiz İslam’ı” Derken sanırım tamda bunu demek istemiş olabilir… Bundan 1000-1200 yıl önceki sosyal, siyasal algılarla günümüz algısı aynı degil,araçlar degişmiş, mekanlar degişmiş… O zaman biz Kuranı degil de 1000 yıl önceki yorumları esas alırsak, sanırım hem çağımızdan/günümüzden hemde Kuran daki İslam dan uzaklaşmış oluruz. Örnegin devleti kim yönetecek sorusuna hala sultan, kral, padişah dersek… 1000 yıl önceki kadın anlayışını günümüzde hala kadınlarımıza siz buna uyacaksınız dersek, o zaman dinimizi kendi ellerimizle günün, hayatın dışına atmış olmazmıyız? Son olarak..
Gerçek İslam ile hem hal olmak, onun takva elbisesini giymek için, Kuran’ı günümüz modern yaşam anlayışına göre anlayarak, üzerinde dura, dura, hatta Felsefe, Biyoloji, Kimya, Sosyolog, Siyaset Bilimci gibi karma ekiplerle okuyarak… Günümüz Dini düşünce İnsanlarının (İlahiyatçılar) Kuran İslamını günümüz Müslümanlarına ulaştırma sorumluluğu vardır… Bu sorumluluklarını yerine getirmemenin vebali vardır, bu sadece Dini düşünce üzerine çalışan ilahiyatçıların degil tüm Müslümanların sorumluluğudur… BU sorumluluğun bilinciyle, gerçek dinin yaşanması dileğiyle.. Selam ve Sevgilerimle…
Sıtdık Fani – vatandasfikri.com – 25.3.2023
Kaynaklar
1* https://www.kuranmeali.com/Arama.php?kelime=Levh-i+mahf%C3%BBz+&meal=diyanetvakfi&sure=hepsi&siralama=
2* YUSUF ŞEVKİ YAVUZ - https://islamansiklopedisi.org.tr/levh-i-mahfuz
3* https://www.luggat.com/Levh-i%20Mahf%C3%BBz/1/1
4* Prof. Dr. Suat Yıldırım - https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/30918
|